12.BÖLÜM - Orange

2.7K 240 173
                                    



Yazar; leecrannie

Çeviren; SeKaism

- - B A E K H Y U N - -

Ah, yatağın yanlış tarafından kalkmış olmalıyım.

Yoksa neden öğrencilerle uğuldayan kalabalık koridorda, yalnız başına, sınıfa yürürken altüst olmuş hissediyorum?

Beş dakika öncesinde iyiydim, Chanyeol'ün sesine fazla odaklanmışken ve her zamanki yaratıcı aklımla anlattıklarıyla kendimi korkutmakla meşgulken. Ama biz ayrılır ayrılmaz, bir kez daha annesi tarafından terk edilmiş ve endişeli sefil eski haline geri dönen bir çocuk olmuştum.

İnsan gruplarının yanından geçtiğim ve bana farkında olmadan baktıkları o kısa dakikalardan nefret ediyordum. Bazılarının bakışlarını hemen geri çevirmesi rahatlatıcıydı ama diğerlerin sanki beni inceleme altına alır gibi gözlerini üzerime kilitliyordu. Bunu yaparken haberdar bile olmadıklarını biliyordum fakat kusurlarımı gördüklerini ve kafalarının içinde bana güldüklerini ve benim gibi doğmadıkları için göklere teşekkür ettiklerini hayal edebiliyordum.

Bana bakmayın. Lütfen bakmayın bana.

Uzaktan bir grup erkeğin güldüğünü duymuştum ve bu kafamın içine dehşet bir biçimde çarpmıştı. Bana mı gülüyorlardı? Yüzümde bir şey mi var? Yanlış üniforma mı giydim? Saçım mı garipti?

Sesleri gitgide daha da yükselmeye başladı, yüzümü kaplayan bir maske giymeliydim. Gittikçe yakınlaşıyorlar. Saklanmak istiyorum.

Tam arkamda olduklarını hissedebiliyorum. İbne. Koca götlü. Çirkin. Kafamın içinde neredeyse hakaretlerini duyabiliyordum. Tam yanıma yürüdüklerini hissediyordum. Kusacak gibiyim. Beni yere iteceklerdi, dövülecektim.

Darbe için hazırlandım ama hiçbir şey gelmedi.

Onun yerine, oğlanlardan birinin telefon ekranına odaklanmış gözleriyle yanımdan geçip gitmişlerdi. Varlığım bile biraz olsun fark edilmemişti. Bana bir video üzerinden gülmüş olmalılardı.

Lanet olsun.



Ne acınası ama.











Aceleyle sınıfa gitmiş ve aşırı derecede endişeli kalbimi rahatlatmıştım, öğrencilerin çoğu dışarıdaydı hala bu yüzden bir başıma sınıfta kaldım, kafasını sıraya gömmüş diğer iki öğrenci de, muhtemelen herhangi güzel bir insancıl etkileşimde bulunmak için fazla uykuluydu.

Çok iyi gidiyordum. Bundan emindim. Şimdiyse, ince bir buzun üzerinde yürüyor ve ileriye bakmak yerine çatlaklara dikkat ediyordum yoksa tekrar düşecektim.









"Günaydın, Baek."

Jongin ne zaman gelmişti? "O-oh. Hey."

"İyi misin?"

İşte yılın en popüler sorusu gelmişti.

Hayır---"Evet, neden?" ---İyi değilim.

"Derin düşüncelere dalmış gibisin."

Oh, tahmin bile edemezsin. "Sana öyle gelmiştir."

"Öyle diyorsan."

"Kyungsoo nerede?"

"Ah. O bugün okula gelmeyecek. Biraz ateşlendi bu yüzden ona uyumasını söyledim."

You're Worth EverythingWo Geschichten leben. Entdecke jetzt