''Onca insanı neden öldürdün o zaman? İntikam için diyorsun ama hepsi masum insanlardı. Aralarında SHIELD ajanları bile vardı.'' dedi Steve.
''Gerçekten mi Yüzbaşı? Daha zeki olurdunuz sanıyordum.''
Steve, Lexi'nin dediklerinden hiçbir şey anlamamıştı. Hafifçe kaşlarını çatarken ellerini göğsünde birleştirdi.
''Açık konuş.''
''HYDRA, her yerde Rogers. Her yere sızmışlar. Bunu göremeyecek kadar körsünüz !'' diye bağırdı aniden Lexi. ''Hayatıma giren herkes HYDRA'dan! Bütün arkadaşlarım! Komşularım! Herkes! Ben de onları öldürdüm! Hepsi bunu hak ediyordu!"
''Saçmalıyorsun. HYDRA, SHIELD'a sızmış olamaz. Bu imkansız.''
''Esas sen saçmalıyorsun! HYDRA istediği her yere girer! Kör olmuşsunuz! Herkes bunun bedelini ödemeli. Benim ailemin ölmeye hakkı yoktu!"
Lexi sinirden çıldırmışcasına kelepçeli ellerini sallıyor, oturduğu yerde çırpınıyordu. Yüzü bağırmaktan kıpkırmızı olmuş, ağlamaktan gözlerinin etrafı kızarmıştı. Delirmiş gibiydi.
''Lexi, sakin ol.''
Steve, kızı durdurmak için yanına doğru yürüdü.
''Sakin falan olamam ! Siz beni burada tutarken HYDRA hala orada bir yerde !''
Aynalı camın arkasında ki Nick Fury, içeriye kapıdaki ajanları yolladı. En arkadakinin elinde bir şırınga vardı. Steve, kenara çekilerek geçmelerine izin verdi. İki ajan, çıldırmış olan Lexi'yi tuttular. Diğeri elindeki iğneyi kıza enjekte etti.
Şırınganın içinde ki sıvı kızın kolundan girerken hareketleri yavaşladı. Kelepçeli elleri kızın kucağına, kafası da masaya doğru düştü.
Lexi'yi çıldırtan şey, belki de zamandı.
●●●
ΔΙΑΒΑΖΕΙΣ
Sorgu Odası • Steve Rogers
Fanfiction"Söyle bakalım Lexi.. seni bu kadar karanlık yapan nedir ?" "Aslında siyah rengini pek sevmem Kaptan." Genç kız sorgu masasında hafifçe eğildi. "Ama insanları da gecenin karanlığında öldürdüğüm için.. bazen istisna olabiliyor."
