29. Bölüm

19.3K 845 106
                                    

Öncelikle multimedya için Goncagül'üme çok teşekkür ederim <3 

Meleğin Ateşi hayatımıza gireli tam da bugün 8 ay oldu <3

Uzun bir yolculuk oldu bizimkisi ve seyahatimiz Melek ve Ateş'in aşkıyla devam ediyor.. Son durak ne zaman gelir bilinmiyor şu anlık ;) Biz en iyisi mi bu aşkın, bu aşık çiftin keyfini çıkaralım. Ve kemerlerinizi bağlayın çünkü bu aşk size birçok şey yaşatacak ;)

Yeni bölüm bu özel güne yakışacak kadar güzel oldu. Umarım sizler de beğenirsiniz :) 

Ve lütfen vote ve yorumları bol tutun, unutmayın ki wattys2016 ya adayız... 

Sizleri çok seviyorum <3 Yanımda olan tüm okurlarıma sonsuz teşekkürler <3 

Şimdi bölümle baş başa bırakıyorum sizleri ^_^

29. Bölüm

Uzun süren yolculukla merakı artan Melek, gözlerini yeşilliğin büyüleyici görüntüsünden çekerek Ateş'e döndü.

''Daha ne kadar yolumuz kaldı?''

''Az kaldı meleğim.. Geldik sayılır.''

Melek, duyduğu cevapla yönünü tekrardan yeşilliğin güzelliğine bırakırken ''Tahmin ettiğim kadarıyla Ağva'ya gidiyoruz, değil mi?'' diye sordu.

Ateş, duyduğu soruyla Melek'e dönerken genç kızın cama yaslanarak yolu izlediğini gördü. Bakışlarıyla yola da dikkat ederken ''Tahminlerin çok kuvvetli bakıyorum. Şimdilik yolun keyfini çıkar. Oraya vardığımda hiç susmayacağım çünkü..'' diyerek gülümsedi.

Melek duyduğu sesin enerjisini hissederken gözlerini hızla yoldan çekerek genç adama döndü. Onun gülen gözlerini gördüğünde ise yüreğindeki dağılmayla mutlulukla iç çekti.

''Çoğu zaman tahminlerimde iyiyimdir. Ama senin bana bıraktığın etki var ya onu bir türlü tahmin edemiyorum. Ağır ağır ama bir o kadar da ansızın yerleştin yüreğime.'' diye konuşurken ''Sahi bu kadar güzel gülümsemeyi nasıl beceriyorsun?'' diyerek gözlerini sevdiği adamın toprak rengindeki gözlerine kitledi.

Ateş, Melek'in sözleriyle yola dikkat etmekte zorlanırken sadece ona bakıp, onda takılı kalmayı istiyordu. Fakat yolun darlığı ve arkasındaki arabalar içinde coşan isteğe zoraki bir şekilde kilit vuruyordu.

Melek'in iç çekerek sorduğu soruyla birkaç saniyelik de olsa gözlerini sevdiğine değdiren Ateş daha da geniş gülümserken bir eliyle de onun eline uzandı.

''Sana değen gözlerim tüm hücrelerime komut verirken gülümsememin de bundan faydalandığını açıklamam gerekiyor sanırım. Gözlerin, ruhun ve yüreğimi sahiplenen yüreğin... İşte bu üçü birlik olurken ben nasıl böyle aşkla gülümsemem sana? Güzel gülümsememin tek nedeni sensin meleğim... Sana olan aşkım... Sana olan hayranlığım...''

Ateş konuştukça mutluluğun en güzel anına sahip olduğunu hisseden Melek, aynı aşkla genç adama bakarken gözlerinin yeşermesine de engel olamamıştı. Yüreği ve ruhu en güzel doyuma ulaşırken genç adamın tuttuğu eli sıkı sıkı sardı.

''Sen... Sen öyle bir hediyesin ki bana ne kadar şükretsem az.. Senin bu bakışın benim için her şeye bedel. Sadece bana böyle aşkla bak yeter.. Ama sen öyle bir adamsın ki sadece yüreğini değil yüreğinle beraber her şeyini veriyorsun bana.. İyi ki geldin Ateş.. İyi ki geldin ve benim oldun. Benim Ateş'im oldun..''

Meleğin AteşiWhere stories live. Discover now