7.BÖLÜM

201 14 4
                                    


Gölgelerin arasında saklanmaktan yana olduğumu hiç sanmıyorum gölgeler, karanlık seni kendine çeker ve acı sessizlikle bitirir. her canlıyı kafamı biraz yukarı kaldırıp güneşin yok olmaya yüz tutmuş renklerinin içime aydınlık sağlamasını istedim sadece istedim.

Elimde olan tek şey güneşin sessiz çığlık ve koyu kırmızı kan rengi ışıklarıyla karanlığa yerini bırakışıydı bugün belki güneşin batış zamanı olabilir ama benim güneşimin ışık saçmasını sağlayacak zamanda olabilir.

Merdivenleri tırmanıp ağaç evin zeminine ayak bastığımda karşımdaki adamın geriye doğru bir adım attığını gördüm yüzündeki ifadeden bunu yapamayacağımı düşünmüş olmalı ki ben bile arkama bakmadan topuklarımı arkama vura vura uzaklaşacağımı düşünürken kendimi burada buldum ona bakmadan ağaç evde kalan evrakları çantaya koyup bir nevi tıktım da denilebilir hızlıca omzuma aldım eğildiğim yerden hızlıca doğrulduğumda çaprazımda kollarını birbirine birleştirip bana bakan adamı far ettim

''Ee neden öyle dikiliyordun söyleyecek bir şeyin varsa söyle yoksa uzaklaş buradan ve beni gördüğünü unut ''

Birkaç saniye bana uzun asır gibi gelirken sırtını dayadığı tahtadan doğrulup karşıma dikildi yüzümde yine o korkutucu gülümsemesi geldi yada bana öyle hissettiriyor sivri dişleriyle avını kolayca parçalayabilecek bir canavarı anımsatıyordu bana yakınımda olması yetmiyormuş gibi burnum dibine kadar gelmesi de cabasıydı

''Sana yardım etmek için geldim''

Bu adam ne diyordu böyle yardımını neden şimdi yapmaya kalkıyor annem ölmeden önce hangi cehennemdeydi o zaman sanki dünyanın en sakin insanıymışım gibi birde övüne övüne anlatıyor

''sen ...

Durdum birkaç saniye aklımdaki kelimeleri toparlamak için biraz zamana ihtiyacım vardı ciddi bir zaman dili bu bahsettiğim

''sen madem yardım için buradasın annem ölmeden nerdeydin ''

Kalkık omuzları bir anda çöktü gözleri, sonsuzluğu andıran gümüş rengi gözlerine üzüntü çöktü derin birkaç soluk verip bir adım uzaklaştı

''annenin ölümü ani oldu biz ...ben böyle bişey düşünemedik''

Gözlerinde az önce ağzından kaçırdığı çoğul kişileri ben yok saymamı bekler gibiydi ama öyle olmasına izin vermiyeceğim sonuna kadar gidip nedeni bulacağım

''biz derken kimleri kastediyorsun''

Çökük omuzlarını tekrar kaldırıp sanki evrenin gizemini gözlerine akıtılmış çevresine yıldızlarla bezendiğini hissettiren bakışlar gidip ürkütücü olan koyu gümüş rengi ortaya çıktı birkaç derin nefes ve sakinleşmeye çalışmak için söylediği kelimeleri anlamaya çalışsa da kesinlikle yabancı kelimelerdi bunlar insanların ağızlarını okuyabiliyordum buda nesliha'nın sayesinde olan bir şey yanımızdan geçen herkese karşı bakış açısını söylemeden duramazdı tabi insanların yanımızda olması da olayı zorlaştırırdı bu sayede iletişim kurardık onun salak saçma insanlara taktığı lakapları bile özledim içimden yükselen derin bir ah ile karşımdaki adamın bir an olsun dinen bakışları bana kaydı genizden gelen birkaç öksürük ile kendi dünyamdan çıkmamı sağlayıp iyice kafamı ona verdim

''biz derken benim daha genç olduğumun farkındasın sen yalnız hissetme diye buradayım bir nevi beni aracı olarak düşün ''

Ah anne sen ne yaptın böyle kaşlarımında kendiliğinden kalktığını biliyordum yavaşça çatarak iğrenç bir varlığa bakarmışçasına konuştum

''benim aracıya ihtiyacım yok benim sadece annemin ölümüne CİDDEN yardım edebilecek kişilere ihtiyacım var.''

Onunda benim gibi sinirlerinin kıyısından geçtiğine eminim ama benim aksime onu tutan bir şeyler vardı

Benim aksime belki tutunacak bir şeyleri vardır....

SIRLARIN FISILTISIWhere stories live. Discover now