On Yedi

3.5K 148 13
                                    

********************************

Amy'nin bakış açısı

"Bana yine öyle bakıyorsun."

Jo yüzüne yavru köpek bakışlarını yerleştirdi. "Ne?" dedi sanki neyden bahsettiğimi anlamamış gibi. Kesme tahtasının başında neşeyle sebze doğruyordu. Arada bir bana attığı bakışları yakalıyordum. Bu bakışlar kesinlikle sevgi doluydu ama içinde başka şeyler de saklıydı. Ona arkamı dönüp yüz ifademi düzeltmeye çalıştım. Öfkelenmiştim. Ama asıl öfkelendiğim Jo değildi. Bunu çok iyi biliyordum.

"Bunu yapma."

Onu yanıtlamadan önce birkaç saniye bekledim.

"Neyi?" dedim ona dönerek. Çoktan elindekileri bırakıp bana yönelmişti. Ellerini gevşekçe belime sardı.

"Kendini kapatma. Konuş benimle." dedi. Kafamı çevirmeye çalıştım ama izin vermedi.

"Amy. Amy."

Kaçış yoktu. Dosdoğru gözlerinin içine baktım. Görünmez kalkanım tuzla buz oldu. Yutkunamadım bile.

"Seni görüyorum, Amy. Çırılçıplaksın. Ruhun yaralarla bezeli. Ama merak etme. Yenilerini açmaya gelmedim. Yaralarına üflemeye geldim."

Bu hayatımda duyduğum en saçma şeydi. Fazla romantikti. Ama söyleyen Jo olunca sanki ruhumu okşamıştı. Ona sıkıca sarıldım. Biliyordum.

*************************

Evime giderken aklımdan milyonlarca düşünce geçiyordu. Amy'nin geçmişi. Teklifimi kabul etmesi. Annesi ve ona yaptıkları. Eve girer girmez kendimi odama kapatıp hıçkırarak ağlamak istiyordum. Max beni bekliyordu ve yürüyüşe çıkmak için ölüyordu. Son zamanlarda onu çok ihmal etmiştim. Bu yüzden dayanamadım ve onunla parka gittim.

Max'in işini bitirmesi her zaman 1 saat sürerdi. Bugün de öyle oldu. Yine bana kendisini taşıttı ve eve girer girmez eski canlı haline geri döndü. Nikki birkaç gündür eve uğramıyordu. Onunla ilgili yolunda olmayan bazı şeyler seziyordum. Ama emin değildim.

Telefon çalmaya başladı. Küvette uzanmıştım. Üzerimden sular damlatarak odama gidip telefonu almayı göze alamadım. Bu yüzden çalmaya devam etmesine izin verdim. Telefon ısrarla ikinci kez çalınca söylene söylene bornozumu giydim ve odaya koşturdum. Gizli numara arıyordu.

"Alo?"

Sesim bana bile yorgun gelmişti. Sağlam bir uykuya ihtiyacım vardı.

"Joanne Moore? Ben Detektif Kimball. Sizinle Amy Smart hakkında görüşmek istiyorum. Merkeze gelebilir misiniz?"

Telefon uyuşmuş parmaklarımdan kayıp yere düştü. Kulağımın içinde davullar çalıyordu. Dizlerim şiddetle titriyor ve kalbim göğüs kafesimden çıkmak için çırpınıyordu. Yere kapaklanan telefondan Detektif Kimball'ın sesi geliyordu. Uyuşmuş bedenimi beynimin emirleri için zorlayarak diz çöktüm. Bu daha çok yere kapaklanma gibiydi. Dizlerim yere sertçe vurmuştu. Titreyen elimle telefonu doğru düzgün tutmaya çalışıp kulağıma yaklaştırdım.

"Bayan Moore? Orada mısınız? Alo?" diyen sesini duydum.

"Bura..." diye denedim ama sesim fısıltı halinde çıkıyordu. Boğazımı kuvvetlice temizleyip tekrar denedim.

"Buradayım. Ne oldu? Ona bir şey mi oldu?"

Duyacağım şeylere kendimi hazırlamaya çalıştım. Amy'nin evinden ayrılalı henüz birkaç saat olmuştu. Polis bıkkınlıkla iç geçirdi.

MOR 《girl♡girl》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin