◀0.1▶

15 4 2
                                    

°•○○•°°•○○•°°•○○•°•○○•°
31.8.16 tarihinde yazılmaya başlanmıştır.

'Durma, canım cayır cayır yanıyor, söndür yalvarırım, durma yağmur durma.'-Gripin
°•○○•°°•○○•°°•○○•°°•○○•°

Kulaklıkları kulağına yerleştirirken biran önce oradan uzaklaşmak istiyordu. Şuan tek derdi duyamadığını insanlardan saklamaktı. Bunun için kulaklık takıyordu ya işte. Beden dilini kullandığında insanlar onu anlamıyor ve uzaylı muamelesi yapıyorlardı. Bunun için duyamadığını herkesten saklamak istiyordu.

Telefonundan hiç dinleyemediği şarkılardan birini açtı ve melodisini hayal etmeye çalıştı. Bu onun için çok zordu. Tekrar duyabilmek onun için bir rüya bile değildi artık. Çok uzaktaydı...
Son olarak montunu giyip hesabı ödedi ve dışarıya çıktı. Rakamları anlamak için fişe bakmak zorunda kalmıştı. Kasadaki adamsa kızın konuşmamasını garip bulmuştu.

Ellerini montunun cebine koydu ve hızlı adımlarla yürümeye devam etti. Biran önce evine -saklanma yerine- gitmek istiyordu. O kadar hızlı ve dikkatsiz yürüyordu ki insanlara çarpıyordu. Çarptığı bir kadın arkasından,

"Dikkat etsene kızım!" Diye seslendi fakat duyması imkansızdı. Eve ulaşması için yolun karşı tarafına geçmesi gerekiyordu. Yeşil ışığın yanmasını bekledi. Tek güvencesi gözleriydi. Bu yüzden dikkat etmeliydi.

Yeşil ışık yandığında yola doğru adım atmasıyla yolun karşısındaki bir kadının ona bağırdığını gördü. Yani ona bağırdığını varsaymıştı. Hemen soluna döndü ve kendine doğru gelen bir araba olduğunu gördü. Olduğu yere çivilenmişti çünkü daha önce olduğu gibi unuttuğu anılardan birkaçı gözünün önüne geldi. Birşeyler hatırladığında herzaman olduğu gibi kalbinin üzerinde bir sızı meydana gelmişti.

"Hadi kızım gel ama sakın elimi bırakma tamam mı? Baban bizi karşıda bekliyor bak." Küçük kız babasına el salladı, babasıda ona.

"Tamam anneciğim." Henüz yola daha yeni çıkmışlarken küçük kız annesinin elinden çekiştirdi ve onu durdurdu. Annesi kızına döndü.

"Anneciğim gel sana bir şey söyliycem." Annesi sağına soluna baktı görünürde araba yoktu o yüzden eteğine dikkat ederek küçük kızının önünde eğildi.

"Söyle bakalım küçük hanım."

"Ama bu çok önemli bir sır." Diyip annesinin kulağına yaklaştı.

"Seni çok seviyorum." Annesi gözleri dolarak kızına sarıldı ve saçlarını kokladı.

"Bende seni-" işte herşey o sözlerin yarıda kesilmesi ve babasının feryatlarıyla başlamıştı. Küçük kızın son duyduğu şeylerse arabanın fren sesiydi.

Gördüğü şeylerin etkisinden çıkamamıştı. Annesinin bir trafik kazasında öldüğünü biliyordu ama olayın böyle olduğunu tahmin bile etmemişti. Arabanın sürücüsüne gülümsedi, annesinin yanına gidiyordu sonuçta. Araba ona çarpmak üzereyken biri çekip aldı onu annesinin kollarından. Kız şaşkın ve sinirliydi. Şaşkınlığının sebebi gördüğü şeylerdi. Sinirinin sebebiyse annesine kavuşmasının önlenmiş olmasıydı. Onu kurtaran kişinin çekmesinin etkisiyle beraber yere düşmüşlerdi. Hemen toparlanıp kalktı. Nasıl tepki vermesi gerektiğini bile bilmiyordu. Tek yaptığı onu kurtaran adama 'Neden yaptın?' der gibi bakmaktı. Adamda ayağı kalkınca ne yapacağını bilemedi. Bir yanı gitmek istiyor diğer yanı kızın iyi olduğundan emin olmak istiyordu. Kız etrafına bakındı yanında dudaklarını okuduğu kadarıyla iyi olup olmadığını soran ve daha dikkatli olmasını söyleyen insanlar vardı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 31, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Aşkın SessizliğiWhere stories live. Discover now