Gerçekçi Hayaller

38 5 3
                                    

Oy oy medyadaki bakışa bak ya. Ben çektim izlerken. Çok tatlı çakıp giden bir salise falan. Ulan Mecnun...

***

Ali ve Nazlı. Daha birkaç gün önce Mecnun ile karşılaşmanın şokunu atlatamamışlardı. Bu nasıl olabiliyordu? "Hayal gördüm. Ama nasıl bu kadar gerçekçi olabiliyor bir hayal?" diye düşünüyorlardı.

Mecnun'dan sonra İsmail Abileri geldi akıllarına.

Bu acı geçiyor mu?

Sonra Yavuz geldi. Ellerinde vurulmuş, gelinlik içinde baygın Eylül vardı.

İsmail bi şey... Bi...bi...biri...

Daha sonra sol kaburgası elinde İskender baba... Bunların hepsi gözlerinin önünde beliriyordu ikisinide. Böyle yanlarına oturup bakıyorlardı onlara. Teker teker tüm karakterler...( ama tabi ali ve nazli habersizler birbirlerinden. Baska sehirlerde yasiyorlar.)Sanırım delirmişlerdi. Aşklarından.

Öyle karakterler gelip giderken ikisinin çaprazındaki koltukta bir kıpırdaşma oldu. Hafiften korktular. Yok bayağı bir korktular. Aynı anda çevirdiler kafalarını oraya.

Oraya bakar bakmaz kahkaha attılar. "Yok artık!" diye haykırdılar. Erdal Bakkal baralarını sayıyordu.

"100 200 100 200.... "

Onlar haykırınca Erdal onlara baktı:

- Ne bağırıyorsun! Ödümü batlattın!!! Ammmaann, nerede kaldığımı unutturdun bana!!! Bir saniye"dedi ve etrafına baktı." Benim burada ne işim var. Bana böyle bir bilgi gelmedi. Başka bir evde uyancan falan diye. Bana böyle bir şey söylenmedi." korkmuştu biraz.

Onlar da:

- Valla kusura bakma İrdalcım. Benim kafalar bi gidiyo bi geliyo bi gidiyo bi geliyo. , diye gülerek yanıt verdiler.

Artık hayal etmeyi bırakmışlardı. Ama üzüldüler biraz buna. Onlar ile olmak... Çok güzeldi.

"Erdal Bakkal dansı yapmadı daha ama!! :(((" diye düşündüler ama gelen giden yoktu.

Uyumak için gittiler odalarına.

***
Kısaydı. Özür dilerim. Diğeri güzel. Orada açıkladım. Neden kısa olduğunu...

KIŞIN İNSANLARIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora