Unexpected~Bölüm13

302 19 4
                                    



-Ada-

Eve gittiğimde annem mutfakta lazanya yapıyordu. Yanağına bir öpücük kondurup odama çıktım. Odam normalde çok düzenli olmasına rağmen son birkaç aydır başka şeyleri düşünmekten odama özen gösterememiştim. Keşke tek özen gösteremediğim şey odam olsaydı... Kendim, arkadaşlarım ve ailem de özen göstermediklerim arasındaydı. Ailem hep yanımda olsa da arkadaşlarımın hepsini kaybetmiştim. Hem de yeni gelen bir kız yüzünden.

"Konuşmak ister misin? Seni uzun zamandır gülerken görmedim. "

Anneme oturması için yatağımın yanında yer açtım. Sorunu büyük ihtimalle anlamıştı ama benden duymayı bekliyordu. Çünkü ne zaman kötü birşey olsa ben ona söylemesem de gözümden anlardı. İşte bu yüzden onu çok seviyordum. Aslında tek neden bu değil. Onu annem olduğu için çok seviyordum. Bazen yanlış kararlar versem de, kötü notlar alsam da hep arkamda olurdu. Babam ve o benden hiç desteğini eksik etmezdi ve bu yüzden onlara minnettardım.

"Sorun yeni gelen kız. Daha bu senenin başında okula başlamasına rağmen bütün arkadaşlarım şuan onun peşinde koşturmaktan bir hal oldu. Alperen'le sevgililer ve Deniz'le en iyi arkadaşlar. Eskisi takıldığımız günler çok eskide kaldı. Çünkü bu kız hepsini birbirine düşürdü.

Annem söylediklerimi sözümü kesmeden dinledi. Çok iyi bir dinleyiciydi.İçimdeki herşeyi attıktan sonra ondan teselli bekler gibi baktım. Arada benim de ona yaptığım birkaç kötülükten bahsettim tabii. Yani telefon ve pijama konusunda ben de haklı olmadığımı biliyordum ama gerçekten hak etmişti.

"Ben de aynısını yapardım. Ama bu kızı tanımadan yargılama. Belki herkesin onu bu kadar sevmesinin bir nedeni vardır. "

Gülümsemek için kendimi zorladım ama hayır, o kadar iyimser olamazdım.

"Bütün bunları yaptıktan sonra onunla arkadaş olmamı beklemiyorsun herhalde? Ben istesem bile o istemez zaten."

"Arkadaş ol demiyorum. Sadece ön yargılı olma. Onun da yaptıklarında bilinçli olduğunu düşünmüyorum ve uygun dille konuşursanız çözebileceğinizi düşünüyorum. "

"Ben düşünmüyorum."

Somurtmaya devam ediyordum.

"Aç karnına düşünemezsin tabii." dedi annem gülümseyerek. "Hadi aşağıya inelim de karnımızı doyuralım."

Aşağıya indiğimde küçük kız kardeşim babamın sırtına binmiş atcılık oynuyorlardı. Dışarıdan bakıldığında mutlu aile tablosu sergiliyorduk resmen. Yemekten önce Ege mesaj attı.

"Seni çoooook özlediim."
"Ben de senii."
"Seni çok seviyorum... <3"

Daha fazla sulu aşk mesajları çekemezdim.

":) şimdi yemek yemem gerekiyor sonra konuşuruz.."

"Afiyet olsun aşkım."

Cevap vermedim. Ege'yi gerçekten seviyordum. Yakışıklıydı ve gerçekten çok yetenekliydi. Özellikle rüzgar sörfünde. Geçen yaz henüz grupça takılırken beraber Kaanlar'ın yazlığına gitmiştik ve orada Ege'yi sörf yaparken görmüştüm. Gerçekten inanılmazdı. Yine de duygularımı yansıtmakta pek iyi değilim. Sulu sulu mesajlar veya herkesin ortasında yapılan gösteriş için olan sarılmalar veya öpücükler tarzım değil. Ama bazen zorunlu kalıyorum.

Yemeği yedikten sonra babamla golf oynamaya gittik. Bu küçüklükten beri yaptığımız düzenli bir etkinlikti. Yakında kız kardeşimi de yanımıza alacaktık. Yaklaşık 3 saat oynadıktan sonra dönmek için arabaya doğru yürümeye başlamıştık ki karşı yolda Melinda'yı gördüm. Babama birazdan dönebileceğimi söyleyip onun yanına gittim.

Melinda beni gördüğüne sevinmişw benzemiyordu.

"Bana yine bağırmak için geldiysen acele et, işim var."

"Aslında hayır. Son yaptığım 'şaka' yüzünden özür dilemek istedim."

"Ciddi misin? Yoksa şu anda gizlice çantama birşey atmak için güvenimi mi kazanmaya çalışıyorsun?"

Gerçekten iğneleyici konuşuyordu ama artık ona karşı gıcıklık yapmayacaktım. Zaten Alperen'le aynı rolü paylaşıyor olmamız şuan için yeterliydi.

"İlk şık. Neyse hoşçakal."

Arabaya girdiğimde hala Melinda'yı gözetliyordum. Az bir mesafe daha yürüyüp bir hastaneye girdi. Nedense içimde bu kıza karşı bir merak vardı. Onu benden bu kadar iyi yapan şey neydi? Herneyse bunu bulacaktım ve onu kendi silahıyla yenecektim.

**

Sabahki provalarda Alperen'le şarkı söyledik. Artık boğazımı hissetmiyordum. Neyse ki öğleden sonra sadece drama kısmını çalışacaktık. Bir bölümde tam Alperen'le sarılacakken kafama bir elma geldi. Sonra bir tane daha. Nereden geldiğini ilk kavrayamasam da gerideki ağaç kostümlü kişiden olduğunu sonradan anladım.

"Elmalarına sahip çık zavallı."

Dil çıkararak karşılık verdi. Ne kadar çocuksu. Yüzünü yeşile boyadığından kim olduğunu ayırt edemiyordum. Zaten pek de umrumda değildi. Provadan sonra Ege'yle buluştuk. Beraber yemek yedikten sonra geometri çalışmak için bizim eve gittik. Yetenekli olduğu kadar akıllıydı da. Yine de anlamam için aynı soruyu 100 kere çözdürmem gerekti. Onun zekasına yetişemiyordum. En azından matemikte. Beraber ne kadar verimli=sıkıcı zaman geçirdiğimize baktım. Oysa Melinda ve Alperen gözlemlerime göre gerçekten çok eğleniyorlardı. Alperen'e kesinlikle aşık değildim ama onları kıskanıyordum. Sırf Melinda'ya inat Alperen'le yakın davranıyordum ama Alperen de tamamen farklı biri olmuştu. Kötü anlamda.

**

Eve gittiğimde kimse yoktu. Işıkları açtım.

-Kimse yok mu?

Bir anda mutfaktan annem ve kardeşim çıktı. Koltuğun arkasındansa Ege ve babam çıktı. Hepsi birden doğum günü şarkısını söylüyordu. Yine de bir eksiklik hissetmiştim.Kaan, Utku, Deniz ve Alperen. Eskiden Ege dahil 6ımız hep beraber doğum günleri kutlardık. Tabii artık Ege dışında hiçbirinin hatırladığını sanmıyorum. Ya da yanılıyordum..

UnexpectedWhere stories live. Discover now