10. 'Anla Beni'

148 19 88
                                    

Önünde yalvararak söylerken sevdiğimi, gözlerinde yüzüme inen bir tokat gördüm...

Sabahattin Ali

...

Bukre'nin Ağzından...

Yavaş adımlarla yürüyorduk, gecenin kadim dostu kaldırımlarda. Uykulu gözlerim Ali'ye baktığında yorgun yüzüyle karşılaştı. Hayır uykulu olduğu için değil; bu gece nasıl uyuyacağını düşündüğü için, çünkü biliyordu; bütün gece beynini kemirecekti Sinem'in evlenme düşüncesi.

Bu arada o Sinem'i bulup bir yerlerde konuşmalıydım. Saçını yolmam gereken konular vardı.

Ali'nin evinin kapısına geldiğimizde iki kadının karanlık yüzlerini gördük aynı anda. Biri bana tanıdık geliyordu.

Annem!

Yanlış anlamasın diye Ali'lerin arkasına geçtim. Onlarla bir ilişkim yokmuş gibi davranmaya çalıştım. Lakin foyam ortaya çıkmış gibiydi, annem elleri belinde, ayaklarını ritim tutturarak karşılamıştı beni.

"Nerdesin sen?" dedi kaşlarını çatarak. "Saat kaç Bukre saat? Kaçmışsın resmen evden! Babanı zor ikna ettim arkadaşında kalmaya gitti diye!"

"Durun Gülseren Hanım sakin olun." dedi annemin yaşlarında bir kadın. Bu kadın Ali'nin annesi olmalıydı. "İsterseniz içeri geçelim, çocuklar neymiş dertleri desinler."

Ali yorgun yorgun, hiçbir şeye kafa takmaksızın girdi bizden önce içeri.

Ali odasına gitmişti. Anneme ve Ali'nin annesine durumu Burak Abi anlattı. Annem Burak Abiyi dinlerken ters ters bana bakıp duruyordu. Burak Abinin konuşması bitince Ali'nin annesi konuştu;

"Gülseren Hanım, bakın, benim oğlanla Burak kötü niyetli çocuklar değillerdir. Aklınıza yalan yanlış şeyler gelmesin. Ali onu kardeşi gibi görüyor, tabii Bukre de abisi."

"Ben onda sakınca görmüyorum. Benden gizli iş çevirmesine kızıyorum." dedi annem sinirinden taviz vermeden.

"Tamam anne konu buysa artık temkinli olurum." dedim uykulu sesimle. "Abim nerede?"

"Abin arkadaşına yatıya gitti. Dua et haberi yok bundan."

"Gidelim artık o zaman."

Ertesi Gün...

Bukre'nin Ağzından...

"Edebiyat en sevdiğim ders olmasına rağmen hiçbir şey anlamıyorum." dedim."Sanki başka dilden yazılmış şiirler, denemeler, yazılar...Cidden edebiyat zor."

Ali başını salladı onaylayarak.

"Sen şiir sevmez misin?" dedi.

"Şiir sevilmez mi?"dedim gülümseyerek. Sanki güzel bi' şey demişim gibi dudakları yanaklarına doğru uzandı. Gülümsedi.

"En sevdiğin şair?"

"Turgut Uyar"dedim hiç düşünmeden.

"Benim de Cemal Süreya"dedi. Ali gözlerini teste çevirdiğinde muhabbetin kısaca bittiğini anladım. Soruyu okuyor gibiydi. Gözleri daldı sonra.

O meymenetsiz Sinem yüzünden adam bir saniye huzurlu olamayacak mıydı? Evleniyormuşmuş! Hangi aptal böyle bir adamı bırakıp başkasıyla evlenir!

"İyi misin Ali Abi?"dedim sırtını okşayarak.

Derin derin nefes aldı. Karanlık mavisi gözlerini nemli bulutlar sarmıştı. Ağlayacak gibi, dökülecek gibi...Ama böyle içi hep nemli bulutlar bulutlar...

MERDÜMGİRİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin