Hastane

1.3K 17 1
                                    

Evet yine saat gecenin ikisi yine hastane ortamı ablam kan kusarken,babam telaşla, annem göz yaşlarıyla ve psikolojisi bozuk olan abim ağlarken en önemlisi ben ablama yardım etmemek için gittiğim avukatla mesajlaşıyordum ama vicdanıma yediremiyorum nasıl böyle bir işe kalkıştım bilmiyorum ama tek böbrekle yaşamak istemiyorum bundan eminim herneyse annem doktora "bu gece alarayı eve mi götüreceğiz" diye sorarken son noktaya geldiğimin farkına vardım ses duymak istemiyordum doktor ise "hayır burada kalıcak" dedi "unutmadan bu hafta sonu bir balo var hastanede kanser hastalarına moral olması için ve alaranın gelmesini istiyoruz" dedi annem düşünerek "bilmiyorum doktor bey" dedi emin deildi hâliyle doktor "bence bunu bir düşünün hem alarayada moral olur" dedi ve babama bakarak "izninizle" başıyla babama selam verip çekildi  avukattan gelen mesaja bakıyordum " yarın benim ofisime gel dosyaları çıkarttım" demişti evet yarın ölümü tatmaya gidiyordum vicdanımın bana tuttuğu silah yarın beni vuracaktı neyse kulaklığımı çıkarttım müzik dinlemek istiyordum ağlama seslerinden uzaklaşmak için hastanenin kantinine gittim kullağımda the chainsmokers something just like this çalarken kendimi biraz olsun mutlu hissediyordum kantine girdiğimde kendime bir sandiviç ve kahve aldım ardından bahçeye geçtim arkamdan biri dokununca irkildim bi çocuktu oldukça yakışıklıydı yüz kemikleri belirgin siyah renk saçları sıska sayılmayan vücudu ve en önemlisi dudakları yanaklarındaki belli belirsiz benleriyle çok tatlı bir çocuktu "hanımefendi beni duydunuzmu" dedi çocuğa biraz öküz gibi baktığımın farkına varınca kafamı iki yana salladım ve düşüncelerimi bi kenara fırlattım "pardon kulaklığımdan duymamışım" dedim kulaklığı bahane ederek "dedim ki yanınızda oturabilirmiyim" dedi heyecanlandım "ah,tabiki buyrun" dedim kenara kayarken kahvemi ve sandiviçimi elime alıp bankta yana kaydım " ne için burdasınız" dedi yüzümü asmamaya çalışarak "ablam kanser ve ona kan verme zorunluluğunda olduğum için geldim" dedim oda "ah üzgünüm"... "yani iki anlamdada" dedi güldü çünkü lafları söylerken tökezlemişti "boşver" dedim "alıştım" diyede ekledim yüzümü çok net bir şekilde inceliyordu "aslında bu baskıdan kurtulmak istiyorum artık" diye inledim gözlerimden istemsizce iki yaş döküldü elimin tersiyle kenara ittim gözümde hatta yüzümde makyaj olmadığı için şanslıydım burnumu çektim baya bi güçlü olmuştu yani ses çıkartmıştı "sanırım biraz kaba oldu" dedim utanarak oda anlamadığını belli ederek "anlamadım" dedi burnumu gösterdim ve anladığı zaman gülmeye başladı ve "bende özür dilerim biraz kaba olucak" dedi anlamamıştım "ne kaba olucak" diye sordum gözlerimi kırpıştırarak oda "şimdi yapıcağım şeyden dolayı" dedi ve yine anlamamıştım çocuk salak falandı sanırım "ne de..." derken nefesimi kesen bişey yaparak dudaklarıma yapıştı ve o an bu hastaneye aşık olmuştum aslında yanılıyorum karşımda duran kusursuz ama salak çocuğa aşık olmuştum işin kötü tarafı bu aşkı ablam sayesinde elde etmiştim ama onu ellerimle ölüme sürüklüyordum dudaklarıma yapışan çocuk nefesimi keserken vicdanım beni şaşırtmayıp elinde duran silaha tetiği bastı ve beni oracıkta öldürdü.

Kardeşimin hikayesiWhere stories live. Discover now