III

386 43 54
                                    

"Evet geldik manzara nasıl?"

"İntihar etmek için güzel yer." dediğinde hızla arkamı dönerek ona bakmaya başladım. Kahkaha atarak yanıma geldi.

"Şaka yapıyordum." dedi tatlı bir ses tonuyla. "Dean böyle bir şey yapmayı düşünmüyorsun öyle değil mi?" diye sordum korkuyla. Bana cevap vermeyerek etrafa bakındı. Ardından derin bir nefes alarak, "Onu özlüyorum." dedi. Bende bakışlarımı karşımızda duran manzaraya çevirerek, "Biliyorum." dedim.

"Gerçekten biliyor musun?" dedi.
"Bu hayatta sevdiklerimizi elbet bir gün kaybediyoruz, Dean. Alıştığımız insanlar ya bizi terkediyor ya da biz terketmek zorunda kalıyoruz. Bazen de erken veya geç bir zamanda Tanrı onları yanına çağırıyor." dedim. Cevap vermeyerek öne doğru ilerledi. İki elini ceplerine sokarak, "Buradan atlarsam benim için üzülür müydün?" diye sordu. İyice tedirginleşmeye başladım. Hızla yanına doğru yürüyerek, kolundan tuttum.  "Üzülürdüm. Üzülen bir tek ben olmazdım." dedim telaşlı bakışlarımla.
"Korkmana gerek yok doktor. Buradan atlamayacağım." deyip gülümsedi.

"Ya atlarsan?" diye sordum.

"Cehennemde yanarım." deyip tekrar kahkaha atmaya başladı. Tuhaf davranıyordu. Her zamankinden daha tuhaf. 

"Sende kendini bana alıştırıyorsun. Tedavim bitince sende gideceksin." dedi. "Buna gerek yok arkadaşın olarak kalabilirim." dedim. Bakışlarını bana doğru çevirdi. Hafif bir şekilde gülümseyerek, "Bunun için söz verebilir misin?" diye sordu. Bütün ciddiliğimle, "Söz." dedim. 

"Seninde çok sevdiğin, değer verdiğin biri oldu mu?" dediğinde gülümsedim. "Elbette oldu, Dean." dedim. "Peki o şu an yanında mı?" dedi ardından.

"Evet aynı yerde çalışıyoruz."

"Ne güzel işte."

"Dean o evli."

"Anlayamadım?"

"Lisedeyken başladı ilişkimiz. Üniversiteye geldiğimizde aramıza bir soğukluk girdi. Bu soğukluk daha çok benden kaynaklanıyordu." dedim.

"Ee sonra ne oldu?"

"Biraz daha zaman tanıdım ilişkimize ama bilmiyorum, olmuyordu. Gün geçtikçe ona olan güvenim azalıyordu. Hatta sadece güvenim değil."

"Yoksa başka birine mi aşık oldun ?" diye sordu.

"Hayır, hayır. Belkide yeni bir hayat beni değiştirmişti bilemem. Ona bunu açıkladım oda güzel bir şekilde beni karşıladı. İşte üniversite balosunda yanında bir çocukla geldi. Nişanlısıymış. Sonrada evlendiler." dedim. Ona doğru döndüğümde gözleriyle sadece bana bakıyordu.

"Peki aynı yerde çalışıyoruz dedin ya onu gördükçe üzülüyor musun?" dedi.

"Hayır. O olgun bir insan ve bende. Hepimiz bir gün birileriyle bir hayat kuracağız." dedim. Bu lafımdan sonra bakışlarında acıyı gördüm.

"Ben kuracaktım..." dedi.
"Henüz hayat bitmiş değil, Dean. Biliyorum Lisa'yı çok seviyordun ama onun yaşamı sona erdi ve seninki devam ediyor. Üstelik yirmi altı yaşındasın. Onun kalbinde bıraktığı acıyı unutamayacaksın belki ama zamanla alışacaksın." dedim.

"Bu arada sen kaç yaşındasın?" diye sordu sırıtarak.

"Otuz. Evde kaldım." dedim gülerek. Oda güldü.

Are You Happy? || DestielHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin