10.Bölüm

292 62 90
                                    

4 YIL ÖNCE

"Deneye başlıyorum.. "

"Ne!?"

Adam seri adımlarla Claire'e doğru geldi. Elindeki şırıngayı hiç de kibar olmayan bir yöntemle koluna daldırdı. Acıyla kıvrandı Claire. Şırınganın içine dolan kanı seyretti bir süre.

Yetenek çalmak... Öyle demişti Jacob.  Onun yeteneğini mi çalacaktı?

Adama bir kez daha dikkatle baktı Claire. Adam stresli olacak ki alnında terler birikmişti. Sol göğsündeki yazıyı okudu sessizce.

"Mason. Mason Havenrock. "

Adam şırıngayı çektiğinde içerideki kanın dışarı akmasına izin verdi. Kan yavaş yavaş süzülerek parmaklarına ulaştı Claire'in. Yere düşen damlanın sesi boş odada yankılandı adeta. Adam gülümsedi. Ellerini Claire'in boynuna koyarak muayene yapıyormuş gibi bir kaç noktaya bastırdı.

"Ne yapıyorsun!? "

Ardından geri çekildi. Cebinden çıkardığı mavi sıvı dolu şırıngayı aldı ve koluna dik bir şekilde sapladı. Acıyla inledi Claire. Sıvı o bölgede yayılırken vücudu uyuşmaya başladı. Ardından gözleri kapandı.

*
*
*

"Claire! "

"Quentin? "

Yavaşça gözlerini araladı Claire. Quentin karşısında durmuş kolundaki serumu çıkarıyordu.

"Na-Nasıl? "

Quentin hızla serumu çıkardıktan sonra Claire'i kucakladı.

"Jo gitmeliyiz. " dedi kardeşine. Joseph başıyla onaylayarak peşlerine takıldı. Alarm çalmaya başlamış ses her yerde yankılanıyordu.

Önlerine çıkan birini eliyle savurdu Quentin. Güçlerini kullanabiliyordu ama nasıl?

Önlerindeki kapıyı tekmeleyerek açtı. Dışarı çıktıklarında yoğun ışıktan gözleri kamaştı Claire'in ardından etraflarının sarılı olduğunu farketti.

Her biri evrimleşmiş miydi? Yoksa köleleştirilen insanlar mıydı? Gülme sesi duyuldu çok geçmeden.

"Buradan kaçış yok. " dedi gülen adam. Claire kendisini zorlayarak başını kaldırdı. Jacob.

Elindeki biradan yudumlayarak onlara doğru adım atmaya koyuldu. Sonra duraksadı.

"Cidden kaçabileceğinizi mi düşündünüz? Sizce sizden önce deneyen olmadı mı? "

Ardından biranın şişesini Joseph'in başına savurdu. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki Claire korkudan ufak bir çığlık attı.

Joseph yerde hareketsiz yatıyordu. Quentin küfürler savurdu. Ardından kalabalıktan biri sıyrılarak Jacob'ın yanına geldi.

"Testler tamam mı? " dedi Jacob sessizce. Dudaklarını okumuştu Claire. Diğeri başıyla onayladı. Jacob morali yerine gelmişçesine döndü gülerek.

"Harika...  Şimdi onları mahzenlere götürebilirsiniz. "

"Mahzen mi? " diyebildi Claire. Yavaşça başını kaldırarak Jacob'a baktı. Göz göze geldiler. Jacob göz kırptı ardından arkasını dönerek ilerledi.

*
*
*

"Sonunda uyandın. "

"Neredeyiz? Ve sen kimsin? "

"Ben Corey. Yeni hücre arkadaşın. Yada ilk hücre arkadaşın. Bilemiyorum...  Ve gördüğün gibi bir hücredeyiz. "

Claire göz devirdi.

"O kadarını farketmiştim...  Quentin nerede? "

"Kim?"

"Arkadaşlarım. Nerede? "

"Götürüldüler. Hemde sen uyanmadan on beş dakika kadar önce. "

"Nereye? "

"Oradan bakınca Jacob benmişim gibi mi görünüyor? Nereden bilebilirim? "

Claire Corey'in haklı olduğunu farketti. Yerden kalktı doğrularak. Etrafı inceledi bir süre. Renksiz dökülmüş duvarları inceledi bir süre. Sağlı sollu iki adet ranza bulunuyordu odada. Demir kapı dışında odada başka herhangi bir şey bulunmuyordu.

Corey huzursuz olduğu her halinden belli bir şekilde ona bakıyordu. Bir süre inceledi. Üzerinde deri ceketi içinde gömleği ile bir tutsaktan çok zengin ego dolu gençlere benziyordu Corey.

"Yeteneğin ne? " dedi Claire.

"Ölüleri diriltebiliyorum. "

Claire bir an ne diyeceğini bilemedi.

"Düşündüğün kadar iyi bir şey değil."

Ölüleri diriltmek. İyi bir şey değil. Hayatında duyduğu en havalı yetenekti Claire'in.

Ani ses ile irkildi Claire. Çığlık sesi miydi? 

Hızla kapıya koştu. Parmaklıklardan tutarak bağırmaya başladı.

"Quentin!! "

GÜNÜMÜZ

"Ve karşında Koloni. "

Sam hayranlıkla şehiri izledi. Devasa binalar hepside ışıl ışıl parıldıyordu.

"İçeri nasıl gireceğiz? "

"Arkadaki arkadaş sayesinde. Takas önereceğim. "

"Bunu kabul edeceklerini mi düşünüyorsun? "

"Kabul edeceklerini biliyorum. "

Claire arabayı kenara çekerek Clara'ya uzandı. Belindeki telsize uzanarak telsizi aldı. Mandala bastı ve konuşmaya başladı.

"Ben Claire Walker. Clara benimle."

*
*
*

Kapılar açıldığında arabadan indiler. Claire Clara'yı çekiştirerek önünde tuttu. Yürüyerek araba ile duvarların arasındaki mesagfeyi yarıladıktan sonra durdular. Aynı şeyi Jacob'da yapmıştı. Yanında başlarını bir şeyle örttükleri üç kişi vardı. Onların Quentin,  Joseph ve Elliot olduğu oldukça belliydi.

"Yeniden karşılaşmak güzel. " dedi sırıtarak Jacob.

"Önce onlar. "

"Hayır ilk önce sadece biri. Clara ve diğerlerini aynı andada değiştirebiliriz. "

Elliot'ın yüzünü açtılar. Ağzını çözdüler ardından ellerindeki ipleri kestiler. Arkasındaki adam Elliot'ı ittirdi. Elliot yürümeye başladı yüzünde korku dolu bir ifade vardı. O an Claire'in zihninin derinliklerinde bir cümle yankılandı.

"Bu bir tuzak. "

Claire'in elini kaldırmasına fırsat kalmadan Jacob bir eliyle Clara'nın boynunu kırdı. Claire çığlık atarken Joseph ve Quentin'in boğazlarının kesildiğini gördü. Her şey çok hızlı olmuştu. Sam şok içinde Elliot'a koştu. Claire bu sırada elini savurmasıyla Jacob ve diğerlerini ileriye fırlattı. Clarie Clara'nın cansız bedeninin yanına oturup kalmıştı ki Elliot onu kucaklayarak arabaya doğtu gitmeye başladı.

Claire ağlıyor küfürler savuruyordu. Arabaya bindirilmeden hemen önce son bir kez ablasına baktı. Ve gözlerindeki yaşların akmasına izin verdi.

InvisusWhere stories live. Discover now