b i r

79 14 13
                                    

Güzel bir yazara ithafen,
papatyadangemiler

*

Yaşımız,yedi.

Aylardan ekim,günlerden pazartesi.

Ağlıyorum.

"Ağlama,"diyorsun çocuk sesinle."Ben varım yanında."

Peki şimdi,neden yoksun yanımda?

"Üzülme,"diyorsun bu sefer."Seni bırakmayacağım asla."

Peki şimdi,neden terk ettin beni yalnızlığa?

Yaklaşıyorsun biraz daha.Bir melodi tutturuyorsun ağzına ve,

Sarılıyorsun bana,sarılıyorsun ya.

"Yazık değil mi gözyaşlarına?"derken gülümsüyorsun,gülümsüyorum.

Gülümsüyoruz,biz.

Peki şimdi,niye tüm gülümsemeler sensiz?

İşaret parmağın kalkıyor havaya,iki yıldızdan birini gösteriyor anında.

"Bu yıldız,"diyorsun.

"Biz olsun."diyorum.

Diyoruz,biz.

Yalanmış aslında,bir söz atmışız ortaya.

Çocuk aklımızla,yedinci yaşımızda.

"Hiç ölmesin?"diyorsun.

"Hiç ölmesin."diyorum.

Peki şimdi,ben niye ölüyorum?

"Kendi ölümsüzlük hakkını yedi yaşında sahte bi' yıldıza bağladın da,o yüzden ölüyorsun Leyla."

Senin yüzünden.

Pardon,bu da benim yüzümden.

"Ağlama,"diyorsun yine."Üzülüyor yıldızlar."

"Üzülür mü onlar da bana?"

"Sen üzülürsen gökyüzü bile üzülür."

Peki şimdi,ben yine ağlıyorum.Gökyüzü niye gülüyor bana?

Yalanmış sözlerin de,varlığın da,yokluğun da.

Ama sen yine de gitme.Üzülüyorum yokluğunda.

Ve ölüyorum biraz daha.

Kendimi teselli etmek bana düşüyor sen olmayınca."Ağlama."diyorum yıldızlara bakarak."Ağlama Leyla.Mecnun'un olsa böyle derdi."

Ama yine yoksun yanımda.

Düşlerimizi yıldızlarda bırakan adam,sahi kendini de mi unuttun orada?

Ben yaşlandım diye gözyaşlarım da mı yaşlanır sandın yoksa?

Ben ölünce gözyaşlarım kalmayacak mı sanki geride bıraktıklarımla?

"Ağlama."

Sesini duyuyorum zihnimin içinde.Bu sefer ben de eşlik ediyorum sana.

"Ağlama."

Tekrardan fısıldıyorsun kulaklarıma.

"En azından gökyüzümüz hâlâ aynı Leyla."

*

Leyla'dan,

Mecnun'una ve gözyaşlarına.

aynı gökyüzünde iki yıldız // yedinci yaşımıza,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin