"Ah!!! Psikopat Öküz"

3.4K 126 4
                                    

İsim ve kişi değişikliği olmuştur.

Esas kızımız artık Melis değil Hayal'dır.

Ve Ashley Benson değil Barbara Palvin olmuştur.

Bölüm Şarkısı: Justin Timberlake Mirors

Multimedya: Kumsal

Sabah alarmla uyandım. Hatırladığım kadarıyla alarm kurmamıştım. Sesin geldi tarafa bakinca telefonun Kumsal'ın olduğunu fark ettim. Kumsal"ı biraz dürtüledikten birazda küfür yedikten sonra uyandıra bilmiştim. Beni farkedince ettiği küfürlerden dolayı özür diledi.

"Çok pardon. Uyku sersemliğiyle öyle kaçtı ağzımdan. Çok özür dilerim." dedi kafasını öne eğip.

"Hiç sorun değil. Şey alarmın çalıyor o yüzden uyandırdım." diyip telefonunu gösterdim. Gösterdiğim yöne bakınca telefonu görüp eline aldı ve alarmı susturdu.

"Ben okula gidicem bugün, sen gelicek misin ?" doğru ya nasıl unuturum. Şimdi bu Banu Cadısı beni okula kaydetti mi yoksa ben kendim mi kayıt olcam. Hay ben böyle işin. Ben böyle dalmışken Kumsal'ın elinin gözümün önünde sallanmasıyla gerçek dünyaya döndüm.

"Ben hiç bilmiyorum o Banu Cadısı beni okula kaydetti mi yoksa ben mi kendim kayıt olcam." dedim ona doğru bağdaş kurarken. Oda benim gibi yapıp bana döndü.

"Bak sen ara şu cadıyı kayıt ettirmiş mi bi sor. Eğer ettirmemişse beraber bizim müdürle hallederiz. Bak ben senin her zaman yanındayım. Tamam yeni tanışmış olabiliriz ama senin hiç arkadaşın yok benim de pek arkadaşım olduğu söylenemez..." diyip düşünmeye başladı sonra bana dönüp.

"Her neyse ben galiba çok konuştum öyle işte hallederiz." diyip güldü bende onla birlikte güldüm.

"Tamam o zaman ben bi arayım şu cadıyı" dedim.

Telefonu elime alıp Banu Cadısına tıkladım.

Çalıyorr...
Çalıyor...
Çalıyor...

"Ne var?" ıyyy yine şu ses ahh!!

"Beni okula kaydettirdin mi yoksa kendim mi kayıt olucam." dedim son derce soğuk tavrımla.

"Ayy tabi ki kaydettim senin gibi bece-" sözünü tamamlayamadan telefonu yüzüne kapadım. Ohh rahatladım be. Yüzümde müzip bir gülümsemeyle Kumsal'a döndüm. Oda bana bakıyordu.

"Kaydettirmiş" dedim. Kısa ve öz!

"Tamam o halde hadi hazırlanda okula gidelim sınıfını falan öğreniriz. Hem belki aynı sınıfdayızdır." aslında aynı sınıfta olsak çok iyi olurdu sonuçta tek tanıdığım o. Kendimi onun yanında iyi hissediyordum. Bu zamana kadar hiç hissetmediğim kadar iyi.

"İnşallah aynı sınıftayızdır Kumsal. En yakın arkadaşım sensin sonuçta dimi? " beklentiyle ona baktım. Yani ben onu en yakınım olarak görüyorum artık.

"Tabii kızım bunca zamana kadar ben kimseye bunları anlatmadım. Doğrusu sana nasıl anlattım bilmiyorum ama en azından anlattım. Hadi şimdi o kıymetlini kaldırda hazırlan geç kalmayalım." iste aradığım arkadaş stili. Samimi, açık sözlü, dürüst. Ama kural şu ki asla bunu ona söyleme. Neden? Çünkü kıçı kalkar.

"Ayy tamam be" diyip göz devirdim. Oda bana göz devirip

"Ben eve üstümü giyinmeye gidiyom sende çabuk hazırlan 'kanka' " dedi. Kankaya vurgu yaparak.

"Tamam" dedim ve dolabımın karşısına geçip ne giysem diye düşündüm. Şimdi orada yağuşuklu çocuklar vardır güzel olmalıyım dimi.

Hava bugün cokta soğuk olmadığından kot dar paça pantolonumla üstüme siyah üstünde 22 yazan t-shirt giydim. Saçlarım zaten dalgalı olduğundan bişey yapmadım. Beyaz konverslerimi de giyip tam çantamı alacakken aklıma 'Obey' yazan şapkam geldi ve çıkmadan onu da alıp kafama taktım. Aşağı inip kapının önünde Kumsal'ı bekledim. Zaten çok geçmeden geldi. Ayyy şimdi orda yakışıklı çocuklar var mı acaba.

"Şşşt kanka sizin bu okulda yakışıklı erkek var mı?" diye sordum. İnşallah vardır. Yani sonuçta kimse bana bakmayacak ama en azından göz zevkimiz zenginleşsin.

"Var kanka var hatta bizim okul her yıl best modele bi erkek gönderiyor" ben Kumsal'ın ne kadar ciddi olabileceğini düşünürken.

"Sen düşündüğümden daha da malsın" diyip önümden yürümeye başladı. Hey bu bana laf mı soktu. Ben böyle düşünürken o benden baya bir uzağa ilerlemişti. Arkasından koşarak sırtına çıktım.

"Sen az önce bana laf mı soktun." dedim yapmacık bir sinirle.

"Hay ben senin... Yok kanka valla sokmadım." piçimsi bi gülümsemeyle sırtından indim.

"Adam ol!"derin bi nefes alıp bana döndü.

"Bekle lan sen" diyip bana doğru koşmaya başladı. İşte şimdi sıçtığımın kanıdıydı. O bana dogru koşarken bende bos durmayıp koşmaya başladım. Ara sıra arkama dönüp ne kadar uzaklıkta olduğuna bakıyordum. Tam ona bakarken sert bi cisme çarptım. Taş kadar sert bisey.

Kafamı kaldırıp çarptığım şeye baktım. Lan harbi taşa çarpmışım. O dağınık saçlar, hafif çekik kahverenginin en güzel tonu olan gözler, biçimli dudaklar. Ben çocuğu süzerken çocuk ani bir çıkışla bağırdı. Hayır! Hayır! Resmen kükredi.

"Yavaş olsana lan " ben daha demin bu öküze iltifat mi ettim? Hepsini geri alıyorum. O bana böyle bağrınca bende boş durmayıp ona bağırdım.

"Ayy sanki bilerek çarptık. Öküze bak ya. Az kibar ol!" Kumsal yanıma gelip

"Yürü gerizekalı yürü" dedi ve beni çekiştirmeye başladı.

O ara o öküz Kumsal'ı itip daha demin ki sesinin yanında cok sakin kalan bi ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Sen az önce bana bağırdın mı?" arkadan Kumsal'ın 'aha sıçtık'dediğini duydum. Ona doğru döndüm ne olduğunu anlamak için. Bi öküzden bu kadar korkmamalıydı.

Bana bakıp kaş göz işareti yapmaya başladı. Bana biseyler anlatmak istiyodu ama burdan bakınca sıçamayan bi orangutana benziyordu. Tekrar o öküze döndüm.

"Evet bağırdım." dedim son derece özgüvenli bi sesle.

"Sana bu hakkı kim verdi?" diye sordu yine sakin bi tonda.

"Sana bana bağırma hakkını kim verdiyse o verdi " dedim kafamı dikleştirerek. Bu dediğime sinirlenmiş olmalı ki kaşlarını çattı.

"Kızım senin o uzun olan dilini alır bir güzel koparıp bir yerine montelerim." dedi yine sakin ama tehditkâr bir seste. Psikopat mı bu çocuk. O sırada burda olduklarını bile fark etmediğim arkadaşları olarak düşündüğüm çocuklardan biri konuşmaya başladı.

"Abi bırak sanırım buralar da yeni haberi yok bizden. Zaten yakında öğrenir. Yürü biz gidelim." dedi yatıştırır bi tonda. O sıra benim unuttuğum ama hep var olan Kumsal konuşmaya başladı.

"Barış haklı Egemen o buralarda yeni. Ama sakın boş sanmayın arkasında ben varım. Sizden herkes korkuyor olabilir ama ben asla! Şimdi siz yolunuza biz yolumuza." dedi adının Egemen olduğunu öğrendiğim çocuğun karşısına geçerek. Egemen Kumsal'ın yanından geçip kısık ama hepimizin duyabileceği bir seste konuştu.

"Bizim kanı taşıdığın çok belli Kumsal bu kadar belli etme... anlarlar." dedi ve arkadaşlarına işaret verip yürümeye başladı. Tam benim yanımdan geçerken omzumun ırzına geçmeyi de unutmadı. Kolumu deldi yeminle. O an ki acıyla bağırdım.

"Ahh! Psikopat öküz" o ise beni dinlemeyip ilerledi. Ben buna boşu boşuna öküz demiyom. Öküz işte öküz!

Yeni bölümle burdayım. Yukarda da dediğim gibi bazı değişiklikler oldu. Kusura bakmayın. Sizi biraz bekletmiş olabilirim ama bende tatil yaptım sizin gibi.

Sizleri seviyorum 😘😘









Liseli PsikopatWhere stories live. Discover now