8

873 117 7
                                    

Gün geçtikçe ChangKyun istemeyerek de olsa JooHeon'a yakınlaşmış ve öfke kontrolü üstünde büyük bir çaba harcamıştı. Eskisine göre biraz daha iyiydi ama dayanamadığı zamanlarda yine ilaç kullanıyordu. Sokağın ortasında bir anda herkese saldırmayı istemiyordu. Ki o anlarda kendinde olmuyor ve kendine geldiğinde hiçbir şey hatırlamıyordu. Sanki bir anda vücuduna başka bir güç hakim oluyor ve önüne gelen herkesi yok ediyordu.

JooHeon ve ChangKyun beden eğitimi dersi sonrası cezaya kalmışlardı. ChangKyun bunun haksızlık olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden suratı asık bir şekilde malzemeleri toparlıyordu. Bir anda içindeki hüzün öfkeye döndü. Bastıramayacağı kadar çoktu. Sanki önceki bastırılmış öfkeleriyle birleşmişti. Kendine hakim olamayacağını anladığında eli eşofmanının cebine gitti. Ama ilaç yoktu.

Kendini kaybetmeden önce hızla depoya koşup kapıyı üstüne kapattı. Şu anda yanında olan tek kişiye, JooHeon'a zarar vermek istemiyordu.

"Kapının önüne ağır şeyler yığ!"

"ChangKyun neler oluyor? Niye kendini oraya hapsettin?"

"Soru sorma ve ne dersem onu yap!"

JooHeon itaatkar bir şekilde kapının önüne ağır top sepetlerini yığmıştı. Etrafında ne gördüyse hepsini kapının önüne koydu. Birkaç dakika sonra ChangKyun acı çığlıklarla kapıyı tekmelemeye başlamıştı. Kapıyı açamayacağını anladığında tırnaklarını kendi etine geçirdi. Kollarına ve gövdesine uzun çizikler bıraktı. Bu çiziklerin üstünden tekrar tekrar geçti. Her tarafı kan içinde ve karın bölgesinden küçük bir parça kopmak üzereydi.

Şu an bir şeyleri yok etme arzusuyla yanıp tutuşuyordu.

Bu şey kendisi olsa bile.

Run Amok [JooKyun]Where stories live. Discover now