DÜĞÜN VE ÖLÜM

28.7K 578 42
                                    

Soğuğun en soğuk halini hissediyordu Zilan son olacaktı belki bu, sevdiğiyle son şansıydı.

Biliyordu ki aşiret ağası Reşwan ağa onları bulursa onu ve sevdiğini asla yaşatmayacaktı.

Zilan soğuğa meydan okuyan dudaklarını ıslattı.

Afran, gözlerini yoldan ayırmaksın hızlı bir şekilde gidiyordu Zilan aşkıyla
yanıp tutuştuğu adamın elini tuttu.

''Dünyaya bir daha gelsem gene sana kaçarım Afranım.'' dedi.
Afran'ın dudağı yukarı kıvrıldı ve sevdiğinin dudağına masum bir buse
bıraktı.

Zilan her ne kadar sevdiğine kavuşsada babası Şerwan ağanın onu bulunca gözünü kırpmadan öldüreceğini biliyordu.

Afran Zilan'ın gözlerindeki korkuyu farkedince onu rahatlatmak için arabayı durdurdu.

''Zilanım dağ çiçeğim senin üzülmeni asla istemem."

"Delalım her ne olursa olsun ölümde olsa seni bırakmayacağıma söz veriyorum hadi üzülme.'' dedi.

Zilan ölüm kelimesini duyunca Afrana ''Tövbe de seni benden ölüm bile ayıramaz ölüm bize herseyden uzak olsun dedi." ve elini sımsıkı tutarak Afrana güven verdi

Afran hafif bir gülümesemeyle yoluna devam etti. Yollar sanki hiç bitmiyordu

Yağmurun cama düşen tanelerini eliyle sildi Zilan ,kendi yansımasına bakarak iç geçirdi .

Amaçları İstanbula ulaşıp töreden, aşiretten uzak bir hayat kurmaktı.

Afran arabanın hakimiyetini eline almakta zorlanıyordu.
Ve o an araba yağmurun etkisiyle kontrolden çıktı.

Afran'ın son bir Sesi duyuldu:
"Sıkı tutun delalım".
Araba hız kesmeksizin üc takla atmıştı.

Belki Afran ve Zilan'ın bu kazadan geriye sadece birbirlerine bakan gözleri ve kasvetli bir hava kalmıs olacaktı.

ÖLÜM

''Zilan Arnasın durumu gayet iyi sadece üç gün müşade altında tutulması gerek.
Geçmiş Olsun.'' diyordu yabancı bir ses.
Ardından kapanan kapıdan tok bir ses geldi.

Zilan gözlerini zar zor açmıştı evet hastanedeydi karşında büyük abisi Nijder, Peyman, Tirwan vardı.
Peyman delirmiş gibi odanın içinde tur atıyordu.

Tirwan söze oturduğu yerden ayağa kalkarak başladı: Ağabey namusumuzun temizlenmesi gerek ya berdel gerçeleşecek yahut Zilan öldürülecek.

Odaya Reşwan ağanın girmesiyle hepsi ayağa kalktı, Reşwan ağa söze başladı

"Afran Hiyanoglu ölmüş."

Zilan bunları duyunca başından aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi oldu elindeki serumu yere firlattı babası ve abisi birden ayaklandılar Zilan hastanede avazının çıktığı kadar bağırıyordu.

Şimdiden kader acı yüzünü Zilana göstermiş Afranın dünyasını değiştirmişti.

KONAK

Hiyanoğullarının üzerine kara bulutlar örtülmüştü, biricik ağaları Afran töreden kaçarken takdir-i ilahi kaza geçirmiş ve hakkın rahmetine kavuşmuştu.

Ve ölümünden bir hafta geçmişti.

Zilan bu sürede çökmüştü iştahı hiç açılmak bilmemisti o güzelim kız yıkık dökük harebe bir evden farkı kalmamıştı.

RÎHA'NIN  GELİNİ Where stories live. Discover now