13. Bölüm

80 3 4
                                    

Normalde aşk dolu eylemlerden, aşk dolu sözlerden hiç hoşlanmam. Hatta birkaç ay önce arkadaş ortamında aşk diye bir şeyin var olmadığını savunmuştum. Ama şu an, yanımda uyuyan Barış'ı izlerken aklımdan bir sürü güzel şey geçiyor.

Uyurken çıkardığı horlamaya yakın nefes alış veriş sesi beni mutlu ediyor. Sıcacık teni beni mutlu ediyor. Kokusu beni mutlu ediyor. Dudaklarının biçimi beni mutlu ediyor. Ve bunlar sadece o uyurken aklıma gelen şeyler. Daha birçok şey var.

Parmaklarımı yüzünde gezdiriyorum ve her santimetre karesini aklıma kazımaya çalışıyorum.

Gözlerini açtı ve beni görmesiyle gülümsemesi bir oldu.

"Özür dilerim seni uyandırdım. Çok güzel uyuyordun."

Güldü, evet gülünce gözlerinin küçülmesi de beni mutlu ediyor.

"Iyi ki uyandırdın. Seni gündüz de çıplak görmek istiyordum."

Evet dün gece ışığı bile açmadan sevişmiştik. Bu aslında iyi olmuştu çünkü beni çıplak görmesinden utanıyordum.

Hemen üstümü tamamen örttum, sırt üstü uzandım.

Kolunu belimden sarıp üstüme doğru eğildi.
"Utanıyor musun?"

"Evet, yani çıplağım çünkü."

"Dün gece karanlık olsa da her santimetre kareni ezberledim ben bitanem."

Güldüm ve bu kez örtüyü başıma kadar çektim.

O da yorganın altına girdi ve dudaklarımı öpmeye başladı. Bacağımı kendisine doğru çekti. Şu an durmazsam birkaç saniye sonra asla duramayacağımı anladım.

"Işe gitmem gerek."

Saate baktı,
"Zaten geç kalmışsın boşver."

Öpmek için yaklaşmıştı ki,
"Mrs. Jensen beni öldürecek." dedim.

"Istersen onu arayıp hasta olduğunu söyleyebilirim. Böylece tüm gün yataktan çıkmayız."

"Sen işe gitmeyecek misin?"

"Ah, doğru bugün öğleden sonra önemli bir toplantım var."

Yanağını öptüm,
"Duşunu kullanabilir miyim?"

Yaklaşık bir saat sonra giyinip saçlarımı kurutmuştum.

"Ben seni bırakayım."

"Kafe yakın zaten kendim.."

Dudaklarını dudaklarıma bastırdı,
"Hadi çıkalım."

Kafenin önüne geldiğimizde arabadan inmek üzereyken elimi tuttu.
"Çok güzel bir geceydi Jen."

"Çok güzeldi. Işten çıkınca ararım."

Kafeye girdiğimde Mrs. Jensen geç kaldığım için arkamdan seslenip kızmış olsa da gülmeye devam ettim. Çünkü mutluyum. Hiç olmadığım kadar.

O günden sonra onun işlerinin yoğunluğundan dolayı 3 gün görüşmemiştik. Haftasonu gelmişti ve onu aradım.
"Kızlar seninle tanışmak istiyor, bu akşam bize yemeğe gelmeye ne dersin. Belki gece kalmak istersin?"

"Hımm. Gece kalma fikri hoşuma gitti. Gelirim tabi ki."

Akşama kadar hazırlık yaptık. Daha doğrusu ben pek bir şey yapmadım.
"Callie çok teşekkür ederim. Yemek yapmayı hiç beceremem ben."

"Evet tatlım patatesleri soymandan anlamıştım. Ben severek yapıyorum."

Kızların hepsini seviyordum ama Callie onlara göre çok daha uysal biriydi. Kitap okumayı, film izlemeyi, konserleri ve tiyatroları seven biriydi. Onun gibi biri olmak isterdim.

Neredeydin?Where stories live. Discover now