149

1.1K 47 7
                                    

Sakarya Türküsü

Insan bu, su misali, kivrim kivrim akar ya…

Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. 
 

Su iner yokuslardan, hep basamak basamak;

Benimse alin yazim, yokuslarda susamak. 
 

Her sey akar: Su, tarih, yildiz, insan ve fikir…

Oluklar çis: Birinden nur akar, birinden kir.
 

Akista demetlenmis, büyük küçük kâinat…

Su çikan buluta bak, bu inen suya inat! 
 

Fakat Sakarya baska, yokus mu çikiyor, ne?

Kursundan bir yük binmis, köpükten gövdesine.
 

Çatliyor, yirtiniyor yokusu sökmek için.

Hey Sakarya, kim demis suya vurulmaz perçin?
 

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,

Sirtina Sakarya'nin, Türk tarihi vurulur. 
 

Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mi düstü bu yük?

Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük! .. 

                 Ne agir imtihandir basindaki, Sakarya!

        Bin bir basli kartali nasil tasir kanarya? 
 

Insandir saniyordum mukaddes yüke hamal;

Hamallik ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.
 

Yalniz aci bir lokma, zehirle pismis astan;

Ve ayrilik, anadan, vatandan, arkadastan; 
 

Simdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;

Kehkesanlara kaçmis eski günesleri an! 
 

Hani, Yunus Emre ki, kiyinda geziyordu;

Hani, ardina çil çil kubbeler serpen ordu? 
 

Nerede kardeslerin, cömert Nil, yesil Tuna?;

Giden sanli akinci, ne gün döner yurduna?
 

Mermerlerin nabzinda hâlâ çarpar mi tekbir?

Bulur mu deli rüzgâr o sedâyi: Allah bir! 
 

Bütün bunlar sendedir, bu giris bilmeceler…

Sakarya, kandillere katran döktü geceler! 
 

         Vicdan azabina es, kayna kayna Sakarya…

         Öz yurdunda garipsin, öz vataninda parya!

 

Insan üç bes damla kan, irmak üç bes damla su…

Bir hayata çattik ki, hayata kurmus pusu. 
 

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;

Siz, hayat süren lesler, sizi kim diriltecek? 
 

Kafdagi'ni assalar, belki çeker de bir kil!

Bu ifritten sualin, kilini çekmez akil! 
 

Sakarya, saf çocugu, masum Anadolu'nun…

Divanesi ikimiz kaldik Allah yolunun! 
 

Sen ve ben, gözyasiyla islanmis hamurdaniz;

Rengimize baksinlar, kandan ve çamurdaniz!
 

Akrebin kiskacinda yogurmus bizi kader;

Aldirma, böyle gelmis, bu dünya böyle gider!
 

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;

Sen kivril, ben gideyim, son Peygamber kilavuz!
 

    Yol onun, varlik onun, gerisi hep angarya…

    Yüz üstü çok süründün, ayaga kalk, Sakarya! .. 

Necip Fazıl KısakürekDonde viven las historias. Descúbrelo ahora