Zamansız Acı.

303 117 34
                                    

Bıraktım artık her şeyi zamana. Seni kendimde tutamadım. Olmadı. Olduramadık bizi. Yapamadık. Beceremedik. Şu hayatta insan neyden korkarsa o gelirmiş başına. Seni kaybetmekten o kadar çok korktum ki. Kaybettim. Güzeldik biz be ama mutlu olmayı hayatı paylaşmayı reddettik. İnsan yazıldığı kaderi oynarmış. Ben kaderimi senin üstüne yazmıştım şimdi ki sen hayatını başkasının kaderine kuruyorsun. Hiçbir acı ilk günkü gibi kalmıyor. Ayrıldığımızın ertesinde biri çıkıp unutacaksın gülmeye başlayıp başkası olacak hayatında dese oracıkta gırtlağına yapışıp alabilirdim canını şimdilerde düşünüyorum da bazı şeyleri baya değişmişim. Acım hafifledi kanlı bir tüy gibi yukardan aşağıya yavaş yavaş iniyordu. Acı insanları ziyadesiyle değiştiriyor. Hayat mutlu olma şansını kolay kolay vermiyor. Sanki yanan bir binanın ikinci katında mahsur kalmışım da aşağıya açılan bırandaya atlasam kurtulacağım ama kurtulma ihtimalimi bile bile içerde yanmayı seçiyorum. Aslında bir çok kişiyle konuşmaya ihtiyacın var çevren geniş olsun istiyorsun aslında onlara ihtiyacın varmış gibi onlar iyi gelecek biliyorsun ama gülümsemeyi reddediyorsun. Tıpkı bir kanser hastası gibi ufak bir ihtimalle kurtulabilirsin kanserden kemoterapi ile ama canının yanacağını biliyorsun çok yanacağını biliyorsun çok ufak bir ihtimalle de kurtulacağını biliyosun ama iyileşmeyi reddediyorsun. Gün geçtikçe daha çok tükeniyorsun eriyip bitiyorsun ama ölemiyorsun sanki tanrı seni cezalandırmış hani olur ya 100 küsür yaşına kadar yaşayan insanlar olur ya artık al canımı tanrım diye yalvaranlar gibi hissediyorum kendimi oysa yaşım 22. Mutlu olabilme ihtimalin var ama her gün reddediyorsun çünkü bir yerden sonra insanın canı öyle bir acıyor acıtıyorlar ki artık mutlu olmak bile saçma geliyor. Sanırım mutlu yaşayabilme inancımı kaybettim. İnsanın inancını güvenini öyle bir yok ediyorlar ki artık sen bile güvenemiyorsun kendine. İnsanlar artık öyle bir can acıtmaya meyilli olmuşlar ki sorsan onlar bile istemezlermiş. Bazen insan canı yanacağını bile bile üstüne gidiyorsun ulan bu defa olacak mutluluk beni bulacak diyorsun sen kendini öyle bir inandırıyorsun ki ulan olmayacağını bile bile istiyorsun bu ne gibi biliyor musun ? Sanki mermiye kafa atmak gibi kaybedeceğini bile bile maça çıkmak gibi. İnsan artık bir yerden sonra her şeye inancını yitiriyor. Bende inancını kaybetmişlerdenim. Eksik yaşamaya alışıyor insanlar canı yana yana aslında bir çok insana ihtiyacımız var ama bir o kadar da yok. Alışıyor insan artık yalnızlığa ve alıştıktan sonrası tam bi yıkık harabe bir kent içinde kalmış tek bir canlı gibi sürdürüyorsun hayatı. Öncesini çok düşünüyorum yani bizli zamanlarımızı da güzel günlerde ama hep böyle olmuyor mu ? Bir tarafın canı illaki yanması lazımmış. Her aşkta illa bir yanan olurmuş. Bu aşkın yananı benim ve geçen onca zamandan sonra hala içimin yanması neye kanıt bilmiyorum ? Hissizleştirildim sayen de eksik bırakıldım yaşadığım nefes aldığım dünya da diri diri öldürdün ama sen mutlusun tabi ve bu yaşanılanlardan hiçbir haberin yok hiçbir zamanda olmayacak zaten aşkın en güzel ve en acı yanı bu. Bir tarafın olup bitenden haberdar olmaması. Kimse ne yaşayacağını bilemez ne yanlış insanı ne gereksiz geçen zamanı ama şu da bir gerçek ki çok yanlışmışız olmaması gereken bir gereksiz aşkmış. Neden böyle düşünüyorum seninle ölüme gitmeye hazır benken demiştim ya ben değiştim diye her şey değişti gözüm açıldı aklım açıldı kalbim kapandı. Çok yanlış zamanda yanlış yerde karşılaşmış iki insanız ve birbirimizi çok iyi tanıyan iki yabancıyız. İçimdeki acı aşkımı fazlasıyla aştı sana o kadar ihtiyacım varken yoksun ve işin güzel yanı da artık sana bir o kadar ihtiyacım varken seni istemiyorum baya değiştim ve bunu ilk defa dile getiriyorum GELME !

                        #Mavili

Eksik Başlangıç. Where stories live. Discover now