B2

78 15 2
                                    

    MULTİMEDYA; İNCİ
    Sonunda okul bitmişti ve hafta sonuna gelmiştik. Doruk'la doğru düzgün konuşamamıştık. Ama aklıma gelen fikri uygulamam lazımdı. Yoksa Doruk ve diğerlerinin beni kaybeden biri olarak tanımasını istemezdim bizim de bi karizmamız vardı sonuçta.Doruk'la çıkışta bir kafeye gitmeyi önerdim. Hesabı ben ödersem kabul edeceğini söyledi şerifsiz. Bi gün silahla öldürecektim. Aklı fikri hesabı kime kitlese. Tüm düşüncesi bu yönde.
       
        Pencere kenarına geçtik. İki sahlep söyledik. Hava soğuktu ve bu iyi gelicekti.Biraz okuldan konuştuktan sonra Doruk konuyu İnci'ye getirdi. Neden böyle yapmıştı anlamamıştım."Aslında güzel kız. Asabi olmazsa kesin..." derken sözününü kestim "Sana bir öneride buluncam. Bak kardeşim biz şimdiye kadar aramızı kötü bir şekilde bozmadık. Ne kadar birbirimize darılsak sonrası hep daha yakın bir arkdaşlık. Bir kız içinde aramızı bozcak halimiz yok".
"Tabi ki kardeşim" diyerek beni onayladı ve bende fikrimi sunmaya başladım.
"Sen benden hoşlanmayan bir kız çıktığını söylüyorsun"
"Evet"
"Ben bu kızı 1 haftada kendime bağlıycam" şaşkınlıkla bana bakerken 'Ha' diye bir ses çıktı ağzından. Galiba söylediğime şaşırmıştı çünkü ben genelde böyle şeyler söylemem ve olduğunda da Doruk dile getirmezdi. Ama bugün değişik bir haller olmuştu ona. Sonunda bana "Niye bu kadar kafaya taktın?" diye bir soru yöneltti. Gerçekten ben niye bu kadar takmıştım? Galiba bu soruya cevap vermek istemiyordum. Geçiştirerek"Kabul mu?" dedim. Başıyl onayladı. "Benim çıkarım ne olcak bu işten" dedi. Yine çıkarını düşünmüştü al işte. 'Nalet olsun bu hayat' diye ergene bağlamak istemiştim. Ama sadece düşünmekle kalmıştı işte:-)

     "Bunu hiç düşünmemiştim aslında". Bana ibnece bir sırtırış attı ve aklına gelen o en ama en ama en ama en kötü şeyi diline döktü. "Kaybeden.....Saçlarınıııııı....."
"Tamam sus daha fazla ileri gitmeee"
"Sıfıra vuracak" Gözlerim kararmaya başladı. Bu kadar ağır bir yükü nasıl kaldıracaktım ben. Bileğimi uzatıp "Kes" dedim. "İşine gelirse kardeşim" dedi. O az önce bana meydan mı okudu. Bana . Bana.bana.baaaa . Ama yine de çok ağır konuşmuştu. Bir erkek asla saçlarıyla tehtit edilmemeliydi. Kanunlara aykırıydı bu kural. Karizmamı bozmamak için kabul ettim. Tabi kaybedersem daha bi bozulacak orası ayrı konu, karıştırmayalım orayı.(sinsi gülüş).

       İddamız okulun ikinci haftası pazartesi başlayacaktı. Bugün cumartesi ve abimin doğum günü partisine davetliydim. Ammmann aklıma bir ara eserse giderdim belki. Ama şu an canım istemiyordu.

      Abim Bora. Bende üç yaş büyük. Şansa bakarsanız ona abi hariç her şeyi diyordum. O zaten alışmıştı. Asıl ona abi abi dersem o işte bişeylik arardı. Yataktan kalktım üstümü giyme gereği duymadan yüzümi yıkadım. Kahvaltı hazırlayacak halim yoktu.(sanki ne zaman hazırlıyorsam bende). Üstümü giyip telefonu mu ve kulaklığımı alıp arabama doğru yöneldim. Yaw şu arabaya baktıkça kendi gençliğimi görüyordum. Heyt be. Arabama girip yavaş bir şekilde kapıyı kapattıktan sonra Mankafa yazısını bulup aradım. Saçmalamayın tabiki de abimi mankafa diye kaydetmedim. Öff tamam kaydettim. Ama o da beni pikaçu diye kaydetmişti. Nerde bunda adalet.
"Naber?"
"Kimsiniz?"
"Tesisatçı ben. Evinizi su basmışta."
"Hay ben böyle işin...."
"Teline bak bakıyım nasıl kayıtlıyım?"
"Kayıtlı değilsiniz"
"Lan bak sinirlerimi bozma" diye sövmeye başlayacakken kahkaha sesi duydum. Beni mi trollemişti o? Bence kefenini hazırlamaya başlamalıydı.
"Nerdesin?"
"Kahvaltı yapmaya gidiyorum. Sen?
"Bende kahvaltıya gidiyorum. Naz kafeye gel birlikte bi ilk defa abi kardeş kahvaltısı yapalım. Hesap benden." Şu an abi-kardeş dediğine mi takıyım , hesap benden demesine mi seviniyim. Bence hesap bende demesine takmalıyım.
"Tamam abi sen nasıl istersen"
"Seni hınzır seniii"
"Tabikisi. İyi kapat ben geliyorum hadi." Dedim ve ne demesini beklemeden yüzüne kapattım. Amman alışıktı zaten.

      Hızla arabayı Naz Kafeye doğru sürmeye başladım. Arabamı arka zokağa park ederek biraz yürümeyi göz önüne aldım. Kafeye girdim ve Bora'nın karşısına oturdum. Burası en sevdiğim mekanlardan biriydi. Akşam burası çok güzel olurdu. Zaten çoğu kızı genelde burda bulurdum.

     Garson geldiğinde telefona bakıyordum. Menüleri bize uzatıp narin bir sesle "Buyrun" dedi. Bu ses çok tanıdık geliyordu. Kafamı çevirmemle o tanıdık mavi gözlerle karşı karşıya gelmem bir oldu. Çenem tutulmuştu. Onu burda çalışırken görmek tuhafıma gitmişti açıkçası. Bizim gibi üniversiteliler genelde gezer tozar haytını yaşardı. Ben ne kadar gençliğimin çoğunu iyi geçirmesemde zamanla iyileşmeye başlayıp bende gençliğimi yaşamaya başlamıştım. Şu an neden böyle bi şey düşünüyordum hiç anlamamıştım. Bunları kafamdan atıp "Standart" dedim. Mankafada aynısından istedi. İnci beni tanımış olucak ki gözlerime bakmadı. Bir erkeğin gözlerine bile bakamayan bir kızı bir haftada nasıl kendime bağlıyacaktım? Galiba bu bebeklere elveda deme vakti gelmişti. İnci'nin gözlerini incelerken mankafa bana bakıp pis pis sırıtmaya başladı"Hangisi?" Dedi.
"Olmadı ama olucak" dedim ve göz kırptım.

İNCİ TANEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin