"Doğum günü x2"

2.5K 96 25
                                    

İyi okumalar!
Medya; BAKIŞLAR!?

_____________________

"İşte her genç kızın hayallerini süsleyen yer, Neymar Júnior'ın evi!"

Anahtarla evinin kapısını açtı ve içeriyi gösterip ukala bir tavırla konuştu. Kıkırdadıktan sonra gözlerimi evin dış görüntüsünden çekip içeriye girdim. Açıkçası karşımda beklediğim gibi görkemli, kocaman bir beton yığını yoktu. Villa tipli, sade, fazla büyük olmayan bir evi vardı. Neredeyse bir saray yavrusunda yaşayan ben, bu sıcak ve tatlı eve aşık olmuştum.

"Ee ne düşünüyorsun? Çok merak ettiğini söylemiştin." dedi ve anahtarı parmağında sallamayı bıraktı. Gözlerimi kahve tonlarının hakim olduğu oturma odasında gezdiriyordum. Tahmin ettiğim gibi evi dağınık falan değildi, aksine her şey yerli yerindeydi, kumandalar bile belli bir düzenle yan yana dizilmişti. Şaşırmıştım.

"Tek kelimeyle," dedim ve elimi kitaplığa düzenle yerleştirilmiş kitaplarda gezdirdim. ".. beni şaşırttın."

Kahkaha attı ve ceketini çıkartıp yumuşak dokulu açık kahve renkli koltuğa atladı. Sanırım şaşırmamdan memnundu. Gözlerimi etrafta gezdirdikçe şaşkınlığım artıyordu, raflarda toz bile yoktu!

"Seni bu kadar şaşırtan nedir?"

Kişiliği hakkında bana bilgi verebileceklerini düşündüğüm kitaplarının adını aklımda tutmaya çalışıyordum fakat sorduğu soru yüzünden kitapları bırakıp ona bir cevap aradım. Aslında bu ortada değil miydi? Ona baktığımda evi darmadağın, genellikle pizza yiyen ve koltuğunun üzerinde sızıp kalan bir adam görüyordum. Bu sıcak ev beni şaşırtmıştı.

"Yani, sence de bu biraz ilginç değil mi?" dedim ve yanına oturdum. Sırtını koltuktan çekti ve doğruldu. Yüzündeki ifade sayesinde beni dikkatle dinliyor olduğunu anlamıştım.

"Sen ... yani,"

Sözlerimi bitiremiyordum ve bu sinir bozucuydu. Gözlerimin içine içine bakıyordu, bu yüzden cümleyi kurmaya odaklanamıyordum.

"Yani demek istediğim, bana kendini yanlış tanıtıyorsun." Kaşlarını kaldırdı ve bana bakmaya devam etti. "Bir sana bakıyorum, bir de bu eve. Biraz çelişiyorsunuz. Aslında biraz değil, fazlasıyla çelişiyorsunuz."

Sözlerimi bitirdikten sonra rahat bir nefes verdim. Neymar ise gülümsedi ve yeniden koltuğa yaslandı. Ondan bir açıklama beklediğimi anlamamıştı sanırım.

"Neden böylesin?" dedim sırıtırken. O ise ellerini yüzünün üzerine koydu. Şu an ne yaptığını anlayamıyordum fakat sanki duygularını benden saklamaya çalışıyor gibiydi. Kollarını tuttum ve ellerini yüzünden çekmeye çalıştım.

"Neymar bana bak, bunu konuşacağız."

Ellerini yüzünden çekmeme izin verdi ve gözlerini yeniden gözlerime yerleştirdi. Bunu yaptığında konuşmama izin vermiyordu.

"Konuşmamıza gerek yok Sara, saçma sapan bir adamım o kadar." dedi gülümseyerek. Ah evet, haklıydı. O saçma sapan bir adamdı fakat neden bana anlatmıyordu. Ben onu daha iyi tanıyabilmek için bunları benimle paylaşmasını istiyordum.

Daha dün adını dahi duymak istemediğimi söylediğim adamın evinde olmam da çok normal bir şey değildi. Sadece ona saçma demem saçmalık olurdu. Ah, yeter!

"Neymar lütf-" demeye çalışırken kolumdan tuttu, ardından ikimiz de ayağa kalktık.

"Evimi merak ediyordun, bu yüzden ağzını değil bacaklarını çalıştır güzelim." dedi. Ardında ne olduğunu bilmediğim kapalı kapıya doğru yürürken beni de sürüklüyordu. Bana "güzelim" demesi kendimi iyi hissettirmişti, böylelikle istediği gibi konuyu kapattım ve akışına bırakmaya karar verdim.

Lullaby [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now