17.BÖLÜM

51K 2.4K 67
                                    

Selamunaleykum Canlar😘💕

HAYIRLI CUMALAR🙏

Bölüm normalde alıntıdan sonra gelecekti ama iki gündür bölümle ilgili sıkıntı çıkıyor. Ya bölümü kaydetmiyor ya da yayınlamıyordu. 😬

Bugün de sıkıntı olursa Watty elçilerine bildirecektim ama bugün düzeldi. 😊 Ama yazım hatası varsa üzgünüm çünkü dediğim gibi düzenlemeleri kaydetmiyordu.

Neyse sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Ben de yeni bölümler yazacağım 😏😄😋

Oy ve özellikle yorumlarınızı bekliyorum.(satır arası yorumlarda plizzzz)😍💞😘💕

Keyifli okumalar😋


Düğüne gelen tüm misafirlerden özürler dilendikten sonra misafirler gitmişti. Dayım en yakın zamanda düğünün olması gerektiğini söylemiş Mert de en yakın zamanda olacağını söylemişti. Evde hala gergin bir hava vardı. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştum. Mehmet kaçtı, düğünden kurtuldum derken başka bir düğüne yakalanmıştım. Benim kaderimdi herhalde, bu  gelinlik üzerinden hiç çıkmayacaktı.

Annem dayımları göndermek için aşağı inmiş Sırma abla, ben ve Mert de hala benim odada oturuyorduk. Annem Mert'in kalmasını isteyip onunla özel olarak konuşacağını söylemişti. Bu sırada miniğim ağlamaya başlamıştı. Ben gelinliğin eteğini toplayıp kalkana kadar Mert ve Sırma abla beşiğin yanına gitmişti bile. Sırma abla daha hızlı davranıp bebeği kucağına alıp tıpışlıyordu ama bebek susmuyordu. Yanlarına gidip bebeği kucağıma alınca miniğimin ağlaması durmuştu.

"Sırma abla bebek acıktı. Ben bu kıyafetle aşağı inip çıkamam. Sen mamasını hazırlayıp buraya getirsen olur mu?"

"Ama anne dedi ki-"

"Abla bebek ağlaya ağlaya hasta mı olsun? Sabah da mamasını tam bitirmemişti zaten. Hem o babası bana ya da bebeğe zarar vermez merak etme."

"Tamam kızım." deyip Mert'e ters bir bakış attıktan sonra odadan çıkmıştı.

"Ucuz yırttık. Ben dayımı daha sert biri sanırdım ama az bile yaptı."

"Az bile mi? Yüzümü görmüyorsun herhalde." Kanamış kaşı ve morarmaya başlayan yanağı dışında yüzünde pek bir hasar yoktu.

"Seni öldürmediğine şükret. Ama yüzün gerçekten çok kötü olmuş. Özür dilerim, hastaneye git bir pansuman yaptır istersen."

"Gideceğim zaten ama annenle bir konuşalım ondan sonra gideceğim. Hem özür dilemene gerek yok, ben tüm bu yaşanacakları göze alarak geldim."

"Biliyorum ama yine de yapmadığın bir şey yüzünden suçlanmak ve dayak yemek ne bileyim."derken Sırma abla girmişti odaya. Elindeki biberonu bana verip;

"Kuzum ben aşağıyı toparlayayım, annen de şimdi gelir zaten tamam mı?"

"Tamam abla, sen işlerine bak. Sıkıntı yok." Sırma abla gittikten sonra bebeği kucağıma yatırmış mamasını verecekken beni dikkatle izleyen Mert'e baktım. Çok güzel bakıyordu... Bebeğe resmen aşıktı... Ayağı kalkıp;

"Bebeğe mamasını yedirmek ister misin?" deyince sanki gözlerinin içi parlamıştı.

"İsterim ama nasıl tutacağımı ,ne yapacağımı bilmiyorum."

"Sen şöyle otur ben sana göstereceğim."

Mertle yatağa oturduktan sonra bebeği Mert'in kucağına yatırıp biberonu da diğer eline verdikten sonra onları izlemeye başladım. Mert bebeğin gözlerinin içine bakıp doyururken bebeğin de eli ayağı durmuyor Mertin kucağında kıpır kıpır hareket ediyordu.

Küçük Mucize ~~TAMAMLANDI~~Where stories live. Discover now