5. SİYAH AT

38 7 0
                                    

Sıcak suyun içinde bedeni yayılmaya devam ediyordu genç adamın  ve gözlerini kapattı.  Yine o sivri burunlu kız geliyordu gözünün önüne , neden onu düşünüyordu ki. Bu Yaşadıklarından sonra psikolojisi bozulmuştu , bunun başka bir açıklaması olamazdı.  Bir ara psikoloğa gitmeyi aklına koydu, yoksa bu kısa , rahatsız edici ataklar bitmek bilmeyecekti.

****

Kumsal' ın kulaklarında cızırdayan bu ses de neyin nesiydi ? Neden gözlerini açamıyordu ? Ya da bir şeyler söyleyemiyordu? Her seferinde onu dikkatle inceleyen geybetli adamı görüyordu. Kimdi bu ?  Dağınık saçları , uzun boyu ve geniş bir yapısı vardı. Yüzü bir türlü gözükmüyordu , sanki adam bu durumdan rahatsızdı gerçi kendisi de memnun değildi .

Şu an saat kaç , sabah mı ?akşam mı ? Hiç bir fikri yoktu. Sanırım hastanedeydi, burnuna yoğun ilaç kokusu geliyordu.  Tek bildiği şey bedenini pestile çevirircesine ezen ağırlık.

Bedeninde bir ürperme hissetti ve ağır olan göz kapakları biraz daha ağırlaştı ve yine o tanıdık his.

Adamın giydiği deri ceket parlıyordu, bulunduğu yerde ise sadece tek bir ışık vardı o da adamın suretini göstercek enerjiye sahip değildi. Ne kadar karanlık bir sluet görse bile bu adamın sert , kemikli yüzünü saklamasına yetmemişti. Ellerini saçlarına cıkarttı ve sertçe geriye itti siyah adam. Kafasını çok kısa bir süre kızın yüzüne çevirdi. Acaba o beni karartı  şeklinde mi görüyor?  diye düşündü kız.  Ama yanılıyordu çünkü mavi gözlerini görmüştü genç adam ve her gözlerini kapattığında o mavileri ve yelpaze gibi kaşlarına ulaşan kirpikleri görüyordu. 

Genç adam gözlerini açtığında su soğumuştu , yine aynısı olmuştu , sivri burunlu kız küstahça yüzünü göstermemişti ve yine fısıltılı bir şekilde konuşmuştu fakat bu sefer uzun bir şeyler söylemişti de adam yine anlamamıştı. Kızın soyledikleri bittikten sonra üzerinde kaybolduğu iri atıyla karanlığa doğru ilerlemişti.

Eline aldığı geniş havluyu kasıklarına yakın yere dolamıştı , ıslak saçlarından göğsüne süzülen su damlacıklarını küçük havlu yardımı ile kuruladiktan sonra saçlarındaki ıslaklığı da gelişi güzel kuruladı ve yatak odasına girdi.

" Acaba deliriyor muyum ?" diye söylendi kendi kendine.  Gri dolabın sürgülü kapağını açtı ve içinden bir eşofman altı almakla yetindi . O kış günü bile evdeyken üstüne bir şey giymezdi , havluyu indirmeden önce aynadan geniş görüntüsüne bakmaya başladı.  Seksi bir adamdı , kızlar onun cazibesine dayanamaz üstüne atlamamak için kendilerini zor tutarları fakat hayatına birsürü gereksiz kadın müsfetteleri girmişti   . Bir çok kişiyle birlikte olmuştu isteyerek ya da zorla. Zorla derken kendi zorlamıştı bir nevi tecavüz. 
Küçük yaşta ailesi tarafından terk edilmiş ve üvey amcasının yanında büyümüştü. Ah bir de siz ona sorun neler yaşamıştı. Gözü sol omzuna kaydı , orada bir kesik izi vardı . Çok iyi hatırlıyordu amcası kumarda herşeyini kaybetmişti ve eve içkili bir şekilde gelmişti , gözü dönmüştü adeta , Uygar kapıyı açar açmaz kendini yemek sofrasının üstünde bulmuştu , kalkmaya çalıştığında ise kolunda feci bir acı gün yüzüne çıkmıştı .  Ekmek bıçağı omzuna saplanmıştı, bir an o acıyı tekrar hissetti , sanki kolunu çekiştirerek koparıyorlardı. Gözlerini yumdu ve bir kaç saniye öylece bekledi, o günleri unutamazdı eğer unutursa asla bir daha bu kadar güçlü olamazdı , bir felakette kendini toparlayamazdı.

"Eski günleri mi  ya deşmeye başladın Uygar!" diye bağırdı kendine. Sesi yankılandı duvarlarda sonra hızlıca dolaptan çıkarttığı eşofmanı boxerını giydikten sonra kalçasından geçirdi ve sıkıca iplerini bağladı ve mutfağa doğru cıplak ayakla ilerledi.

Raftan dört adet patates çıkarttı ardından buzdolabından  acılı domates sosunu çıkarttı . Patatesleri ince uzun çubuklar şeklinde doğradı , dolaptan geniş bir tava çıkarttı ve içine bir miktar yağ döktü . Doğradığı patates dilimlerini de yağı kızdırdıktan sonra içine bıraktı.

Domates sosunu da döktükten sonra artık yiyebilirdi, çatalı sağ eline aldı ve sıcak patatesi ağzına tıktı. Bu sesi seviyordu , patates ağzında kıtır kıtır ses cıkarttı. ayaklarını da karşıdaki pufa uzattı, dizlerinde bir uyuşma hissetti . İşte yine o tanıdık hisle karşı karşıya kaldı. Sanırım yine bayılacaktı , gözü duvardaki saate ilişti ve kendini soğuk rüzgarlara teslim etti...

SİYAH ATWhere stories live. Discover now