22. Bölüm

15.7K 1.6K 523
                                    

Şu oy butonuna basmak bu kadar zor olmamalı..

Jimin güneşli havayı gördüğü an havuza inmek için soyunmuş ve kısaşortuyla birlikte aşağı inip meyvesuyunu alarak havuz kenarındaki şezlonglardan birine uzanmıştı. Hava güneşli olduğu için bronzlaşmak istemiyordu. Bu yüzden üzerine gölgelik şemsiye tutmuştu. Gözlüğünün altından uçuşan kuşları izlerken, çıplak karnını okşuyordu bir yandan. İki ay çoktan geçmiş ve karnı biraz daha belirginleşmişti. Jimin, kaslarını şimdiden özlemeye başlamıştı.

"Daha iki aya kadar taş gibi çocuktum. Şimdi ise göbeğim çıkmış! Bir kaç aya resmen şişman birşey olacağım. Tanrım, utanç verici!" sinirle ağzındaki pipetten daha fazla meyvesuyu içmeye başladı. Bir yandan da, canı çok çektiği için çilekli pasta yiyordu. Tadı mükemmeldi.

"Imm..harika. Değil mi bebeğim?" karnına bakarak fısıldadı ve çatalını pastaya batırıp daha büyük bir lokma aldı. Çilek daha önce damak tadını hiç böyle sulandırmamıştı.

Bir süre daha pastasından yedikten sonra boşalan tabağı alıp mutfağa giderek büyük bir parça daha koymak için buzdolabının kapağını açtı. Hafif eğilerek pastayı almaya yeltendiğinde, karnında birleşen ellerle ufak çaplı bir çığlık attı.

"T-tanrım! Sende kimsi-" arkasını döndüğü gibi Jungkook'u görmesiyle kalçasını tezgaha yaslayıp elini kalbine götürdü.

"J-jimin? İyi misin?!" Jungkook endişeyle kocasının yanaklarını tutup sordu.

"Ah Jungkook, ne kadar korktuğumdan haberin var mı? Kalbim.." Jungkook korkuyla titreyen ellerini Jimin'in beline yerleştirip kendine çekti ve sarıldı sıkıca.

"Ö-özür dilerim bebeğim." Jimin bir süre titrek nefeslerini verdikten sonra kollarını Jungkook'un beline koyup sarıldı.

"Tamam bebeğim, iyiyim ben." Jimin Jungkook'un gözlerinin dolduğunu hissettiğinde şaşkınlıkla, başparmağını yanaklarına bastırıp gözyaşlarını sildi nazikçe. Jungkook bir anlık gelen korkuyla gözlerinin dolmasına engel olamadı. Çünkü Jimin'in, kalbini o şekilde tuttuğunu görünce çok fazla korkmuştu. 

"Sana birşey oldu sandım." Jimin gülümsedi ve kocasının yanağına uzun bir öpücük kondurduktan sonra cevap verdi.

"İyiyim ben, sakinleş." elleri yanaklarında gezinirken Jungkook da derin nefes alarak ellerini çıplak bele getirip kendine çekti.

"Neden çıplaksın?" sırıtarak tek kaşını yukarı kaldırınca Jimin kıkırdadı ve konuştu.

"Hava çok güzeldi ve bende bebeğimle havuz keyfi yapmak istedim." Jungkook gülümsedi ve Jimin'in burnuna minik bir öpücük kondurdu.

"O zaman ben şu takım elbiselerden kurtulup yanınıza geleyim, babasız olmaz." Jimin tekrar kıkırdadı ve başını sallayıp Jungkook'un gidişini izledi. Aklına gelen pastayla gözlerini aç kurtlar gibi açıp buzdolabına yöneldi tekrar. Dünyanın en harika şeyi, Çilekli Pasta..

Jungkook üstünü çıkararak bordo rengi şortuyla merdivenlerden inerken telefonundan saate baktı. Henüz akşam olması için erkendi. Bu yüzden havuz keyfini biraz daha uzatabilirlerdi.

Hızlı adımlarla Jimin'in yanına ilerleyip şezlonga oturdu ve yanda duran iki meyvesuyundan birini dudaklarıba götürdü.

"Beni özlediniz mi?" Jimin gözlük altından Jungkook'a baktı ve sırıtarak fısıldadı.

"Çok." Jungkook mesajı almış gibi hızla Jimin'in yattığı şezlongda üstüne kurulup dolgun dudaklara öpücükler bırakmaya başladı.

"Demek beni bu kadar çok özlediniz." Jungkook dudaklara fısıldayarak konuştu ve beyaz boyna yöneldi. Jimin aldığı hazla küçük mırıltılar bırakmaya başladı. 

"Mmm, Jungkook.." Jungkook fısıltıyı duyduğunda doğrulup eşinin o tapılası yüzünü incelemeye başladı.

"Kendimi yine zor durumda bırakmak istemiyorum bebeğim." yanağına öpücük kondurup tekrar doğruldu Jungkook. Jimin ya üzgünce dudaklarını büzüp başını salladı ve meyvesuyunu yudumlamaya devam etti.

Jungkook bir süre daha şezlongda uzandıktan sonra havuza girmek için ayaklandı. Jimin de bu sırada uykuya dalmıştı. Jungkook havuza yavaşça girdikten sonra suda süzülmeye başladı. Suyun ve havanın sıcaklığı onu iyice mayıştırmıştı. Nefes alamayacağını anladığında sudan hızla çıkıp önüne gelen ıslak tutamları geriye attı. Tam bu sırada Jimin ona yaramaz bir gülüşle bakıyordu.

"Bu eşsiz gösteriyi sadece benim izlemem ne güzel." karnını tutarak kkırdadı. Jungkook gülümsedi ve yorgunlukla havuzdan çıkıp şezlongda duran havluyu eline alıp vücudunu kurulattı. Jimin ise eşinin vücudundan kasıklarına doğru süzülen su damlacıklarına ölümcül bakışlar atıyordu. Ben az önce su damlalarını mı kıskandım?

"Bebeğim, ben yukarı,duş almaya çıkıyorum." Jimin iki kolunu uzanır vaziyette Jungkook'a uzatırken, Jungkook eşine Doğru şaşkınca eğildi.

Jimin kollarını eşinin boynuna sarıp kendine çekti ve dudaklarına sulu öpücükler bırakmaya başladı. Jungkook gülmeye başlarken Jimin'e ona gülümseyerek baktı.

"Doyamıyorum ne yapayım?" dudaklarını şımarıkça büzerek konuştu. Jungkook her ne kadar karşısındaki tatlılığı yenek istese de, bunu doğumdan sonraya bıraktı. Işte o zaman herşeyin acısını bir bir çıkaracaktı.

Jungkook kocasına gülümsedikten sonra havluyla beraber evin içine girip gözden kayboldu. Bu sırada Jimin'de pastasını yemekle meşguldü.

Aradan geçen bir kaç dakikanın ardından Jimin doğrulacağı sırada, gelen telefonun zil sesiyle durup yan tarafındakişezlonga baktı. Bu Jungkook'un telefonuydu.

Uzanıp telefonu aldı ve gelen bildirime baktı. Bayan Eun?

Mesajı açarak hızlı atan kalbiyle okumaya başladı.

Bayan Eun:  Merhaba Bay Jeon. Geçen akşamki yemeği tekrarlamak istiyorum. Gelirsiniz, değil mi?

EKŞIIIIIIIIINNNNNNNNN HEHEHEHEHHE

Daughter's Dad>> DD °jikookМесто, где живут истории. Откройте их для себя