DADDY² VMİN

8~ (M ama değil)

"İşte buldum seni"

Jimin misafir odasındaki yatağın altına saklanmıştı ve bulmam biraz zor olsa da sonunda bulmuştum.

"Babacık kediciği buldu"

Jimin'i yavaşça yatağın altından çıkardım ve karşımda duran bedeni izlemeye başladım.

Jimin sanki kutsanmış gibiydi. Tanrı onu özenerek yaratmıştı ve Jimin "kimse mükemmel değildir" sözüne tepki olarak dünyaya gelmişti.

"Hadi babacık neden duruyorsun."

Jimin'in sesi kulaklarımı doldurduğunda düşüncelerimi bir kenara itip karşımda tüm benliğiyle bana ait olan bedene baktım.

"Anlaşıldı sen bir şey yapmayacaksın."

Jimin beni omuzlarımdan yatağa sertçe iteledi ve tam penisimin üzerine oturdu.

"Hadi ama babacık çok yavaş hareket ediyorsun üzerindekileri çıkarsana"

Jimin doğru söylüyordu. Daha fazla dayanamazdım. Üzerimde oturan Jimin'i yatağın kenarına yavaşça bıraktım ve üzerimdekileri teker teker yerle buluşturdum. Jimin de üzerindekileri teker teker yere fırlatıyordu.

Sonunda ikimiz de yeni doğmuş bir bebek gibi çırıl çıplak kaldığımızda onu sertçe yatağa yatırıp bedenimi onun üzerine bıraktım. Birbirine çarpan penislerimiz ikimizin de daha çok sertleşmesine neden oluyordu.

Hiç vakit kaybetmeden dudaklarımı Jimin'in dudakları ile buluşturdum. Teninin tenime çarptığında verdiği hissi özlemiştim.

Öpüşmemiz git gide daha ateşli bir hal alıyordu. Dillerimiz dans edermiş gibi birbirine değerken Jimin ensemden tutuyor ve beni kendisine daha çok bastırıyordu.

Daha önce hiç kimse beni bu kadar etkileyememişti. Jimin hep farklıydı, her zaman.

Dilimi dudaklarından ayırıp boynuna yönlendirdim.

Şah damarının üzerinde dilimi gezdirdiğimde inlemişti. Onun arsızca inlemeleri penisimin sertleşmekten patlayacak hale gelmesini sağlıyordu.

Dilimle Jimin'in boynunda ıslak bir yol çizerken biraz daha aşağılara inip köprücük kemiğini emdim.

Daha fazla dayanamayarak köprücük kemiğinin tam üzerinde bir iz bıraktım.

"Hadi babacık-mmhh"

Jimin'in de beni istediğini biliyordum. Dudaklarına ufak bir öpücük kondurup gülümsedim.

"Hazır mısın kedicik"

"Hazırım sahibim. Becer beni miyaaav"

Bulunduğumuz pozisyonu yavaş yavaş değiştirirken kendimi hazırladım.

"T-Taehyung dur"

"Ne oldu bebeğim?"

"Bebeklerimiz ağlıyor."

Ağlama seslerini duyduğumda sinirle ofladım.

"Boşver bebeğim ağlar ağlar susarlar biz devam edelim hadi."

"Ya olmaz diyorum baksana nasıl ağlıyorlar."

Jimin yataktan kalkıp üzerine odanın kapısındaki bornozu geçirmişti ve şimdi ağlayan bebeklerimizi susturmaya gidiyordu.

"Jimin bende ağlayacağım artık ama ya."

"Gitmem gerek aşkım. Sonra bebeklerimizin sesi kısılır."

"Ay kısılsın da kurtulayım yeter"

"Taehyung ne diyorsun sen. İkimizin de bebeği onlar. Hadi oyalama beni baksana susmadı ikisi de."

Ağlamak üzereydim. Resmen hayat bana nah çekiyordu. Üstelik şuan patlamak üzereydim ve Jimin'e ihtiyacım vardı.

"Tanrım sevmediğin bir kulun muyum? Hangi günahımın cezasını çektiriyorsun bana?"

Sinirle ve yaşadıklarımın verdiği isyankar tavırla yatağın üzerinde duran yastığı yumruklamaya başladım.