2. Bölüm: Yeşil

79 12 36
                                    

♧Bölüm Şarkısı♧
Sucker For Pain - Lil Wayne, Wiz Khalifa, Imagine Dragons.

İyi okumalar!♡

•~°☆°☆°~•

Demek, o sensin.

Sonrasında aklıma süzülen sadece üç kelimeydi.

Bir-iki saniye oturduğum yerde mal gibi kaldım. Gözümü kırpıp açtığım o kısa süre içerisinde ise deminki adam yok olmuştu.

Aklımda iki soru vardı;

1) 'O' dediği kişi kimdi?

2) Ve zihnimde onun sesini nasıl duymuştum?

Bu benim uydurmam da olabilirdi. Ama uydursam bile, ''Demek, o sensin'' gibi bir cümle uydurmazdım. Aklımın ucundan dahi geçmezdi! Yine de korkmaya başlamıştım. Her an, her yerde sanki karşıma o adam çıkacakmış gibi bir his vardı içimde.

Ayrıca sesi bir robotun sesinden farksızdı. Normal bir insan sesinden tamamen uzakta, mekanik bir sesi vardı. Ve bu, onu simsiyah gözlerinden sonra korkunç yapan bir diğer özelliği olmalıydı.

Sanırım kafayı yiyeceğim ve bir tımarhaneye kapatılacağım.

Supernatural izlemekten vazgeçmeyen biri olarak simsiyah gözlerden çok korkmamam gerektiğini düşünmüştüm hep. Ah, bu elbette benim bir uydurmam. Az kalsın ödüm bokuma karışıyordu demin! Bunu hafife aldığımın elbette farkındayım.

Yani, zihnime mekanik sesiyle fısıldayan simsiyah gözlü bir adamdan bahsediyoruz. En fazla ne kadar korkunç olabilir ki?

Hayali elimle kafama bir şaplak attım. Seni geri zekâlı, burada ciddi olman gerekiyor!

Tamam, sakin olun. Ciddiliğim çok uzaklara gitmiş olamaz. Bu konuşmalarıma bakılırsa kesinlikle çok uzakta.

Tamam tamam, endişelenmeyin. En azından kafam yerinde. Evet, nerede kalmıştık? Hah, evet... Lanet olası siyah gözlü adam.

Zihnime nasıl fısıldadığından başlayabiliriz mesela. Daha önce böyle bir olayla karşılaşmamıştım -ki karşılaşsam zaten ikinci defasında bunu normal karşılarım- O zaman geriye elimde şu kalıyor; Hiçbir şey.

Evet, tam olarak bu. Siyah gözü ve mekanik bir sesi olan adam hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sadece bunların benim bir uydurmam veya en sonunda delirip halüsinasyon gördüğüme bağlamak istiyorum ama, maalesef delirmek için hiçbir sebebim yok.

Düşüncelerimi bölen Amy'nin sesi oldu. "Lil?" Uykulu sesiyle söylediği adımı ilk başta, lan? diye anlasam da sonradan bana seslendiğini anlayarak ona döndüm. "Hı?"

"Saat kaç?" diye sorduğunda duvardaki saate baktıktan sonra, "5'e geliyor." diyerek cevapladım onu.

Soru sormaktan bıkmayan Amy bu sefer, "Bu saatte ne bok yiyorsun camın dibinde?" diye sordu. Napıyorsam yapıyorum, sanane? Git yat.

Fakat içimden söylediklerim, "Uyku tutmadı, oturuyorum." diye döküldü dudaklarımdan.

Elbette az önceki siyah gözlü adamdan Amy'ye bahsetmeyeceğim. Fazlasıyla pinpirikli bir insan olduğundan derhal göz sağlığımdan endişelenerek beni hastaneye sürüklemesini istemiyorum şahsen.

Kuğunun KanatlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin