62. Bölüm

1.6K 104 1
                                    

"Ne yapıyorsun?"
"Birilerinin canını kurtarıyorum. Sen?"
Ne dediğimi anlamamıştı.
"He?"
"Seni sevdiğimi söyledim. Hadi gidelim." Dedim. Sonra Abigail'in elini tutup yürümeye başladık...

ELİCE:
Tam eve gireceğim sırada arkamdan biri seslendi.
"Elice!" Arkamı dönüp kim olduğuna baktım.
Diego...
Gülümsedim. Ama artık bu sahte gülümsemelerden sıkılmıştım. Diego'ya ayıp olmaması için gülümseyip duruyordum. Ama gülümsemekte istemiyordum.
"Naber?" Dedi.
"İyi." Dedim.
"Seni bir yerlere götürmek istiyorum."
"Başka zaman yapsak?"
"Olmaz. Hadi. Güzel bir şeyler giyip gel." Dedi.
"Nereye ki?"
"Sen dediğimi yap." Dedi. İçimden oflayıp eve girdim. Sonra dolabın kapağını açıp ne giyeceğime baktım.
"Bence orda ki sarı elbise çok güzel olur." Arkamı dönüp baktığımda camdan sırıtan Diego'yu gördüm.
"Diego! Korktum!" Dedim. İçeri girip yatağın üstüne oturdu. Bende dediği gibi sarı elbiseyi seçtim. Banyoya girip giyindim. Saçlarımı açık bırakıp Diego'nun yanına gittim.
"Nasıl?" İstemsizce sormuştum.
"Çok güzel." Dedi. Sonra beraber evden çıkıp arabaya bindik. Diego arabayı çalıştırırken bende radyoyu kurcalıyordum. Sonunda o şarkıyı bulmuştum.
Shakira-Bicicleta...
Bu şarkıyı en son doğumgünümde Adrian ile dans ederek dinlemiştim. Bu kadar eğlenceli ve ritimli bir şarkının beni bu derece üzebileceğini düşünmemiştim. Yine aklımdaydı işte!
"Bu şarkıyı pek sevmem." Dedi Diego. Akıtmak üzere olduğum gözyaşlarımı sildim.
"Bende pek sevmem" dedim. Ve radyoyu kapattım.

Bir barın önünde durmuştuk. Kaşlarımı çattım.
"Neden buraya geldik?" Dedim.
"Buraya ne için gelinirse o yüzden." Dedi ve arabadan indi. Bende kapıyı açıp arabadan çıktım. O tam kapıya doğru ilerlerken arkasından bağırdım.
"Ben buraya giremem." Dedim. Arkasını dönüp bana baktı.
"Neden?"
"Adrian yokken ben böyle bir eğlenceye dahil olamam." Dedim.
"Sakin ol. Buraya zaten kada dağıtmak için geldik." Dedi.
"Hayır gelemem." Yanıma geldi.
"Bak Elice. Anlıyorum. Acı çekiyorsun. Ama bunu nereye kadar yapabilirsin ki? Sen ölümsüzsün. Binlerce yıl bile yaşayabilirsin.
Ve hayatın boyunca başka sevdiğin kişilerde olacak." Dedi. Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Ben kimseyi sevemem."
"Neden?"
"Hani bahsettiğin o bin yıllık hayat var ya.." Ne diyeceğimi bekliyordu.
"Adrian benim bin yıllık hayatım için öldü." Dedim. Sonra barın önünden uzaklaşmaya başladım.
"Elice! O bin yıllık hayatta Adrian senin üzgün olman için ölmemiştir." Dedi. Haklıydı. Adımlarımı kesmemi sağlamıştı. Beni can evimden vurmuştu. Arkamı dönüp ona baktım. Hızla yanından geçtim. Bara yönelirken kulağına fısıldadım.
"Aferin. Ama fazla içersem beni eve bırakırsın." Dedim. Sonra bara girip etrafa baktım. Herkes deli gibi dans ediyordu. Bir kaç kişi masalarda oturup sohbet ediyordu. Barmenin önüne oturdum.
"En ağırından." Dedim. Bardaklarla bir kaç şov hareketi yapıp bardağı önüme koydu. Koku almamaya çalışarak bardağı kafama diktim. Sonra bardağı sertçe tezgaha koyup,
"Bir tane daha." Dedim. Öbür içkiyi koyduğunda onu da dikledim. O sırada Diego geldi. Yanıma oturup o da bir içki istedi. Bende üçüncüyü alıp dikledim...

Diego saçlarımı arkadan tuttu. Bende beşinci bardağın beşinci kusuşunu yaptım. Ve kendime gelmeyi başardım. Sonra elimi yüzümü yıkayıp dikleştim. Biran başım döndü. Dengemi kaybedecekken Diego tuttu. Biraz yakındık. Ama ben başım döndüğü için farkına varamamıştım. Sonunda sızıp kaldım. Bir iki saate kendime gelirdim. Ama uyanınca çok da hoş şeyler olmayacaktı.
                        *******************
Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Yatağımda hala sarı elbisemle yatıyordum. Gözlerimi ovuşturup kalktım. Banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Sonra odama girip dolabıma yöneldim. Yırtık bir kot ve üzerine kırmızı kısa kollu bir bluz giydim. Spor ayakkabılarımı giyip aşağı indim. Diego koltukta uzanmıştı. Omzunu dürttüm.
"Diego." Ani bir hareketle bileğimi kavradı.
"Sakin ol benim." Dedim. Rahatlamış bir ifadeyle nefes aldı.
"Kusura bakma. Alışkanlık." Dedi.
"Hadi kalkta okula gidelim." Dedim. Başını salladı. Sonra kalkıp banyoya gitti.

İki dakika kadar sonra banyodan çıktı.
"Dün neler oldu?" Dedim.
"Sen beş kere kustun. Sonra elini yüzünü yıkayıp seni odana bıraktım. Ardından bende burda bir şey lazım olur diye kalayım dedim." Dedi.
"Teşekkür ederim. Sen olmasan dün toparlayamazdım." Dedim.
"Önemli değil. Hadi artık." Evden çıkıp okula doğru yola çıktık. Tam arabaya binecektim. Ama birden karnımda bir şeyler hissettim. Ve elimle karnımı tutup yere düştüm. Diego bir şeyler söylüyordu. Ama duyamıyordum. Şuan sadece acıya odaklanmıştım...

Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang