Berk Adası'nda sıradan bir gün değildi. Yani Hıçkıdık dışındakiler için. O her zamanki gibi sabah kalkmış, yanında uyuyan meleğine sabah öpücüğünü verdikten sonra hızlıca duş alıp giyinmiş ve kız kardeşlerini kontrol etmişti. Ardından da evden çıkıp işlerine başlamıştı. Geğirik'in ihtiyacı olan deriden almak için Barışçıl Ülke'ye küçük bir seyahat düzenleyecekti. Tüm gününü alacak bu seyahati kabul etmesi biraz uzun sürmüştü ve gönülsüzce ejderhasına binip adadan ayrılmıştı.
Hikaye buraya kadar çok normal değil mi? Normal bir reis, normal bir gününü yaşıyor.
Halbuki olayın iç yüzü hiç göründüğü gibi değil.
Hıçkıdık çıkar çıkmaz uyku numarasına son veren Astrid ve kızlar ayaklanıp hazırlıklara başladılar. Çünkü bu gün saçma sapan bir sebepten adadan gönderdikleri Hıçkıdık'ın dört yılda bir gerçek gününde kutlayabildikleri doğum günüydü.
"Pekala kızlar! Beni iyi dinleyin. Lilac portalın yanında mı?"
"Evet yenge."
"Peki, Lidya sen Lilac ile portaldan geç ve herkesi getir. Ne kadar karakter o kadar eğlence demek. Disney'e bile uğrayın."
"Peki yenge!"
"Kristen ve Pheny siz ise Takım Adalar'daki tüm davetlileri getirin. Gemiler hazır."
"Peki yenge!"
"Alexsis ve Sierra ise benimle kalın ve Berk için yardımcı olun."
"Peki yenge!"
--
Öğleden sonra tüm işler bitmiş, davetliler adaya gelmişti. Hediye köşesine yaklaşmak için ekstra çaba sarf etmeliydiniz. On beş kadar korkunç dehşet kendini hediyeleri korumaya adamıştı çünkü.
Kızlar, Astrid ve Valka tüm davetlilere tek tek teşekkür etmekten yorgun düşmüş bir şekilde reis tahtının etrafındaki tahtlarında oturuyorlardı.
"Sizce abim ne zaman gelir?" diye sıkıntıyla somurttu Lilac.
"Birazdan... Umarım..." Alexsis başını önüne eğdi. Saçları yüzünü kapatmıştı.
"İyi günler leydilerim." Hepsi şaşkınca karşılarındaki adama baktılar.
Bu Kızılgen Adası'nın reisi Carlos Harrison'du. İnatçı mı inatçı! Ayrıca fazlasıyla tipsiz, kızıl saçlı, kahverengi gözlü, tembel, uyuşuk, sülük, asabi, iğrenç alışkanlıkları olan, kaslı ama kaslarını kullanmasını bilmeyen, ezik, kendini fazlasıyla beğenmiş biriydi.
Önce baştaki Pheny'den başlayarak Astrid'e kadar hepsinin ellerini öptü. Astrid'e gelince somurttu ve yeniden başa döndü. Evet onu güzel bulmuyordu.
"Benimle bu güzel partide dans eder misiniz leydim?" Elini uzattığı zavallı Lilac iki tarafındaki kardeşleri Alexsis ve Lidya'ya baktı. İkisi seçilmedikleri için sırıtmaya başlamışlardı ve Lilac'ı Carlos'a doğru ittiler.
Zavallı kız mecburen doğduğundan beri banyo yapmayan çirkinin tekiyle dans etmek zorunda kalmıştı.
Bir süre müziğe uyum sağlayarak dans ettikten sonra neredeyse ölecekti. Ve sessizce gözleriyle gördüğü tek kişiden yani Sertceviz'den yardım istedi.
Sert olayın ciddiyetini anlamış olmalı ki Carlos'a arkasından yavaşça yaklaştı. Tam arkasına adım attığı sırada ona çelme taktı ve düşerken Lilac'ı yakaladı. Şimdi ikisi çok yakın bir pozisyonda dans eder şekildelerdi. İkisi de ayrılmaya çalışmadı ve dans etmeye başladılar.
