1.5

3.1K 187 91
                                    

Elini askıların üzerinde, bir sağa bir sola gezdiriyordun. Kendine birçok kombin yapsanda hangisini giyeceğine karar verememiştin. Hem de dünden beri! Fazla kararsızdın... birine elini attığın gibi geri bırakıyor, tekrardan diğerlerine bakıyordun. 

Aslında içinde oluşan sıkıntıdan dolayı bu haldeydin. Sabah erkenden şirkete gidip istifanı vermiştin. Fakat sikik patronun bunu kabul etmemiş ve kavga etmiştiniz. Seni seviyor olması, onun tacizlerine göz yumacağın manasına gelmediğinden direnmeyi sürdürmüş ve yüzüne karşıda bunu söylemiştin. Ne kadar bir daha olmayacak gibi şeyler zırvalasada sen kararını vermiştin ve değişmeyen bir şey varsa o da senin kararlarını kimsenin değiştiremediğiydi.

En sonunda odadan hızla çıkıp eve gelmiştin fakat bir olasılığı hesaba katmamıştın. Şimdi ne yapacaktın? Artık işsizdin. Yani, bu toplantıdan sonra eline kazandığın son para geçecek ve gelirin tükenecekti. Sıkıntıyla nefes verip saçlarını geriye attın. Kendine kızıyordun sürekli. Neden hemen ayrılmıştın ki!? Kalıp iyi bir birikim yapabilirdin. O adama da direnirdin. Bu düşünceler beyninde dönüp durdukça tükenmiş hissediyor, ne yapacağını bilemiyordun.

Ne kadar zamanın kaldığına baktın duvarda ki ahşap kare saatten. Yarım saatten biraz daha fazlaydı. Kendini toparlaman gerektiğine kanaat getirip gözlerini kapattın ve birkaç derin nefes ile beyninin boşalmasını sağladın. 

Kararlılıkla gözlerini açıp sana fazlasıyla yakıştığını düşündüğün kombinini çıkardın. Hızını azaltmadan komidinde duran beyaz ve mavi beneklerle kaplı takı kutunu açıp takılarını seçtin. Bunları çanta, ayakkabı gibi ufak detaylar takip etti. En sonunda saçlarını da yaptın ve hazır olduğuna kanaat getirip odadan çıktın.

 En sonunda saçlarını da yaptın ve hazır olduğuna kanaat getirip odadan çıktın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(İstediğiniz kombini seçebilirsiniz.)

Klasik tercümanlar gibi; kumaş etek, üstüne sade ceket, altına beyaz gömlek giymiyordun. Dünya birçok renke ve stile ev sahipliği yaparken kasıntı olmaya ne gerek vardı ki?

"Belki" diyordun "Belki,kırk yaşımda giyerim." 

Farklılık senin yükselmeni ve dikkat çekmeni sağlayan en büyük etmendi ve bunun farkındaydın. Tam kapıdan çıkarken unuttuğun telefonun ile hızla içeri koştun. Telefonunu kapıp saate baktın. Tam sekizdi! 

Otelin yakın olması şanslı olduğunu gösterse de geç kalman olasıydı. Hızla taksi çağırdın ve geldiği gibi binip adresi verdin. Kısa bir süre sonra varmıştın. Parayı verdiğin gibi araçtan indin ve kapıda gördüğün Minhyuk'a ait olduğunu umduğun araba ile içeri girdin. 

Büyük bir cam ve ardından da kenarları renkli çiçekler ile donatılmış otoparkı, onu ve yanındaki kalabalık erkek topluluğunu görünce tedirgin olsanda yaklaştın. Büyük cam kapıyı biraz güç uygulayarak ittin. Tüm herkes gözlük taktığından ilk hangisi olduğunu düşündün fakat sarı saçları "Buradayım tatlım!" Dercesine parlıyordu güneşte. 

Kabul (OC)Where stories live. Discover now