3.1

2K 134 18
                                    

Vote ve yorum plss...
    
               
Sabah hiç olmadığım kadar kadar mutlu uyandım. Yanımda yatan koca bedene baktığım da; küçük küçük mırıltılar çıkartarak uyuyordu. Dudakları uyurken hafif hafif büzülmüş, kızaran yanakları ve o gözleriyle uyurken bile kusursuz olabilen bir yüze sahipti. Yüzüne eğilip o büzülen dudaklarına, buse kondurup geri çekilirken beni kendine çekti ve sarıldı.

" Hee Sook, biraz daha uyuyamaz mıyız? " diyerek mızmızlandı.

Aslında uyuya bilirdik ama her seferinde kavaltıyı kaçırıyorduk. Bu sefer kaçırazdık çünkü millet bizi yanlış anlayacaktı.

" Heyy! Daha fazla uyuyamayız! Hem düşündüm ki bu gün birlikte bir yerlere girdik? "

" Biraz daha uyuyalım? "

" Kalkmadığın zamanlar da öpücük kaybediyosun! Bunun haricinde gezmek istemezsen Sehun ve Baekhyun' la gez- "

" Olmaz! "

" O zaman kalk! Hem ben seninle zaman geçirmek istiyorum. "

" Kolaysa sen kaldır! " dedi ve sırıttı.

Yataktan kalkıp onun tarafına geçtim, yatağın dışındaki elini tutup kendime doğru çektim. Baktım oluru yok, biraz daha çekip birden elini bıraktım bunun etkisiyle yere yapıştım. Aslında bilmeden değilde bilerek düştüm, çünkü kalkacağı yoktu. Ben düşünce kalkıp yanıma geldi.

" İyi misin? "

" Evet, seni kaldırdığıma göre, hazırlanıp kahvaltıya inebiliriz. " dedim ve hızla dudaklarından öpüp kalktım. Dolabın karşısına geçip, beyaz polar, açık renk kısa kot şort ve uzun çoraplarımı alıp banyoya geçtim. Üstümdekileri bir çırpıda çıkartıp, dolaptan aldıklarımı giydim. Aynanın karşısında da saçlarımı ense hızzasında topuz yapıp banyodan çıktım. Chanyeol benim aksime siyah kapşonlu polar, siyah şort ve aynı çoraplardan giymişiz. Beni süzdükten sonra baş parmağını kaldırıp, ' çok güzel olmuşsun' dedi. Telefonlarımızı aldıktan sonra, el ele tutuşup odadan çıktık.

...

Kahvaltımızı etmiştik, otelden çıkacakken Sehun ' bende sizinle gelicem ' diye, tutturdu. İkimizde gelmesini istemiyorduk açıkcası, çünkü ilk defa birlikte dışarı gezmeye çıkacaktık.

" Hyung bende geliyim lütfen... "

" Olmaz Sehun! "

" Hyung sevgilin olmadan önce hep benle geziyordun! Şimdi ise beni dışlıyosun. Hem ben burda tek kalıyorum, ne var sanki biraz sizinle gezsem?"

" Olmaz diyorum! "

Sehun somurtup yanımazdan gittiğinde, bizde otelden çıkıp yürümeye başladık. Bir çok yere gidip seyahat ettim ama Hawaii' ye ilk defa geldiğimden dolayı, Chanyeol' un koluna sülük gibi yapıştım. Kaybolmaktan korkuyorum çünkü, beni kolundan kurtarıp kolunun altına aldı, bende beline dolandım. Uzun bir süre yürüdükten sonra orman tarzı yıkık döküp bir yere geldik.

" Ne yani? Beni ormana mı atacaksın? "

" Çok meraklısın bakıyorum da... "

" Ben mi? Asla! "

" Beni istemiyosun demek ki? "

" Çok alıngansın bakıyorum da, ben öyle demedim sadece çok erken. "

" Ama hep öyle diyosun. Sadece benim olmanı istiyorum. " suratını astı ve kollarını göğsünde birleştirip, arkasını döndü. Resmen çocuk gibi, önüne geçip ellerimi belime doladım ve konuşmaya başladım.

" Ben sadece seninim Chanyeol! Seni ilk gördüğümden beri kimsenin süratına bile bakmadım! Yarışlarda bile bitişte sırf, seni görücem umuduyla daha çok hırslanıp koştum. Kısaca yaptığım her işi seni düşünürek yaptım, sen ise bana benim olmanı istiyorum diyosun? Ben zaten altı yıldır seninim Chanyeol! "

" Altı yıl? "

" Bütün söylediklerimden sadece altı yılamı takıldın? Daha sonra anlatırım, şimdi birlikte güzel güzel vakit geçirsek? "

Kafasını sallayıp beni kucağına aldı ve ilerdeki kolaların olduğu deponun önüne getirip, alışveriş arabasının içine bindirdi. Tam olarak ne yaptığını anlamamıştım ama...

" Şimdi poz ver resmini çekicem sevgilim. "

Bacağımın birini kendime çekip diğerini de arabadan dışarı attım. Chanyeol bir kaç tane resim çektikten sonra onun kucağına atladım. Belimden sıkıca tuttuktan sonra yere indirdi.

" Hadi sende bin bende seni çekicem! "

" Ben bunun içine sığmam ki "

" Benim gibi oturma... "

O da arabaya geçtiğinde dizlerinin üstünde oturur pozisyona geçti, bende onun bir kaç tane resmini çektim. Resim faslı bittikten sonra biraz ilerdeki koşu pistine gittik.

" Sanırım yenilmek istiyosun Chanyeol? "

" Yinileceğimi düşünmüyorum sevgilim "

" O zaman kulvarlara yerleşelim, beşinci kulvar benimdir. "

Beşinci kulvara kısa mesafe koşularında olan pozisyona gelip Chanyeol' derb gelen çağrıyı bekledim. Bey efendi bir türlü yerleşemedi. Gidip ona yardım ettikten sonra tekar aynı pozisyna girdim. Birisi " hazırlan!" diye bağırdığında kafamı kaldırıp bakamadım.
( Y/N: Kısa mesafe koşarken kafanı eydiğin yerden kadırman yasak, ondan dolayı direk hedese kilitlenmeli. )

" Dikkat! Çık! "

' Çık ' denildiği zaman tam karşıya bakıp var gücümle koştum. Üstümdekilerden dolayı çok rahat olamasamda olduğu kadar artık. Yüz metre koştuğumuz için yarış pekte uzun sürmedi.

" Hee Sook? "

Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğim de şok geçirdim. İnsan antirenörünü burda görmeyi hiç beklemez. Baek In Ho gelip bana sarıldı, Chanyeol' da bende bu durumda rahatsız olmuştuk. Baek In Ho' dan ayrıldığım da Chanyel' un uzun kolları sardı belimi bu sefer.
Çok sinirlenmişe benziyordu, nefesi ağzına sığmıyor.

" Chanyeol bu Baek In Ho, benim antirenörüm. Beak In Ho bu da benim sevgilim tanırsın zaten. "

" Memnun oldum Chanyeol. Hee Sook pazartesi yarışın var, antire
Man yapmalıyız. "

" Ahh! Keşke daha önceden haberim olsaydı! Döndüğümüzde antireman yaparız. Senin burda ne işin var? "

" Yarış için geldim, dönmeyi bekleme ben her gün burdayım buraya gel çalışırız. "

" Tamam! "

" Hee Sook sevgilim gidelim! Hemen! "

" Görüşürüz Baek In Ho... "

" Görüşürüz Hee Sook... "

Park Chanyeol Kakaotalk/ TextingWhere stories live. Discover now