11.Bölüm

10.1K 486 47
                                    

    Burçin arabadan istemeye istemeye indi ve indiği anda önünde gördüğü büyük evle gözleri faltaşı gibi açıldı. Bu ev resmen saray yavrusuydu. Burçin gözlerini karşısında duran iki katlı saray yavrusundan ayırıp Ayaza baktığında Ayazın çoktan kapıya yaklaştığını gördü ve hemen onu takip etti. Aslında eve girmeye korkuyordu. Sonuçta Ayaz da bir erkekti ve Ayaza güvenemezdi ama nedense içeriye girmesi gerekiyormuş gibi hissetmişti. 

      Ayaz, Burçin yanına gelince cebinden evin anahtarını çıkartıp kapıyı açtı ve Burçinin içeriye girmesini bekledi. Burçin Ayazın kapıyı açmasına şaşırmadan edemedi. Ne yani koca evin hizmetçisi yok muydu? İçeri girdiğinde etrafına bakındı ama çevresinde bir tanecik bile insan göremedi. Merakı üzerine Ayaza döndü ve

    "Hizmetçilerin nerede?"

diye sordu .

    "Demek yine senli benli konuşmaya başladık. "

dedi Ayaz alayla sırıtırken. Bu sırada bir elini cebine sokup salona doğru yürümeye başlamıştı .

     "Hizmetçim yok. Yalnız yaşıyorum. "

diye eklediğinde onu takip etmekte olan Burçin şaşkınlıkla

    "Nasıl yani bu kocaman evde yalnız mısın? Sana inanmıyorum.  E o zaman yemeği ve temizliği de mi kendin yapıyorsun?"

diye sordu. Ayaz Burçine dönüp geri geri yürümeye başladı ve cebindeki elini de çıkararak ellerini yanlarına doğru açıp gülümseyerek

   "Evet bu güne kadar bu kocaman evi ben temizliyordum ve yemeğimi de ben yapıyordum ama şimdi sen yapacaksın."

dedi. "Sen " derken işaret parmağını Burçinin minik burnuna vurmuştu.

    "Nasıl yani?"

diye cırladı Burçin. Bu yorgunlukla kocaman evi mi temizleyecekti  birde?

    "Cezanı merak etmiyor muydun? İşte cezan bu. İlk önce salonu temizlemekle başla. Ben de üstümü değiştireyim bu sırada."

dedi Ayaz ve Burçinin tek bir söz bile söylemesine izin vermeden merdivenlere doğru yöneldi. Yüzünde kocaman bir sırıtış vardı. Ne yapıp edecek ve Burçini bugün canından bezdirecekti. Kafasına koymuştu bile. Odasına girdiğinde kapıyı kapatıp giyinme odasının olduğu yöne doğru ilerlemeye başladı. Evinin her tarafı beyaz eşyalarla dekore edilmişken odası ofisindeki gibi siyah eşyalarla dekore edilmişti. Ayaz eline aldığı siyah sporcu atletini giyip altına da siyah  eşofman altını geçirdi. Biran önce gidip Küçük Şeytanını denetlese iyi olurdu.

      Burçin bir süre Ayazın arkasından bakakalmış daha sonra ise biran önce işe koyulması gerektiğini kendisine hatırlatmıştı.  Salona girdiğinde etrafını şöyle bir inceledi. Kapıdan hemen girince boydan boya olan eşsiz orman manzaralı bir cam göze çarpıyordu. Salonun duvarları ve parkeleri beyazken odanın ortasındaki  mavi halı odaya renk katıyor ve insanın içini rahatlatıyordu. Salonun tam ortasında beyaz bir koltuk takımı ve halının  üstünde bir sehpa bulunuyordu.

-Bu koltukları temiz tutmak ne kadar da zordur.

diye içinden geçirmeden edemedi Burçin. Koltuk takımının karşısında ise LCD ekran ve DVD dolabı yerleştirilmişti. Salonun toplu görüntüsünü tek bozan yerde dağılmış duran DVD lerdi. Burçin hemen adımlarını o yöne doğru ilerletip  DVD leri tek tek yerlerine yerleştirmeye başladı. Bu sırada Ayaz kapıya dayanmış onu izlemekle meşguldü.

     Ayaz, Burçin işini bitirince dayandığı yerden doğruldu ve Burçinin yanına giderek pek de kibar olmayan bir şekilde

   "Acıktım ben yemek yap."

Küçük ŞeytanWhere stories live. Discover now