Bölüm 5

45 6 16
                                    


Melissa'nın bakış açısından

"Sana güveniyorum." dedim ve gözlerinin içine baktım. İnsanlara güvenmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Hiçbir zaman kolay güvenen biri değildim ve insanlarla iletişimimde bu sorun oluyordu. Çok arkadaşım yoktu ve insanlara karşı soğuk biriydim. Ama Michael'ın bana davranışı benim ona güvenmemi sağlıyordu ve ben ona güvenmeyi seçtim.

"O zaman seni yarın arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum." dedi ve başımı evet anlamında salladım. 

Oturduğumuz yerden kalktık ve arabaya doğru gittik. Arabaya bindik ve evime doğru sürdü. "Araba sürmeyi bilseydim beni eve bırakmana gerek kalmazdı..." dedim birdenbire. "Bana yük olmuyorsun ki. Biliyor musun sana araba sürmesini öğretebilirim." dedi.

"Harika olur. Hem kendi arabamla okula gidebilirim." 

"Kendi araban var ama sürmeyi bilmiyorsun."

"Babam araba sürmeyi öğretecekti fakat çok yoğun işleri olduğundan bana zaman ayıramıyor. Sürmeyi öğretmek yerine almayı tercih etti."

"Siz zenginleri anlayamıyorum."

"Beni niye zenginlerin arasına katıyorsun? Hatırlatırım ki ben değil babam zengin. Bu durumda ben zengin sayılmam ki..." diye ona karşı çıktım.

"Sonuçta şirketin başına sen geçeceksin değil mi?"

"Bilmiyorum. Yani... Yapabilir miyim bilmiyorum." dedim tereddütle. Bir gün şirketin başına geçmem gerektiğini biliyordum ama bunu yapmak istemiyordum.

"Düşündüm de seni resmi kıyafetlerle, o sekreter etekleri ile... Harika gözükürsün." dedi ve dirseğimle koluna vurdum, gülmeye başladı,ona bakmayı kesip camdan dışarıya doğru baktım.

"Yanaklarının kızarıklığını görebiliyorum. Yüzünü çevirmen engel değil." dedi. Yanaklarımın kızardığını fark etmemiştim.

"Çok gıcıksın Michael!" diye söylendim ona.

"Bunu söyleyen ilk kişi değilsin. Alıştım buna." dedi. Artık kime nasıl davrandıysa, alışmışmış bu sözlere.

Cevap vermeyince "Peki ne olmak istiyorsun?" dedi. Bu soruyu çok düşünmüştüm ve kesin bir kararım yoktu. Gülerek "Fahişe." dedim ve birden frene bastı. Yolun tam ortasında durdu ve arabadan indi. Ne yaptığını anlayamadan kolumdan çekip arabadan çıkardı." Ne dediğinin farkında mısın küçük hanım! Bir daha sakın böyle bir şey söyleme,şaka bile olsa!" diye bağıdı bana. Neden bu kadar onu sinirlendirmişti anlamamıştım.Kolumu çok sıkı tutuyordu ve canım acıyordu."Beni korkutuyorsun." dedim gözlerinin içine bakarak. Gözlerini kırpıştırdı ve kolumu bıraktı,arabaya bindi.Ben de arabaya bindim.Arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk.

Uzun süre konuşmadık. Gözlerini yola dikmişti. Ben ise camdan dışarıya bakıyordum. Gecenin karanlığı çökmüştü. Yıldızlar gökyüzünde parıldıyordu. Bu mükemmel gecede beni incitmeyi başarmıştı. Gözlerindeki öfkeyi unutmamıştım.

Evin önüne geldiğimizde arabadan inecekken Michael elimden tuttu ve inmemi engelledi. Kendine döndürdü beni ve "Yarın seni sekizde alırım." dedi. "Tamam." dedim ve arabadan indim.

Kapıdan içeri girerken Alysia ile karşılaştım.Şuan onu hiç görmek istemiyordum ama şansıma yine karşıma çıktı."Nasıl geçti gençlerin randevusu?" dedi. Gözlerimi devirerek "Bazen beni takip ettiğini düşünüyorum.Neyse seninle tartışamam şimdi." dedim ve merdivenlerden koşarak odama çıktım. Günün yorgunluğunu üstümden atmak,uyumak istiyordum. 

"Mike ile ilgili tavsiye ihtiyacın olursa sevdiği şeyleri söyleyebiiliiriimm." dedi arkamdan.Sevdiği şeyleri söyleyebilirmişmiş.Sanki onun bilgilerine ihtiyacım varmış da...

Saat on bir olmuştu ve artık dinlenmeliydim.Yarın güzel bir gün olacaktı.Michael'ın arkadaşları ile tanışacaktım.


Basit Tesadüfler /m.g.cWhere stories live. Discover now