çağırım

526 68 2
                                    

Yüzüme vuran lanet ışıkla gözlerimi araladım. Dün kü olaylardan sonra allak bullak olmuştum. Umarım Aki iyidir. Sakenin dünden bıraktığı baş ağrısıyla yataktan kalktım. Hızlıca hazırlanıp kahvaltıyıda edip okula gitmek için yola fırladım. Saat 8.02. Ne halse bu gün geç davranmışım. Zaten okula varmam 30 dakika 30 dakikada bana kalır, tam rahat. İçimden gülümsedim. Şeytanlarımla anlaştığım bahçeden geçerken dahada mutlu olmuştum, ah güzel hayallerim benim, hepsi gerçek oldu. Ama yinede bir sıkıntı vardı, Aki ...

Okula benden önce gelen bir kaç kişi vardı, 4 tanesi lise 1. Sınıf, 2 tanesi son sınıftı, diğer 3 kişiyide pek görmediğimden bilmiyordum. Yavaş yavaş okula girerken, benden tarafa bakan olmadığı için mutlu oldum. Diğerlerinden farklı olduğum için insanların bana karşı bakışları hiç hoşuma gitmiyor. Kimseye fark ettirmeden kapıya son 4 5 adım kala adımlarımı hızlandırdım. "Heyy! Killuaa, seni lanet olası" birden arkamı döndüğümde şaşkın şaşkın bana bakan 2 gözle göz göze geldim, bu Aki'ydi "Hey! Dostum günaydın" samimi içten gülüşüm nedense onun yüz ifadesini hiç değiştirmedi. "Seni lanet olası, bana neden anlatmadın!" Aki'nin heyecanlı, şaşkın bakışları ve sinirli yüksek sesine şaşırdım açıkçası."Aki dostum ne oldu ya ? Neden bağırıp duruyorsun ? " "Lan! Göt herif! 'Bir şeytanla anlaştığını' neden söylemedin" bunları okadar yüksek sesle söyledi ki salak bahçedeki çocuklar duydu, üstüne birde gülüşmeler ve fısıldaşmalar başladı... "Dostum, sakin ol. Anlatacaktım, şey biliyorsun, sen... şey dün pek iyi değildin" Aki birazcıkta olsa sakinleşti."Hem dostum, ne bok yemeye bukadar bağırdın?" Dedim öğrencileri işaret ederek. Oda hemen mallığını anlayıp kızardı. "Killua, görmek istiyorum", "Tamam dostum ama bu günde okulu asamayız, biliyorsun", "O zaman, anne ve babanı ara bu gün benim yanımda olacağını söyle" bu çocuğun basit fikirlerini seviyorum. Dediği gibi de yaptım, babamı arayıp Aki'ye destek olacağımı ve eve geç geleceğimi söyledim, onlar zaten olayı biliyordu, izinde verdiler

Okulda saatler geçmek bilmiyor, çook sıkıcıı, üstüne benim gibi bir şey için sabırsızlanıyorsanız... Zamanın geçmesi için meşgul olduğum tek bir şey vardı, Asuna'yı izlemek. Coolkuğunu hiç bozmuyor, bu yüzden ona hayranım, aslına bakarsanız bir çok erkek ona hayran. Aklıma Asuna'yı dün parkta gördüğüm geldi, acaba neden dün okulda değilde parktaydı? Deli düşünceler arasında Asuna'yı izlemeye devam ettim.

"Sonundaaa!" Okul bitti ve Aki senviç narasıyla yanıma koşuyordu. Onun böyle heyecanlı olmasından bende mutluyum. Aki beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı, sanırım parka gidicektik, o yola sürüklediğine göre...

Tahmin ettiğim gibi park yolunda ilerliyorduk, yaklaşık 3 km yürüdük, daha 2 km var ve bacaklarım ağrıyorr! Ama park olmazdı, bu saatlerde parkta kesin insanlar olurdu, sevgilisiyle sevişenden tut, ailcek gezenlere kadar. "Aki? " "Efendim dostum?" "Bu saatlerde park dolu olur neden oraya gidiyoruz ki?" "Parka gitmiyoruz kiii, Akon'la ilk tanıştığım yere gidiyoruz". Ah tanrım! Orası parktanda uzak yaa, Aki'ya karşı şikayet de edemezdim, lanet olsuuun!

Parkı yaklaşık 1 km geçtik. Sonunda oradaydık, ormanın baya ortasında, çok ıssız biyer diye iç geçirdim."Aki şeytan çağırımından önce biraz oturalım dostum, gerçekten çok yoruldum." "Sorun değil, daha vaktimiz var" oturup dinlenmeye başladığımız sırada ormandan bir hışırtı sesi geldi, Aki fark etmedi herhalde çoçuğun tekpkisi bile yok, öyle boş boş bakınıyo ne dangalak ama. Sese iyice kulak kesildim, bize doğru bir şey geliyordu ama yavaş yavaş, bir hayvandan ziyade bir insan , evet büyük ihtimal bir insan, birisi bizi takip ediyor, belkide ordaki raslantı biridir, evet evet ya kesin raslantı bu ıssız yerde! "Hey, siz 2
gerizekalı niye buraya geldiniz sizi izlemekten yoruldum artık!" "Sende kim-" Asuna'yı görmek, bide tam dibimde görmek, hiç beklemezdim ya. "Şş, erkek tiplemesi neden bizi takip ediyorsun?" Aki'nin sorusu karşısında Asına 'yine' coolluğunu bozmadı, sonra bana dönerek "Bu gün okulda senin şeytanın olduğunu duydum, doğru mu?"Aki'ye bakıp gözlerimi devirdim, lanet olası neden okadar bağırmıştı ki? "Evet, doğru, hem bundan sana ne?" "Senin şeytanlardan korktuğunu duymuştum o yüzden buna pek inanamadım"(küçümseyici bir gülüş) öğk! Egoist, içimden bir ton küfür etmek geçiyor ama napalım aşığım..."Göster bana onları ucube, şeytanın olduğuna inanmıyorum!" "Biraz bekle,'Ateşli' şey, yorgunum" ateşli kelimesini tırnak içinde göstermem onu biraz kızdırdı, ama benim hoşuma gittiii. Asuna sonunda gözlerini devirerek yanıma oturdu, inanmıyorum yanıma! Neyse oturdu işte.

Kendimi iyi hissediyorum, şeytanları çağırabilirim, bir dakika isimleri neydi ya? Lan daha 1 gün oldu isimleri aklıma gelmiyor, ne aptalım. Erkek olan Laxus da dişi olan neydi? Ah rezil olmak istemiyorum! Hatırladım bee Asunari! 'Seni aptal adım Asuramaru, anladın mı Asuramaru!' Kızardım, içimden beni dinlediklerini bilmiyordum ya...

Düşüncelerden uzaklaşıp ayaklandım, hemen gözlerini bana diktiler. "Sanırım, hazırım" derin bir iç çektim, Asuramaru'yu kolayca çağırabilirim, ama Bedenimi etkileyen Laxus? Umarım güzelim vücuduma yan etkisi olmaz. Guandaoların ellerime geldiğini düşündüm karanlık bir sis ellerimde dolaştı ve guandaoları oluşturdu, itaate hazırlardı. "Şeytan silahının tekli olması gerekmiyormu ? Yada ikililerin arasında bağlayan bir şey?" Asuna bunu hem şaşırmış hemde iğreç bir şeyden bahseder gibi söylemişti. Ama iki şeytanı bilmiyorlardı, belki Aki biliyordu, neyse ne ben işime odaklandım. Guandaoları, Laxus'u ve Asuramaru'yu düşündüm.

"Kara Savaş Şeytanı Asuramaru gücünü bana ver!" Asuramaru'nun itaati sıcak yaz esintisi gibi,tenimi okşuyor ve huzurlu hisettiriyor. Bedenim Asunamaru'nun gücüyle dolduğunu hissediyorum. Gerçekten inanılmaz! Gözlerimi araladım bana hayranlıkla bakan 2 gözle karşılaştım bedenine baktığımda kollarımda dövmeler olduğunu gördüm, şeytan dövmeleri! Bu dövmelerin sadece üstün şeytanlarda oluştuğunu biliyordum (şeytan sınıfları imparator-farkları imparator kullanıcıları boynuzludur- lord -ki lordlara üstün denirdi- savaşçı ve yardımcı olarak ayrılır) onların şeytanı birer savaşçıydı,bu inanılmaz bir histi. Silahlarımdaysa değişim vardı uç kısmına kadar tam ortasında birer kırmızı şerit oluşmuştu ve dahada uzamışlardı. Guandaolarımla bedenim arasında gözle görülür bir karanlık enerji akışı vardı. Asuna ve Aki bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı, Aki gördüklerinden dolayı mutluydu. Sanırım onları birazda şaşırtmam lazım? Onlara bakarak yüksek sesle Laxus'un çağırımını yaptım "Fırtınadan gelen, yıldırımların hakimi (sanırım biraz abartılı konuşmuştum ama nefeslerinin kesildeiği belliydi) Yıldırım Şeytanı Laxus bana gücünü ver!" Çakan bir şimşek ve yakınımıza düşen bir yıldırımla beraber vücümda bir anda enerji yüklemesi gerçekleşti, elektirik akımındam oluşan ışık hüzmesi etrafımda dolanıyordu, bedenimin bazı yerlerinden dışarı elektrik sızıntısı olduğunu hisettim. Bütün bedenim yıldırım düşmüş gibi elektrikle doluydu. İkiside delirmişcesine bana bakıyorlardı. Ah tanrım ne hoş bir his, nasılsa onların benden kısa durduğunu fark ettim, uzamışmıydım? "Bu çocuğa inanamıyorum" Asuna'nın sesi hayranlık doluydu "Dostum 2 şeytan zaten müthiş birşey uçmanıda geçtim, imparator boynuzları ne demek lan!" Ovv bu cidden afallattı yere baktım yerden 10 cm havadaydım, ellerimle başımı yokladım ve gerçekten ordalar bir çift şeytan boynuzu! Gözlerin yuvalarından çıkarmışcasına büyüdü. Sonrasında heyecandan olsa gerek bir anda bayıldım...

Killua: İblisin DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin