8. BÖLÜM

19K 1.1K 14
                                    


## Bölüm erken geldi ☺☺ iyi okumalar 😘😘 ##

Hayat garipti. İnsana istemediği, asla yapmayacağım dediği şeyleri bile yaptırabiliyordu. Biran mutluyken biran sonra acı çekiyor olabiliyorsun. Ya da dünyan başına yıkıldığını sandığın anda hayatının en güzel şeyiyle karşıla biliyorsun. Sevdiklerini elinden alırken belki de yaşama sebebin olacak kişileri veriyor. Hayat bizi sınıyordu aslında. Güçlükler karşısında bile ayakta durup duramayacağımızı göstermeye çalışıyordu. Türlü türlü sınavlardan geçerek büyümeyi öğretiyordu. Asıl önemli olansa büyümeyi öğrenirken benliğimizi kaybetmememiz. Ayakta durmaya çalışırken, zorlukları atlatmaya çalışırken kendimizden vazgeçmememiz.

Şu anda bende bir sınavdaydım. Bunu biliyordum. Küçüklüğümden beri hiçbir zorlukla karşı karşıya bırakmayan ailem, kendi yokluklarıyla sınıyorlardı şimdi beni. Onlarsız da olabilmeyi öğrenmemi istiyordu hayat. Aslında buna dayanılması güçtü. Birden bire omuzuma bırakılan yükleri taşımak güçtü. Ama beni ayakta tutan yine ailemdi. Ve onların intikamını alabilmekti. Onlara bunları yapanı bulup, cezasını verebilmekti. Burada asıl zor olan ise bu kadar karmaşanın içinde kendimi kaybetmemeyi sağlamaktı. Duygularım, düşüncelerim, hareketlerim... Ben farkında olmadan kendi yolunu bulup gidiyordu. Engellemeye çalışıyordum ve çalıştıkça da daha da yoruluyordum. Kendimden parçalar kaybetmek istemiyordum. Benliğimi kaybedip, kaybolmak istemiyordum. O yüzden Leyla'nın dediklerini yapmak daha mantıklı geliyordu. Evet korkuyordum. Fazlasıyla güçsüz de hissediyordum. Ama daha fazla bilinmezlikle de kalmak istemiyordum. Daha fazla gizli şeylerin kalmasını istemiyordum.

Gün geçtikçe kafamda ki karanlık çoğalıyordu. Yavaş yavaş beni içine çekip, daha çok boğulmama sebep oluyordu. Bütün yörüngem şaşmış gibi hissediyordum. Bütün düşüncelerim birbirine girmiş gibi. Bu yüzden de şimdi yola koyulmuş Ali Yalman'ın yanına gidiyordum ya. Asla dediğim şeyi şimdi kendi isteğimle kabul ediyordum. Leyla'nın sözlerini hatırlamaya çalıştım. Ailem için cesur olacaktım. Onlar için ne yapılması gerekiyorsa onu yapacaktım.

Navigasyona adresi girdikten sonra Leyla'yı aradım. Hala Ali Yalman'a güvenmiyordum. Ve kendimi cesur olmaya zorlasam da o adamdan her şeyi beklediğim için gittiğimi Leyla'ya söylemeliydim.

"Efendim Şuleciğim?"

"Yoldayım şuanda! Ali Yalman'ın yanına gidiyorum." bir süre sessiz kaldıktan sonra cevap verdi.

"Demek kararını verdin. Buna sevindim. En mantıklısı buydu." bende bir süre sessiz kaldım. Tereddütlerim hala fazlasıyla vardı. Bunu dile vurmak istemiyordum ama.

"Tereddütlü olduğunun farkındayım, haklısında! Ama bana inan gerçekten en mantıklısı bu Şule. Güçlü birinin desteğini almak eminim ki işimizi daha da kolaylaştıracak."

"Biliyorum. Bunun için kabul ettim zaten. Biran önce bu olayın çözülmesini istiyorum."

"Dikkatli ol. Ve son durumları bana anlatmayı sakın unutma." hafifçe gülümsemedim. Görmese de.

"Tamam görüşürüz." telefonu kapattıktan sonra biraz daha hızlanmıştım. Bir yandan da boş bir çabayla aklımdan söyleyeceklerimi geçiriyordum. Oraya gidince aklımda ki bir çok şeyin gideceğini bildiğim halde. Havanın soğukluğuna aldırmadan pencereyi açtım. Fazla abartıyordum bu durumu. Korkaklığın lüzumu yoktu. Gidip adamla iş anlaşması yapar gibi konuşacağım ve geri döneceğim. Kafamda büyütmeye gerek yoktu.
Biraz olsun kendimi sakinleştirmiştim. Çok geçmeden de Ali Yalman'ın şirketine gelmiştim. Arabayı park ettikten sonra ağırca arabadan indim. Saat daha erkendi ve burada olacağından emindim. Yani umarım olurdu. Derince bir nefes içime çekerek şirkete doğru yürüdüm. Kendi gibi ürkütücü derece de büyüktü. Büyük olan her şey ürkütücüydü ya zaten.
Girişte izbandut gibi duran adamları görünce duraksamıştım. Yine yalan söyleyerek giremezdim ki! Daha nasıl gireceğim diye düşünürken adamlardan biri konuşmaya başladı.

DÜRÜST YALANCI: KISADIR AŞKIN BOYUWhere stories live. Discover now