13.BÖLÜM

2.7K 244 62
                                    

MERHABA TATLI OKUYUCULARIM. MULTİMEDYADA BUGÜN BİR ŞARKI VAR. VE TAMDA BU YENİ BÖLÜME UYGUN. BİLAL SONSES DEN SANA BİRŞEY OLMASIN. İYİ DİNLEMELER VE İYİ OKUMALAR...

EYLÜLDEN:
yaşadığım olay beni çok üzmüştü. Evet adama bağırıp çağırmalıydım. Bakışları ile beni taciz ettiğimin farkındaydım. Ama olay çıksın istememiştim. Ben bağırıp cağırsaydım olay daha da büyüyecek ve hiç uygun olmayan şeylerle karşılaşacaktım. Aras beyin bir yandan gönderme yapması hoşuma gitmişti. Utanmış kafamı eğmiştim. Bir dakika. Ben az önce hoşuma mı gitti demiştim? Hem niye hoşuma gidiyordu ki? Tam tersine gitmemesi gerekirdi. Sadece asistanlığını yaptığım doktordu. Beni korumuş veya kıskanmış olabilir miydi? Az önce düşündüğüm şeyin çok saçma olduğunun farkına vardım. Çünkü adam çıktıktan sonraki söylediği şeyler beni çok kırmıştı ve üzmüştü. Ne kıskanmış ne de korumaya çalışmıştı. Amacı, neden arama cevap vermediğimden , cevabı kendisine bıraktığımdan kaynaklanan bir göndermeydi.

Asıl amacımız bilmediği halde veya düşünmediği halde böyle şeyler söylemesi kırıcıydı. Diğer yandan kendime bir türlü anlam veremiyordum. Niye üzülüyor veya kırılıyordum ki? Neden beni kıskanma veya koruma düşüncesi içerisindeydim? Anlayamıyordum. Kırılmamam , üzülmemem gerekirdi. Aras bey sözlerini söylediği zaman takmamalı , üzülmemeli ve benim de cevabımı yapıştırmam gerekirdi. Ama ben salak gibi ne yapmıştım; kırılmışlığımı göstermiş , doğru düzgün konuşmamıştım bile..

Çok şükür ki mesai saatim sona ermişti. Bir an önce çıkıp gitmek istiyordum. Anneme sımsıkı sarılıp tüm yaşananları unutmak istiyordum. Bir an tereddütte kalmıştım. Bugün söylediklerinden dolayı "iyi akşamlar" demeli mıydım? Bilemiyordum. Anlaşılan o ki söylediklerine takmış durumdaydım. Takmamalıydım. Eylül kendine gel! Takma! İyi akşamlar de ve git!!.

Çantamı aldım. Ve Aras beye döndüm. Gözlerine baktım. Yine içine tuhaf hisler dolmaya başlamıştı. Bu gözler o kadar derin ve anlamlı bakıyordu ki o gözlerin içinde kaybolmamak mümkün değildi. Düşündüğüm şeyleri yapamamıştım. Yine üzüntüm ve kırılganlığım aklıma gelmiş , kırılgan bir şekilde "iyi akşamlar"demiş ve çıkmıştım.

Kendime gelmeliydim. Sürekli aynı şeyi söylemekten bıkmıştım. Ama hâlâ gelemiyordum. Beni bu durumdan kurtarabilecekler aklımda belirivermişti. Eve gittiğim gibi Anneme sımsıkı sarılmak , duş almak ve sıcak bir kahve içmek...

Hastaneden çıktım. Garaja doğru ilerlemeye başladım. Tam arabama binecektim ki biri beni kolumdan tuttu. Olduğum yerde durmuştum. Bir tarafım tuhaf bir hisle beni tutan kişinin Aras olmasını isterken diğer tarafım istemiyordu. İstemeyen tarafım hislerimle beraber beni tutan kişinin Aras olma isteğini çok saçma buluyordu. Sanırım ben isteyen tarafımın yanında yer almak istiyordum. Benim isteyen tarafımın yanında yer almak istemem tuhaf bir davranıştı. Neden böyle birşey istediğime anlam verememiştim doğrusu.

Arkamı döndüm. İstediğim olmamış , hayal kırıklığına uğramıştım. Çünkü karşımdaki kişi Aras değildi. Karşımdaki bugünkü adamdı. Bakışlarıyla ve sözleriyle olay yaratan kişi. Anlamayan gözlerle ona baktım. Pür dikkat kesilmiş ve yüzünde kendini beğenmişlik havası vardı.

"Merhaba güzelim"dedi ve sırıttı. Kolumu ondan kurtarmaya çalıştım ve başarılı oldum.
"Ne istiyorsun ve niye buradasın"dedim.
"Sorduğun sorunun cevabı çok açık güzelim. Senin için ve seni istiyorum"
"Ne saçmalıyorsun sen ya. "
"Sende beğendin beni değilmi? ve sende istiyosun inkâr etme"dedi. Ve sıkı bir şekilde kolumu tekrar tuttu.
"Bırak beni. Seni beğendiğim veya istediğim falan yok. Kafandan uydurma". Derken kolumu çekiştirmeye çalışıyordum.
"Hadi ama. İstiyosun belli. Çok güzel geçecek. Gel hadi" sinirlenmeye başlamıştım.
"Gerçekten gerizekalisin. Sana haddini bildirmediğim için bu davranışları sergiliyosun. Ve hoşuma gidiyor zannediyosun. Ayrıca kendini birşey zannetme sadece Zavallısın anladın mı zavallı."kolumu bir türlü bırakmıyordu.
"Zannetmiyorum ki zaten öyleyim. Bu kadar naz yeterli. Benimle geliyorsun. Senin için çok güzel planlarım var"dedi. Sıkmaya başlamıştı beni. Çok sinirlenmiştim. Kolumu o kadar sıkı kavramıştı ki çekiştirmeye çalıştığım halde kolumu kurtaramıyordum.
"Yeter be. İyice sapitmaya başladın. Şu kolumu bırak. Ve bir olay çıkmadan git buradan. Ayrıca planlarını başkası ve kendin için kullan"dedim.

ASİSTANIMDonde viven las historias. Descúbrelo ahora