4/ GİTME

487 74 14
                                    

MERHABALAR CANCANLAR <3

YENİ BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ UMARIM...

VOTE VE YORUMU UNUTMAYIN...

YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ...






Bir insana verdiğin değeri nasıl gösterebilirsin?

Ona bir çiçek almak değer verdiğini göstermeye yeter mi? Ya da her an yanında olman. Değer veriyorum demek yeter mi? Yetmez değil mi? Yetmez. Bunu hissettirmekdir asıl önemli olan. Hissettirebilmeli. Bazen bir söz bazen de bir hareketle.

"Kanıtlayamam" dedi Aral. "Zamanla farkına varacaksındır."

Bir ruh da olsa biri tarafından değerli olduğumu bilmek beni sevindirmedi desem yalan olur. Bilmem ki ben. Anlamam ki bana değer verip vermediğini. Hiç değer görmedim ki.

"Ya farkına varamazsam" dediğimde "hissettiririm" dedi oldukça emin bir şekilde. Kendine oldukça inanıyordu. Ona inanacağıma, güveneceğime inancı büyüktü. Onun bu emin tavırları bana olumlu düşündürüyordu.

"Hastanede sadece sana görünmek istiyorum dedin ya neden ben?" diye sorduğumda "bunu da zamanla anlayacaksın" deyince "pekala" dedim.

Ne sorsam cevabını zamana bırakıyor. Şu anda cevaplayabileceği bir soru yok mu bunun? Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var. Biraz olsum rahatlamaya.

Derin bir nefes alıp "nasıl öldün?" diye sorduğumda "bunu şimdi öğrenmek istediğini zannetmiyorum" dedi.

"Hala benden korkuyor musun?"

Sorduğu soruya cevap verememiştim. Bir ruhdan korkmamak mümkün mü? Elbette korkuyorum. Ondan da kendimden de korkuyorum. Oturmuş bir ruhla konuşmam beni korkutuyor.

Küçükken masallarda okurdum ben şu an yaşadığımı. O zaman korkuturdu beni. Hayaletlerden korkardım ama yalnızlıktan da çok korkardım ki ben. Korktuğum halde üstesinden geldim. Bugüne kadar yalnızlığa göğüs geren bendim. Çok zorlandım ama başardım.

Bugüne kadar neyden çok korktuysam ona sarılıp ağladım. Yalnızlıktan korktum sarılıp ağladım. Acıdan korktum sarılıp ağladım. Hayattan korktum sarılıp ağladım. Galiba sarılıp ağlayınca korkularım ona bulaşan gözyaşlarımla benim bir parçam oldu.

Şimdi ne diyeyim ki ben karşımdaki beni korkutana. Sana sarılıp ağlarsam korksan da benim bir parçam olursun diyebilir miyim? Sahi birine sarılıp ağlamak nasıl olurdu acaba? Ağlarken yalnız olduğunu hissetmemek nasıl olurdu?

"Korkuyorsun?" dedi hayal kırıklığıyla. "Korkuyorsun ve ben birşey yapamıyorum."

"Gidebilirsin. Korkum olup üzerime geleceğine gidebilir ve beni rahat bırakabilirsin. Korkularımla başa çıkmaktan yoruldum ben. Gücüm yok artık. Ne olur git."

Yine gözlerimin en içine baktı. İçimi okumaya çalışır gibi bir hali vardı. Gözlerindeki özlem kaçınılmaz bir ayrıntıydı. Şefkat vardı mavi gözlerinde. Git demem onu üzüyor gibiydi. Ben git dedikçe tükeniyordu sanki. Bana ihtiyacı varmış gibi.

"Gidememki. İstersen sana görünmem ama gidemem. Bir kere ölmüş olmam veya şu an bedenen ölü olmam bir daha ölmeyeceğim anlamına gelmez ki. Bedenim öldü ama ruhum hala yaşamakta. Hala nefes almakta ve ben senden gidersem ölür ruhum. Bedenim gibi ruhumda ölür. Katil olmak ister misin? Ölü bir bedenin ruhunun katili."

Söyledikleri tüm sözlerin anlamını yitirmesine sebep olmuştu. İhtiyacı vardı bana. Bunu dile getirmeye çalışıyordu. Her ne kadar bedeni ölse de dediği gibi ruhu hala yaşıyordu.

"Gitme" dedim "ama üzerime de gelme."

Dediğim onum gülümsemesime sebep olmuştu. Bir kelimemle mutlu olabiliyordu. Neden bu kadar değerli olabilirim ki onun için? Neden bana ihtiyacı var?

"Gün gelecek kal diyeceksin. Bir ruh olduğumu unuttuğun bile olacak. Korkuyla bakmayacaksın gözlerime. Belki de seversin belli mi olur?" dedi heyecanla.

***

Gözlerimi açtığımda havanın yeni yeni aydınlandığını gördüm. Dün muhtamelen o koltukta uyuyakalmıştım ve beni buraya yatağıma Aral taşımıştı.

Sırt üstü uzanıp gözlerimi tavana diktim ve düşünmeye başladım. Neden bunları yaşayan bendim? Neden beni bulmuştu Aral? Çok fazla birşey istemedim ki bu hayattan. Sadece bir parça mutluluk. Başka birşey değil. İçimi ısıtmaya yetecek küçücük bir mutluluk. Fazlasına gerek yok.

Zor şeyler yaşayarak bugüne geldim. Bundan sonraki hayatımı güzel geçirmek istiyorum. Zorluklara göğüs gerecek gücüm kalmadı. Kaldıramayacağım şeylerle karşılaşmak istemiyorum. Aral bunu anlamalı ve usulca çıkıp gitmeli hayatımdan. Bana zorluk çıkaracağını, yoracağını, gücümün olmadığını anlayıp gitmeli. Ben git demeden gidiyorum demeden çekip gitmeli.

Belki de gitmiştir. Gece düşünüp taşınıp gitmesi gerektiğinin farkına varmıştır. Bencilce düşünmeyi bırakıp benim için gitmiştir.

Hızla yataktan kalktım ama kalkışımın tam aksine yavaş adımlarla odamdan çıkıp içeriye doğru ilerledim. Yavaş ve sessiz adımlarımı salona çevirdim. Gözlerimle salonu taradım ve sonuç temiz.

Mutfak ve banyoya baktığımda da Aral'ı bulamayınca çalışma odama bakmış ve orada da görememiştim. Son olarak tekrar yatak odama bakıp derin bir nefes almıştım gitmişti.

Rahat bir şekilde salona gidip uzun koltuğa kendimi atıp gözlerimi tavana diktim. Gitmiş miydi şimdi? Tamam gitmesini istiyordum ama önemsenmek, değer görmek güzel hissettirmişti. Değer veren gider miydi peki? Bazen sevdiğine zarar vermemek için gitmek gerekir değil mi?

Peki Aral bana değer verdiği için mi gitmişti yoksa vermediği için mi?





*KISA OLDU BİLİYORUM AMA İDARE EDİVERİN GARİ...

SEVİLİYORSUNUZ...

BİR SONRAKİ BÖLÜME GÖRÜŞMEK ÜZERE...

UMUT MAVİSİWhere stories live. Discover now