Kara Kalenin Kontu

1.9K 178 5
                                    

İsabella'ya baktım gözlerinde benim her zaman Sanem'e baktığım ifadem vardı. Elimi omzuna koydum. İsabella deniz rengi gözlerini bana dikti.
- Herşey geçmişte kaldı.
Dedim. İsabella zorlukla konuşarak
- Acıtıyor.
Dedi ve gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Ona sarıldım. İsabella'nın hiçte söylendiği gibi bir canavar olmadığını onunla ilk defa gördüğümden beri tahmin ediyordum. Grubun geri kalanı yanıma geldi Sanem dışında hepsi neden İsebella'nın ağladığını biliyordu. Sanem
-Neden İsabella ağlıyor abi?
Dedi. Dudağımı ısırdım.
- Geçmiş
Dedim. Sanem'in neşeli bakışları söndü. Annesini hatırlamıştı. Kalabalık bir düşman grubu hissettim. İsabella'yı hızlıca bıraktım ve
- Misafirlerimiz var.
Dedim. Herkes kılıcını çekti. İsabella ve Sanem'e kısık sesle
,- Arkamdan ayrılmayın.
Dedim. İkiside arkama geçti. Etrafımızı 50 kadar kara cüppeli adamlar sardı. Sanki birden belirmiş gibiydiler. Önümüzdeki gruptan bir öne çıktı ve
- Kaos Lordu'nun bölgesine girmeye cüret edenlerde kim !?
Dedi. Sesinde öfke ve alaycılık vardı. Parmağımı sıklattım. Adam parçalara ayrıldı. Kalan 49 kişi sokla bana baktı. Soğuk bir sesle
- Ölüm.
Dedim. Yüksek sesle
-Nurgle'ın adıyla Çürüme.
Dedim. 49 adam da çığlıklar atarak parçalanmaya başladı. Herkes şokla bana baktı.
- Aslında Kaos Tanrılarının Rahibiyim.
Dedim. Kimse sesini çıkarmadı diyordum ki Sanem
- Çok havalı.
Dedi. Güldüm. Uydurduğum Yalanı Sanem anlamıştı ama gariptir ki hoşuna gitmişti.
- İlerleyelim.
Dedim. Yavaş adımlarla ilerledim. Kimsenin konuşmadığını fark etmiştim. Ama nedense İsabella'nın bana bir kelime bile etmemesi icimi acıtıyordu. Kara Kalenin kapısına kadar bir 200 kadar siyah cüppeli adam ölmüştü. Kalenin kapısına da Çürüme büyüsünü yaptım. Demir  15 metrelik kapı ilk paslandı sonrada toza dönüştü. Sanem
- Başka büyün var mı?
Dedi. Gülümseyerek arkamı döndüm. Ve
- Fazlasıyla
Dedim. Sanem hayranlık dolu gözlerle bana bakıyordu. En azından Sanem'in gözünde canavar değildim. Garipti daha bir iki gün öncesinden insanların acı çekmesine dayanamayan kız şimdi bana hayranlıkla bakıyordu. İsabella'ya baktım. Gözlerini kaçırdı. Arkamı döndüm ve hızla ilerlemeye başladım. Kabul etmek istemesemde kırılmıştım. Ana salonun kapısına gidene kadar hızlı kesmeden ilerledim. Kapıya geldiğimizde İsabella derin nefesleri alıp veriyordu. Yorgunluk değildi bunu anlamıştım.
-Siz kapıda bekleyin. Ben hallederim.
Dedim. İsabella
- Hayır
Dedi. Sinirle
- Lider benim. Şu an sadece beni yavaşlatırsınız !
Dedim. Umarım onu düşündüğümu anlamamıştır. Leah sakin bir sesle
- Peki.
Dedi. Tam kapıyı açacağım sırada Sanem
- Ben geliym mi ? Senden onlar gibi korkmuyorum.
Dedi. Son söylediği cümleyi iğneleyici bir tonda söylemişti. Demek ki diğerlerinin tavırları onu da rahatsız ediyordu. Gülümseyerek .
- Sorun değil. ( kısık sesle ) insanların benden korkmasına alıştım.
Dedim. Sanem
- Bu kötü
Dedi. Sesi üzgün çıkmıştı. Kafasını okşadım ve
- Beni onlarla bekle.
Dedim. Sanem üzgün bir sesle
- Peki.
Dedi. Ana salona yanlız girdim. 60 kadar siyah cüppeli muhafız çift elli baltalarıyla beni bekliyordu. Yüksek sesle
- Khorne'nun Alevleriyle Yanın!
Dedim. Elimden çıkan alevler tüm muhafızları kül etti. Çığlık atmaya vakit bile bulamamışlardı. Taht Odasına girdim. Tahtta kırmızı gözlü soluk tenli simsiyah saçları olan son derece yakışıklı bir adam duruyordu. Alaycı bir sesle
- Kaos Lordu sen misin ?
Dedim. Adam
- Değilim sadece gerçeğini çekmek için onun adını kullandım.
Dedi. Sesi İhtiyar bir adamın sesi gibiydi.
- Vampir misin ?
Dedim. Adam
- Fazlasıyla keskin gözlerin var.
Dedi. Soğuk bir sesle
- Öleceksin biliyorsun değil mi ?
Dedim. Adam beni şaşırtan bir cevap verdi.
- Evet.
Dedi. Şaşkınlıkla ona baktım. Adam ( vampir yada her neyse )
- 900 yüz yıldır yaşıyorum. Senin gibi güçlü bir varlık tarafından öldürülmekten gurur duyarım.
Dedi.
- Deli misin ?
Dedim. Vampir güldü.
- Ailem ben 278 yaşındayken öldü işte o zaman ben öldüm. Kendimi öldürmeyi denedim. Ama ölmedim.
Dedi. Sesinde hüzün vardı. Ona acımıştım.
- Son bir dileğim var mı ?
Dedim. Vampir
-  Kuzeydeki eski tapınağa git ve lütfen benim adıma özür dile.
Dedi. Kaşlarımı çattım ve
- Kimden?
Dedim. Vampir
- Görünce anlayacaksın.
Dedi.
- Bana adını söyler misin ?
Dedim. Vampir gülümsedi.
- Ario Von Rath
Dedi.
- Bende Wrath
Dedim. Ve yüksek sesle
- Tzentch'in adıyla ölüm rüyası.
Dedim. Ario kahkaha atmaya başladı ve toza dönüştü. Bu büyü insanın en çok görmeyi istediği şeyi gösterirdi. Ve öyle öldürürdü. Ario mutlu ölmüştü. Arkamı döndüm ve hızla bizimkilerin yanına gitmeye başladım. Ario belki kötüydü. Lyla'nın babasını öldürmüştü. Ama kimse kötüleri sorgulamıyordu. Kimse neden kötü oldukları sormuyordu. Bu üzücüydü...

Kaos Lordu (Tamamlandı)Where stories live. Discover now