7. bölüm...

31 0 0
                                    

Kapıyı açtığımda evdeki sıcak hava direk yüzüme vurmuştu . Direk odama çıktım ve üstümdekilerden kurtuldum. Altıma bir tayt üstüme de bol beyaz bir tişört giyip tişörtün eteklerini taytın içine soktum. Sabah ördüğüm saçlarımı açıp dağınık bir topuz yaptım. Ev de kimse olmadığında hem çok huzurlu hemde çok yalnız hissediyordum. İlginç bir duygu karışımı oluyordu yani. Mutfağa inip kendime sıcak bir fincan kahve yapıp teresa çıktım. Ama kollarım biraz üşümüştü. Hemen içeriden uzun bir kırka alıp tekrar terasa çıktım. Sallanan koltuklardan birine oturup elimdeki kahveyi sehpaya koydum.

Çökmüş hissediyordum. Hayat sanki üstüme geliyordu. Görünmez bir çift el boğazımı sıkıyordu. Evet eller görünmezdi ama sahibi belliydi; Zayn.
Bugün aslında birşey daha o ellerin sıkılaşmasına sebep oldu. Yanlış insanlar ve yanlış dostluklar . O dört kişi sanki hayat onları onun yanına bağlamış gibiydi. Niye onun yakındalardı ki. Ne için. Harry, Louis,Niall ve Liam ne kadar sıcak kanlı ve cana yakın görünüyorsa o da sanki insanlardan nefret eden ve onları boğmak ister gibi duruyordu. Aslında o dört kişinin tek suçu onunla arkadaş olmak . Veya Perrie tamam o kadar cana yakın ve doğal durmasa da onun da bir kalbi var . Acaba bugün ne hissetti.

Ama bunları unutmam gerekiyordu. O benden Mary'ı almıştı . Ona ve çevresindeki insanlara acımam nefretimin önüne geçer ve ben intikam yeminimi unutup onlara hiçbir zarar vermeden hayatıma sadece nefes alarak devam ederdim ki beni şu dünyaya bağlayan birşey varsa biri ailem ve arkadaşlarım diğeri de intikam yeminim.

Benimle beraber herkez acı çekiyordu Stefan , Eric ,Ryan ve ailem herkez mahvolmuştu. James daha küçüktü evet ama k zaten anne ve babası olmadan büyümek zorundaydı. Mesala okulda belki dışlanılabilir di diğer çocuklar anne ve babaları ile beraber okula giderken o bu tabloya bakarak buruk bir şekilde gülümserdi veya ağlardı. Ama belki bunu Mary daha katlanılabilir bir hale getirirdi onun için.

Bende anne ve babam yanımda olmadan okula gitmiştim ama bu farklı benim anne ve babam vardı . Sadece benim geleceğim için benim yanımda değillerdi. Anne ve babam çok genç yaşta evlendiği için bende daha annem 19 yaşındayken doğmuşum. Ben doğduktan sonra 2 yaşıma gelene kadar bana bakmışlar sonra benim geleceğim için okullarına devam etmişler. Onlar çok çalışmışlar dişlerini tırnaklarına takıp Edwards Holdingi kurmuşlar . Tabi ben bu süreçte ananemin ve dedemin  yanında büyüdüm. İlkokulu ananemlerin yaşadığı küçük bir kasabanın küçük bir okulunda okumuştum. Annemler beni ziyarete gelirdi. Daha küçük olmama rağmen onları anlardım ve hiç yargılamazdım. Benim için çalışıyordu onlar. Sonra annemlerin yanına taşınıştım işte . İşleri büyümüşlerdi. Eskiden gittiğim küçük okulun aksine büyük bir kolejde devam etmiştim okuluma. Evet diğer okulumda anne ve babamı soran çocuklar olduğu için orayı pek sevmezdim ama ananeni ve dedemi özlemiştim anne ve babamın yanına gelince . Mesala onların bir bahçesi vardı ve türlü çiçeklerle kaplıydı bunu özlemiştim. Ananemin hiç bilmesede ödevlerime yardım etmeye çalışması  , sonra dedemin benim için yaptığı salıncağı. Hatta ananemin bana her sabah zorla içirdiği ıhlamuru bile özlemiştim ama anne ve babam yanımda olduğu için çabuk alışabilmiştim yeni okuluma , arakadaşlarma .

James benim yaşadıklarımın daha berberlerini yaşayacaktı belki ama eğer Mary ve Stefan 'a benzediyse güçlü bir çocuk olur ve sadece dersleriyle ilgilenir.

Bu ölüm ben ve Stefan 'dan sonra en zor atlatan daha doğrusu atlatamayan kış Eric 'ti Mary 'nin sevgilisi. Haberi ona ben vermiştim. O anı hatırlıyorum önce bağırıp telefonu kapatmış sonra da beni tekrar arayıp ona şaka yaptığımı söylememi istemişti. Bir süre kendine zarar vermeye kalkmıştı. Sonra uyuşturucu ya baş vurmuştu. Sonra ise rehabilitasyon merkezine kaldırılmıştı. Eric ve Mary çok mutlu bir çiftti . Bunları onlardan alan kişiden intikamını almak bana düşmüştü.

Sehpadan kahvemi alarak önce terastan sonra salondan çıktım. Kupayı mutfağa koyup odama çıktım . Bedenim bugün anlam veremediğim bir şekilde fena yorgun düşmüştü. Biraz şekerleme yapsam çok iyi olur.

               *******************

Adeta beynimin içinde gibi çalan telefonumun zil sesi beni güzel uykumdan uyandırdı. Homurdanarak, telefonu komidinin  üstünden alıp kimin aradığına baktım ama numara kayıtlı değildi. İşte bu beni sinirlenmemişti. Tanımadığım insanların beni aramasını zaten sevmezdim. Üstüne üstük bu salak beni uykumdan uyandırmıştı.

"Ne var seni gerizekalı ! Beni uykumdan uyandıracak kadar önemli olan şey ne? " az bile demiştim yani . Karşıdaki her kimse galiba şaşırmıştı. Çünkü ses yoktu. "Ne var lan konuşsana!" Tamam başka insanlar için önemli olmayabilirdi bu ama ben uykuyu çok severim.

"Aşk olsun Mira . Bana böyle mi davranıyorsun? Herşeyi geçtim bu bir ingiliz hanfendisine hiç yakışmıyor. " karşıdan Louis 'in sesi gelince yeri yarıp içine giresim vardı. Tanrım çok fena utanıyordum  şuan. Ve o bana inatmış gibi alaylı bir sesle konuşmuştu.

"Ah Louis ben üzgünüm . Yani şey ...  senin olduğunu bilmiyordum ve o yüzden... kusura bakma lütfen.  " karşıdan kıkırdama sesi gelince daha da utandım açıkçası.

"Önemli değil . Neyse ben şey diyecektim akşama plan yapma bizimlesin." İşte ayağıma geln fırsat.

"Ah bizimlesin derken ? Anlayamadım."

"Bugün tanıştığın gurup. Neyse akşam sekizde seni evinde alırım. Görüşürüz ." Cevap vermeme veya itiraz etmeme izin vermeden telefonu kapatınca vie süre telefona bakakaldım. İnleyerek telefonu yatağın övür tarafına attım ve kendimi tekrar yatağa bıraktım. Lanet olsun ya bugün başka planlarım vardı. Bugün ciddi anlamda yorgun hissediyordum . Ama buna değerdi beni sevmişlerdi. Yani sanırım sevmeseler niye çağırsınlarki.

Ayağa kalkıp önce üstümü sonra saçımı düellodansan çıktım. Ryan eve gelmiştir ama Stefan okuldan sonra  çalışıyordu o yüzden evde olduğunu pek zannetmiyorum. Tahmin ettiğim gibi Ryan koltuğa yayılmış meyve yiyordu. Arkasından sessizce gidip birden yanağını öptüm sıçrayarak ban döndü ve dudağının kenarını kıvırdı  elini yanındaki yere vurup oturmalı için talimat verdi. Yanına oturup tabaktaki eriklerden birini elime aldım.

"Niye erken çıktın bugün?" Erikten büyük bir ısırık alıp çiğnemeye başladım. Ve omuz silktim.

"Hiç sadece yorgun hissediyordum." Kafasını sallayıp ben gelmeden önce izlediği voleybol maçına geri döndü.
"Ah bu arada Louis beni aradı." Bana döndü ve kafasını devam et der gibi salladı. "Akşam beni alacağını söyledi takılacağız galiba ." Burnumu iki parmağının arasına alıp sıktı.

"Aferin güzelim böyle gidersen ait oldukları yere beklediğimizden önce yılı gaz onları." Alnını öptü ve geri çekilip gülümsedi. " Stefan bu habere çok sevinecek ." Evet çok sevinecek

"Evet sevinecek ama benim hazırlanmam lazım bei Annemler den alacak sen beni bırakabilirmisin? " ondan onay alınca . Odama çıkıp önce bir duş aldım . Duşun ardından saçlarımı kurutup hafif şekil verdim ardından kalçanın hemen altında biren bir kot şort üstüne siyah askılı bir badi ve belime de kırmızı ve siyah kara le bir gömlek bağladım . Ve asker postalı giydim . Güzel olmuştum hafif bir makyaj yapıp işimi bitirmiş oldum. Aşağı indiğimde Ryan üstüne bir gömlek giymiş ve ilk üç düğmesini açık bırakmamıştı . Yine ve yine muhteşem derecede yakışıklı görünüyordu. Ben baştan aşağı süzdü ve başıyla kapıyı gösterip çıkmam için işaret verdi. Ona uyup kapıdan çıktım ve arabasına doğru ilerledim. Sessiz geçen yolculuğun ardından Ryan bir işi olduğunu söyleyip beni annemle re bırakıp gitmişti. Önce biraz James ile oynadım , sonra annemle biraz sohbet ettik.  Beni dışarı çıkartan şey ise Louis'in geldiğini belli eden korna sesiydi.

1097 kelime arkadaşlar lütfen sessiz okuyucu olmayın.
...

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Aug 28, 2016 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

İntikam YolundaOù les histoires vivent. Découvrez maintenant