BERDEL

BÖLÜM 48-Rakı

Yol boyunca hiç konuşmadık.Tabi konuşmazdım.O gitsin kızları muck muck öpsün, 'bende öp beni Azat' diye yalvarayım mı?Yok öyle bir dünya.

Arada sırada bana bakıp bakıp gülüyordu.Ben değil ona bakmak onun tarafına bile bakmıyordum.Bir restoranın önünde durdu.Emniyet kemerimi çıkarıp yürümeye başladım.Kolumdan tutup yine beni durdurdu. "Mehir'im yapma böyle.Üzülüyorum bak."

"Üzül diye yapıyorum ya zaten Azat'ım."söylediğim söz üzerine üzülse mi sevinse mi bilemez bir halde bana baktı. "Bir daha söyle."

"Söyleyeyim tabi ki.Bir daha bana kızlardan bak altını çizerek söylüyorum bahsedersen seni yemin ediyorum ki terk ederim."korku dolu gözlerle bana bakıp ellerini havaya kaldırdı. "Bunu söylemeni istemiştim ama söz.Bir daha bahsetmeyeceğim."ha şöylee yola gel Azat Bey. "Öpücük verecen mi?"

"Haa verecem.Ama ben sana öpücükten daha güzel bir şey vercem."sevinçle gözleri parladı. "Vallaha mı?"git gide kırolaşan sevgilime bakıp acıdım.Böyle bir vücudun içinde böyle bir mandanın var olması gerçekten şaşırtıcıydı. "Sen biraz daha konuşmaya devam et bu gecenin sonunda göreceksin."kollarını boynuma doladı. "Biraz anlatsana ne yapacağız?"ben de onun gibi kollarımı boynuna dolayıp "Anlatayım.Sen yatağa yatacaksın..."mutluluktan kalp atışları bile duyuluyordu sapığın. "Bende senin tshirt'ünü yukarı kaldıracağımmm ve göbeğini ısıracağım."mutluluk saçan yüzünü bir an da soluverdi.Gözlerinin içine dikkatlice bakıp "Sen anca beklediğin o anı rüyanın ennn derinlerinde görürsün Azat.Daha fazla konuşup beni sinirlendirme."kollarımı çözüp restoranın teras katına çıktım.Manzaranın en güzel olduğu noktada DurÇa çifti oturuyordu. "Çağancığım sana çok çok çok teşekkür ederim.Beni bu mandanın elinden kurtardın."Çağan şaşkınlıkla bana bakıp "Ne yaptım ki Mehirciğim."

"Hop hop hop!ciğim çığım ne oluyor burda?"bildiğin kabadayı.Resmen öküzlük üzerine Mastır yapmış. "Senin hiçbir zaman anlayamayacağın sevgi ekçikleri."gözlerini kısıp bana baktı.

"Başlatma ekçiğine ukçuğuna."

"Başlasan ne olur ha başlasan ne olur?"biz Azatla laf dalaşına girdiğimizden Durul ve Çağan bir bana bir Azat'a bakıyordu.En sonunda dayanamayıp "Siz sanırım bugün baya vakit geçirmişsiniz beraber.Oturur musunuz artık."Durul'a dönüp "Haklısın arkadaşım.Bu mandayı evcilleştirmeye kalkıştım ama olmadı."deyip yerime oturdum.Azat'da umursamaz bir havayla yanıma oturdu.Ahh yesinler havanı!!

Masaya göz gezdirdiğimde hiç Menü bulamadım.Oysa ben çok açtım. "Eee menü nerde?Ne yiyeceğiz bizz?"Çağan tam ağzını açmıştı ki Azat lafa girdi. "Sana ceza beni yiyeceksin."sabır dilercesine kafamı arkaya attım. "Seni yemem Azat.Kızlara yedittiririm.Sonra hepinizi köpeklere leş diye atarım."

"Kızlar mı?"Durul ve Çağan aynı anda aynı soruyu sordular. "Yine ne yaptın lan?"Çağan tiksinerek Azat'a baktı.

"Kes lan sesini.Bir şey yapmadım ben."

"Tabi canım bir şey yapmadı o.Gitmeyin üstüne.Çok çok kızların dudaklarını ya da boynunu öper.Sonra kızlar Azat'ın öpücüklerinin şifalı olduğunu söyler.Eğer düşerseniz gelin siz Azat'a o öper sizi."söylediklerimi Durul ve Çağan şaşkınlıkla dinlerken bir an da kahkahaya boğuldular.Bakışlarımı onlardan çekip etrafa yönlendirdim.Resmen sinirden ateş saçıyordum.Adama bak utanmadan öpersem geçer diyor.Sonra da ben ne yaptım?Zaten kimse bir şey yapmaz.Asıl öyle diyenlerden korkacaksın.Daha fazla moralime bozmak istemediğimden etrafı incelemeye başladım.Manzara çok güzeldi.Restoran şehir merkizinden biraz yukarda olduğu için ışıklar parıl parıl parlıyordu.Dağlar gün batımın etkisiyle bir adım öne çıkmıştı.Karnım guruldamaya başlayınca "Sanırım siz acıkmadınız ama ben acıktım.Ne yiyeceksek bir an önce söyleyin."dedim.Azat elini kaldırıp garsonu çağırdı.Garson hemen gelip elindeki not defterine siparişleri yazmaya başladı. "Biz 4 adet Mardin kebabı istiyoruz.2 porsyon olsun."kafasına göre sipariş veriyor dağ keçisi.İnsan biraz kibar olur ertrafına sorar 'Ne yemek istersiniz'diye. "Belki ben Mardin kebabı yemeyeceğim."