13

5 0 0
                                    

   Sancak - Korkma Söyle.
İyi okumalar.
   Çirkinlik bana, ailemi bölerek yeterince kötülük yapmıştı. Benim kacislarim yüzünden, kızım, kim bilir daha kaç Noel büyükannesiyle birlikte olmayı özleyecekti? Rüzgar hâlâ aklımda aynı olduğu için, çirkinlik daha ne kadar benim etrafima sokulacaktı. O, benden daha büyük biriydi, benim üstümde olan, benim kanimın dökülmesine yol açan biriydi.
    Annem telefon etti. Ona dusuncelerimi söyledim. Annem de bana Rüzgar hakkında bilinmeyen bazı gerçekleri anlatı. Bunların bana yardımı olduğuna inanmıyorum. Çirkinliği durdurmak için verilmesi gereken bir kararı vermeme yardımcı oldular. Benim uzakta olduğum, kaçmakta olduğum süre içinde Rüzgar da bir kaçış süreci yaşıyormuş. Kendinden kaçmaya çalışıyormuş gibi görünüyordu ve bir erkeğin gerçekte yapmaya çalıştığı şeyin kendini öldürmek olduğu için kendinden kaçmaya çalışması üzücü bir şeydi.
     Annem bana, onun uyuşturucu kullandığını söyledi. Bunu kabul etmek annem için zor olmuştu. Ama bana neler olduğunu öğrendikten sonra ona gitti ve ona, bunu yapıp yapmadığını sordu. Rüzgar, doğrudan onun yüzüne "Hayır" dedi. Ama anneler çocuklarını tanırlar ve yalan söylediklerini bilirler.
       Rüzgar benliğinin büyük bir kısmıyla babamı hâlâ özlüyordu. Babamın gidişi hepimizin üzerine çok güçlü bir etki yapmıştı.
      Rüzgar ölüme yakındı. Ve babam bunu bilmiyordu bile. Annemi, Pamuk Prenses için terk ettikten sonra hayatlarımızın saptığı yolların  hiç birini bilmiyordu. Çünkü daha sonra bizi hiç aramadı. Hiçbir zaman bizi görmeye gelmedi. Hiçbir zaman doğum günümüzü kutlamak, iyi yıllar dilemek ya da sadece basit bir merhaba,  nasılsınız demek için bile aramadı. Sadece kalktı ve gitti. Umursamıyor gibi göründü. Ve çocuklar, anne babalarının onları umursamadığını düşünürlerse, bu onları kırar. Rüzgar tümüyle  kırılmış durumdaydı.  Bu yönden birbirimize benziyorduk. Ve ben hiçbir zaman beni içimden öldüren bir kişiyi bir şekilde seveceğimi hayal etmezdim. Ama babamın bizi terk etmesi beni de kırmıştı.
      Rüzgar bir süre uyuşturucu kullandı. Hatta kız arkadaşına da uyuşturucuya alıştırdı. Yaptığı hiçbir şey Rüzgarın ruhunu kurtarmıyordu. Anneme söylediği yalandan da kurtarmadı.
     Annem yeni evinin duvarlarını güzel kokularla doldurarak her zamanki yemeğini yapmıştı. Duvarların hareket etmediğini görmek beni rahatlatmıştı. Yemekten sonra oturup konuşmaya başladığımızda annem, Rüzgarı da çağırdı(Bu arada Rüzgar hapisten çıktı). Uyuşturucu isteğini paylaşacak kadar çok sevdiği kız arkadaşıyla kalıyordu. Geldi ama benim orta olduğumu bilmiyordu. Onun geleceğini bildiğim halde orada kalmayi başarmıştım. Bu kez kazanmıştım. Bunu anneme borçluydum. Benim hazır olmamı sağlamıştı. Kendim için dua etmiştim; hazırdım.
     Rüzgar orada, kız arkadaşıyla birlikte gece mavisi kanepenin üzerinde oturuyordu. Sakin görünüyordu. Bana bakıp "Merhaba," dedi. Bende ona; "Merhaba," dedim mi bilmiyorum; kalp atışlarımı dinlemekle meşgüldüm.
      Annem Rüzgar a, ona bir kere soracağını ve bu defa yalan soylemezse onun için iyi olacağını söyledi. Annem elini tutarak herkesin önünde ona, bana dokunup dokumadığını sordu. Rüzgar, "Evet," dedi.
     Rüzgar büyük büyük annemizden kalan sallanan koltuğa oturdu. Annem ona, bana neden tecavüz ettiğini sordu; ve sonunda Rüzgar baklayı ağzından çıkardı! Babamın yüzünden  olduğunu söyledi. Babama kızgındı çünkü babam onu incitmişti.  O gittikten sonra babama en yakın görünen kişi bendim.  Bu yüzden  Bana bunu yaptığını söyledi.  Ve devam etti, bazen kafayı bulduğunu ve bana yaptığı şeyleri hatırlamadığını söyleyerek uyusturucuyu suçladı.
      İşte böyleydi. Güneş bu süper kahramanın öyküsünü yazdı. Her zaman rüyalar görürdü. Bu rüyalar onu canlı tutardı. Ama şimdi gerçekle karşı karşıyaydı. Güneş alışkanlıklarını kırıyordu; tüm sırları, bütün dünyanın solumasına ve nefes nerede kalmasına izin vererek anlatıyordu.

Asla Bir Sır OlmadıWhere stories live. Discover now