feeling good⊙18

9.1K 100 43
                                    

"Dediğin gibi eskidendi. Şimdi indir beni!"

Başını Hayır anlamında salladı.

"Hayır. Beni affedene ve kararını değiştirene kadar senin dediklerin olmayacak."

Kahkaha attım.

"Kendini kandırmaya devam et seni küçük çocuk. Indir beni. Zayn'i çağır bana. Onu istiyorum!"

Vücudu kasılmıştı. Bunu bacağımı tutan ellerinin titremesi ve canımı acitmasindan anlıyordum. Konuşmadan odaya doğru yol aldı. Beni yatağa yatirdiginda kendisi başucumdaki koltuğa oturdu.

"Onu seviyorsun değil mi?"

Ne dediğini anlamamıştım. Kaşlarımı çatıp ona döndüm.

"Anlamadım!"

Oflayıp ellerini saçlarından geçirdi. Kıvırcık saçlarına parmaklarımı dolamayi özlemiştim. Yeşil gözlerine bakıp adını fısıldamayi, beni güldüren davranışlarını her şeyi...

"Zayn.. yani Ben Sana kötü davranırken yanında o vardı. Onu seviyorsun değil mi?"

Gözlerimi kapatıp buraya kadar gelen kokusunu derin bir şekilde içime çektim.

"Bu seni ilgilendirir mi?"

Kollarını göğsünde birleştirdi.

"Benim sevdiğim kadın  Onu seviyorsa Evet.!"

Oflayıp gözlerimi kaçırdım.

"Sana bir şey sordum Julia? Gözlerime bak ve cevap ver!"

Gözlerimle onu bulduğumda hiç beklemeden cevap verdim.

"Beni sevmiyorsun Harry. İnsan sevdiği kişiye sürtük demez. Ya da onu hiç istemediği bir şeyi zorla yaptılar diye yalan söylemekle itham etmez. Yüzüne para fırlatıp herkesin içinde orospu gibi davranmaz. Sen beni sevmiyorsun!"

Yumruk yaptığı elini dolaba geçirdi. Gözlerinden akan yaşlar tshirtune damlıyordu. Hızla kalkıp yanıma ulaştı. Doğrulup ben de ayağa kalktım.  Karşı karşıya duruyorduk. Gözleri kıpkırmızıydı. Akan yaşlar saçlarıma geliyordu. Ben de ağlamaya başlamıştım. Karşılıklı ağlıyorduk. Elleriyle yanaklarimdaki yaşları sildi. Yanaklarımı okşarken gözlerimi kapatıp avucuna yanağımı sürttüm.

"Seni özledim. Seni seviyorum Julia!"

Gözlerimi açıp ellerini ittirdim. Kapıya doğru yol aldığımda kolumdan tutup gitmemi engellemişti.

"Bırak beni!'

Kolumu kurtarmaya çalıştım. Daha sert tutup beni hızla kendine çevirdi. Anı refleksle bedenlerimiz çarpıştığında ellerimi göğsüne koymuştum. Ellerini boynuma getirip beni kendine çekti. Islak dudaklarım onunkilerle bulustugunda inledi. Suya aç bir yaratık gibi dudaklarımı somuruyordu. Ona karşılık vermedim. Her zamanki gibi ıslak ve sert öpüyordu. Alt dudağımı dislediğinde inledim. Göğsündeki ellerimle onu kendimden uzaklaştırıp yanağına tokadı yapıştırdım. Ne olduğunu anlamamıştı. Göz yaşlarım hızlanmıştı. Bana baktığında parmağımı ona doğru doğrultup tehdit edercesine salladım.

"Bir daha asla ben istemeden bana dokunmaya kalkma!"

Hızla yanımdan geçti. Kapıdan çıktığında yatağın kenarına çöküp ağlamaya başlamıştım. Neden böyle oluyordu? Niye Ondan bu kadar nefret ederken, Aynı zamanda çok seviyordum? Neden karşı koyamiyordum? Madem istemiyordum Neden şuan ağlıyordum?

Hızla yerden kalkıp kapıyı açtım. Koridorun sonuna ulaşmıştı. Kosabildigim kadar hızlı koşup ona yetişmeye çalıştım. Asansöre geldiğimde durmuştu. Ben de durup soluklandim.

"Harry...!!!?"

Herkes bana döndüğünde oda dönüp bana bakmıştı. Ellerimi merdivenlere dayayıp yere çöktüm. Daha fazla yürüyecek gücüm kalmamıştı. Koşarak yanıma geldi. Tuvaletteki gibi kucağına aldığında yüzümü boynuna gömdüm. Onun kokusunu içime çekerken ağlıyordum. Kollarımı boynuna sardım.

Odaya geldiğimizde beni yatağa bırakıp alnımı öptü.

"Dinlen biraz!'

Elini tutup onu kendime çektim. Şaşkınca bakarken yavaşça doğruldum. Diğer elimi boynuna koyup kendime bastırdım. Dudaklarımız buluştuğunda ilk başlarda karşılık vermedi. Dudağını isirdigimda inleyip ellerini belime doladı. Hızla gelişen öpüşme nefesimin bitmesini sağlamıştı. Ondan ayrılıp soluklandigimda gülüyordu.

"İşte bu yüzden sen benimsin!"

Güldüm.

"Nedenmiş o?"

"Ikimizde dengesiziz. Birbirimizi tamamlıyoruz işte!"

Kahkahamı onunkilerle bulduğunda elini karnıma götürdü. Dokunmaktan korkuyordu. Elimi onunkinin üzerine koyup karnıma dokundurdum. Yavaşça okşuyordu. Yanaklarından akan yaşlar benimde ağlamamı sağlamıştı.

"S-Şimdi bu benim bebeğim mi?"

Başımı evet dercesine salladım. Ağlaması hizlandiginda ellerimle yaşlarını sildim. Alnını alnıma yasladı ve saçlarımın kokusunu içine çekti.

"Vazgeçtin mi?"

Kaşlarımı çattım.

"Neyden?"

Güldü.

"Bebeği aldirmaktan!"

Başımı öne eğip elimi karnımda gezdirdim.

"Bilmiyorum Harry. Anne olmaya hazır değilim."

Geri çekilip başını salladı.

"Düşünmen için biraz zaman vermeliyim!"

Gülümsedim.

"Teşekkür ederim!"

Kapıdan çıktığında yastığa iyice gömüldüm. Zayn ne olacaktı?  Ne diyecektim. Off her şey daha kötü olacaktı. Baş ucumda duran telefona gelen mesajla irkildim. Kimindi bu?

Elime alıp kilidi açtım. Şifresi yoktu. Mesaj kutusuna girip ne olduğuna baktım.

Gönderen;  Zayn

Julia iyi mi? Benim işim çıktığı gelemiyorum. Yarın yurt dışına çıkmak zorundayım. Julia'Ya  haftaya geleceğimi ve çok özür dilediğimi söyle. Bebeği aldirmasina izin verme Harry. O bebek onun kurtuluşu olabilir.

Neyin kurtuluşu? Niye Harry ile konuşuyordu?

Kapı acildiginda elimde telefonla öylece kaldım. Harry hızla yanıma ulaşıp telefonu elimden aldı. Mesajı okuyup bana döndü. Kaşlarım çatık ona bakıyordum.

"Bebek beni neyden kurtaracak?'

Başını öne eğip saçlarını karıştırdı.

"Psikolojik bozuklugunu demeye çalışmış. Yani intihar girişiminde bulunduğunda için doktorlar da bebeği aldırıp pişman olursan daha kötü olabilirsin diye düşünüyor."

Pek inandırıcı gelmese de kafamı salladım.

"Ben buradan gitmek istiyorum!"

"Tamam ben çıkış işlemlerini hallettim. Giyinip çıkabiliriz!"

Başımı sallayıp yataktan kalktım. Yanıma gelip üstümdeki kıyafetleri çıkarmaya yardım etti. Dolaptan yeni kıyafetleri çıkardığında yavaş yavaş giyinmeye başladım.

Arabaya bindiğimizde Nereye gideceğimizi bilmiyordum.

"Nereye gidiyoruz?"

"Nereye istersen!"

Başımı salladım.

"Gol evi olmasında."

Güldü.

"Seni kaçırıyorum prenses!"

Say My Name "Daddy" ||H.S.Donde viven las historias. Descúbrelo ahora