23~Sorgu Odası 1~

2.9K 183 8
                                    

"Sendy'nin oyun parkına hoşgeldin." diye bir ses duydum. Bir kadın sesi.

Daha sonra karanlığın arasında arkası dönük birini fark ettim. Kadın vücuduna benzeyen ve az önceki sesin sahibi olduğunu düşündüğüm beden.

" Hadi ama oyun oynayacak yaşı geçmedin mi sen?" dedim alay edercesine.

"Bilmem kişiye göre değişiyor. Eğlenceli biri ise zevkle oynarım." dedi ve bana doğru döndü beden.

Bu Koll'un büyücüsü Sendy. "Dolunay nerede?" Diye sordum gözleri gözlerime değince.

"Bilmiyorum. Ve gerçekten bilmiyorum. Sen de hata yapıyorsun. Dolunay'ın nerede olduğunu ne ben, nede Koll biliyor. Yanlış iz üzerindesin prens." dedi ve duraksadı.

Konuşmamı bekledi ama bir şey demek gelmiyordu içimden. Yalan söylüyordu tabikide. Koll dan başka kim kaçırabilirdi ki bu kızı.

"Madem verecek cevabın yok. Ve madem buraya kadar geldin biraz eğlenelim. Dimi prensim" dedi bana adım adım yaklaşırken.

Ona sert sert bakmak dışında hiç bir şey yapmıyordum. Taa ki sağ taraftan bir vampir üzerime atlayana kadar.

Üzerime atlayan vampirin verdiği sarsıntı ile yere yığılmıştım. Oda benimle birlikte düşmüştü.

2 saniye göz göze gelince az önce peşinden koştuğum ve beni tuzağa düşmemi sağlayan kişiyi Michel'i gördüm.

Küçük salak çoçuk...

Hızla ayağa kalktım ve yere düşen silahımı aldım. O sırada silah parmaklarımın arasından havalandı. Tabikide bunu Sendy yapmıştı.

Michel üzerime doğru geldi. Elimi sıkıp ona bir yumruk atacakken bu sefer de olağanüstü bir güç beni tetikledi ve kolumu oynatamadım. Tabikide bunuda Sendy yapmıştı.

"Seni elime geçirirsem sürtük kadın geberti..." derken Michel yüzümün ortasına bir yumruk patlattı.

Tekrar yere yıkıldım.

O sırada odanın kapısından tekmeleme sesi geliyordu. Sonunda benim yokluğumu fark edip geldiler. Bir büyücü ve bir vampirle aynı anda uğraşmak zor. Özellikle şartlar eşit değilken.

Gözümün kapıda olduğunu fark eden Sendy ellerini kapının az ilerisinde ki kitaplığı doğru tuttu ve kitaplığı yerinden oynatıp kapının önüne getirdi.

Michel Sendy'nin son hareketine sırıttı ve üzerime geldi. Tam ayağa kalkacakken Sendy beni bu seferde yere sabitledi. Ben yapıştığım yerden kalkmaya çalışırken Michel üzerime oturdu ve ard arda beni yumrukladı.

Yüzümden kanlar ve terler aktığını hissediyordum. Kıpırdıyabilsem halledeceğim de işte kıpırdıyamıyordum. Çaresizdim. Tıpkı Dolunay'ı kaybettiğim günden beri hissettiğim duygu gibi. Çaresizdim.

Yapacak hiç bir şey yoktu. Sanırım yolun sonuna gelmiştim. Gözlerim kararmaya başlamıştı. Sanırım biraz sonra Michel bir hançer çıkartacak ve iş bitecekti. Dolunay'ı öldürdüler kesin. Sıra bendeydi. Belkide Dolunay'ın yanına gidecektim.

Ama Ne demişler her noktadan sonra yeni bir cümle, her gecenin ardından gündüz, her karanlığın ardından bir aydınlık vardır.

Gözlerim kararırken birden pat diye bir ses duydum. Bu ses kapının açılma sesiydi ve kapının ağzını kapatan kitaplık hemen yanıma devrildi.

Michel aniden arkasına döndü. Sendy'nin de dikkati dağıtmıştı. İçeriye ilk Masal girdi. Ve o girer girmez Sendy'nin kolları arkadan bağlandı.

ACEMİ VAMPİR Donde viven las historias. Descúbrelo ahora