Medyada:Baran
Kahverengi saçlarını bukle bukle yaparak gözlerine mavi kalemini ve kömür karası eyelinerını sürerek kıyafetlerini giydi.Okula gitmek için evden ayrıldı.Okula vardığında her zamanki gibi yine en erken gelen oydu.Ondan sonra yanına gelen arkadaşı Selin "haftasonu dershaneye gelmemenin sebebi ne?" diyerek korkunç gözleriyle üzerine yürüdü Esin'in.Esin geri geri giderken sınıfın en çalışkan öğrencisi Süllüman'ın göbeğine çarpmıştı.Yine 'Caillou' gibi giyinmişti.
Ondan sonra sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.Sınıfa çetesiyle birlikte giren Deniz,ani bir hareketle Esin'in yanına oturuverdi.Esin kafasını sıraya koymuş bir hâlde gözlerini kapatmış dinleniyordu.Deniz oraya oturduğu hâlde Esin,onun yanına oturduğunun farkına bile varmamıştı.Ta ki Deniz,Esin'in bileğinin sargıda olduğunu görene dek.Bileğini görünce aniden bileğini çekiştirdi ve omuzlarından tutarak kendine dönmesini sağladı.Esin şaşkınlık içinde Deniz'in gözlerine bakıyordu.Esin bunun üzerine sargıda olmayan bileğini sıkarak "eğer yanımdan şimdi kalkmazsan Baran'a yaptığımın aynısını senin üzerinde de deneyeceğim ve seni, çetenin üyeleriyle birlikte diğer öğrencilere de rezil edeceğim" dedi.Deniz yüzünde bir gülümsemeyle "öyle mi?" diye sordu ve şöyle devam etti "peki.O zaman bu gece bizim spor salonumuzun kapısında seni bekleyeceğiz.Anlaştık mı?Gör bakalım o zaman ne olacak".Esin önce biraz tırsmıştı;çünkü bileği çok ağrıyordu ama yine de" bileğim çok ağrıdığı hâlde sizin gibi canavarlarla dövüşeceğim" dedi.
Dersler çok uzun geliyordu Esin'e;çünkü bir an önce o canavarları pataklamak istiyordu.
Nihayet çıkış zili çalmıştı.Bu geceki kavgadan haberi olmayan Baran,Esin'in yanına giderek "dün olanlar için üzgünüm" dedi masum bir tavırla.Elini gördüğünde ise "eline ne oldu?" diye sordu.Esin bunun üzerine "eğer gözünü patlatmamı istemiyorsan hemen buradan uza!" diye uyardı onu ama Baran,onu dinlemeyerek diz çöktü ve "dün olanlar için tekrar tekrar özür dilerim.Benimle bugün bir akşam yemeği yemeye ne dersin?" dedi.Esin bunu duyunca aklına bir fikir geldi.'Tabi ya onu kavganın ortasına atarsam hıncım alınmış olur.' diye geçirdi beyninden.Bunun üzerine "peki ama yemek değil sadece bir yürüyüş olur mu?" dedi sert bir tavırla.E tabi bu Baran'da sazanlığını ortaya koyarak "olmaz mı be güzelim!" dedi sapıkça.Bunun üzerine Esin bir tokat atıp "saat sekizde orada ol" dedi hunharca sırıtarak.Daha sonra okulun koridorlarında hunharca sırıtışına devam ederekten ilerledi.
Eve giderek ayağına sağlam ve sert bir spor ayakkabı giydi üzeri kavgaya müsait olan Esin ve anında evden fırladı. Çoktan yola çıkmıştı bile...
Spor salonuna vardığında karşıdan gelen birtakım yakışıklı erkek gördü,ama bu Esin'i etkiler miydi hiç?(Etkilendi tabi ama Esin bu belli eder mi?)
Karşıdan Esin'in üzerine doğru yürüyen biri vardı ve bu kişi Deniz'di.Esin'in kalbi küt küt atıyordu.Çok heyecanlanmıştı ama kendini kaptırmadı.Mahallenin ağır ablası gibi yürüyordu.
Deniz ürkmüştü biraz ama aldırmadan sırıtarak saçlarını düzeltti ve havalı havalı Esin'e doğru yürümeye devam etti.Esin bunu görünce hemen "hey sen!Dur!" dedi.Şu sözlerle devam etti Esin konuşmasına "sen ne ayaksın lan?".Deniz bunun üzerine "ben kırkayak,sen?" diye bir soru yöneltti Esin'e.Esin ise "ooo! Beyimiz daha bebekmiş.Ben sana kaç ayak olduğumu şimdi göstereceğim." dedi.
Birden Deniz'in adamları doluştu etrafına.Esin ortalarında kalmıştı.Bir anda başında bir ağrı hissetti ve başı dönmeye başlamıştı Esin'in.
Sanayam adlı kullanıcıya ithafen
Canım benim iyi ki varsın.Bölümlerde senin elinin emeği benimkinden daha çok.Ellerine sağlık,ilhama söyle gelmeye devam etsin=) İLHAM GELDİĞİNDE ELİNDEN KALEMİ UÇAN VARLIK ALLAH BİZİ HİÇ AYIRMASIN...
