ATEŞ

1.8K 741 694
                                    

O gece geç geleceklerini haber vermelerine rağmen Maya onları beklemeye devam ediyordu. İçindeki sıkıntıyı bir türlü çözememiş okuduğu kitabı yatağına bırakıp, gelip gelmediklerini kontrol etmek için pencereden bakıyordu. Pencereden bakarken bir anda baktığı yerde duraksadı, boşluğa bakmaya devam etti. Bu bakışları belki derin düşüncelere dalan, belki de geleceğini merak eden bi seslenişin bakışıydı.

Farklı yöne kayan gözleri belki de genç kızın feveranlarının ilk habercileriydi. Gördüğü şeyi bir türlü çözemediği tarafa baktığında alevler karanlık geceyi oldukça aydınlatıyordu. Hani bir bilinmezliği çözemezsin aklına hiç fikir gelmez ya o donuklukla bakıyordu. Hızlı ya da yavaş değildi fakat aklı adeta yeni hızlı bir yazıcı gibi şeyler üretiyordu.

Vücudu bir anda harekete geçti. Önce hızlı adımlarla o mesafeye doğru ilerlerken, daha çabuk varmak için koşmaya başladı. Koşusu sona doğru en hızlı halini almıştı.

Aklına gelmeyen o aleve doğru koştukça içindeki o korku büyüyor, atan kalp atışları vücudundaki her nebzede hissedilecek kadar her salise büyüyordu. Aklı artık beyninde değil kalbinde atmaya başladığında kendini o yanan alevin yanında buldu.. Biraz önce odaklandığı yere gelince önce anlamak sonra kabullenmek istemezcesine bir çığlık koptu.

Tek görebildiği ve idrak edebildiği şey o arabanın onların arabalarının olmasıydı. Babasının arabasıydı. Babası, kızın sevdiği çocuk Emre ile beraber yemeğe geleceklerdi.

Genç kızın hissizleştiği tüm hücrelerini kaybettiğini düşündüğü hücrelerinden çığlıklar ardı arkasına geliyordu. Tanımadığı o güvenlik zannettiği adamların onu tutması ve yardım etmesi üzerine olduğu yerde öylece kalakaldı genç kız. Arabanın içindeki onun hayatının iki adamıydı; biri babası diğeri sevdiği çocuktu. İkisinide canı gibi seven genç kız artık öylece bakıyordu kalbi sanki parçalara ayrılmış o araba ile beraber yanmıştı.

İtfaiyenin gelmesi üzerine ambulans hemen arkasından gelmişti. Yangın söndürüldükten sonra içerideki cesetler artık bu dünyaya ait değillerdi. Ağlayacak mecali kalmamasına rağmen ağlamayı bırakmıyordu. Ağzından bir tek kelime çıkmıyor, gözleri bir acının en derinliklerine saplanmış gibi kırmızı ve onun tonlarından oluşuyordu.

Acı artık her nebzesinde boy gösteriyordu kızın. Hayatını bağladığı 2 adam bu dünyadan adice yok edilmişti.

Gelen görevlilerin kıza müdahelesi ardından kız uyuşmuştu. Hissizliği en derinlerde yaşıyordu. Uyanmak acısını günlerce, aylarca yaşamak istiyordu.

Saatlerce uyumasının ardından başında bekleyen annesi ona öylece bakıyordu. Hissizdi. Gözlerini açtığında akşam yaşadıklarını düşündükten sonra o kadına baktı ve ayaklandı. Düşünceleri yokladı ve doğru olduğunu teyit etti. Hemen annesine soru ile bakışlarının karşılığını verdi.

"Söyle çabuk neredeler?"

"Kızım otur lütfen bak böyle olmaz yaşadıkların çok fazla ama lütfen fevri davranma."

Anladığı daha doğrusu annesinin anlatmadığı hissettirdiği o acıyı hissetti. Attığı çığlıklar hastane koridorlarında çınlarken artık bu hayata tutunamayacağını düşündü. Artık kalbinden kopan parçalar onu hiçbir şey düşünmeye itmiyordu. Artık onun için hayat damarları yoktu. Ölü bir bedeni vardı fakat o yüzündeki tebessümün kaybettiğini, solgun, kurumuş bir çiçek gibi kalakaldığını farketmiyordu bile..

Yine uyuşturuldu,yine uyuşturuldu, bir süre hep uyuşturuldu...

EVET ARKADAŞLAR BU BENİM İLK HİKAYEM UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM HEPİNİZİN YORUMLARI BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER

ÇULPANWhere stories live. Discover now