Bu kitap, evrenin gizemli koridorlarında dolaşan tanrıların hikayesini anlatıyor. Her biri kendi alanında kudretle donatılmış, güçleri evreni saran esrarlı varlıklar.
Bu sayısız tanrı ve tanrıça, evrenin dengesini korumak için çabalarken, aralarında...
Aqus'un kahverengi sakalları, rüzgarın dokunuşunu andıran hafif bir esinti gibiydi. Gözleri ise açık mavi çizgilerle süslenmiş, derin bir sakinlik ve bilgelik barındırıyordu. Fiziksel büyüklüğü, dağları andıran devasa varlığı onun ne kadar kudretli bir tanrı olduğunu yansıtıyordu.
Aqus'un tapınaklarından biri, denizlerin sonsuzluğunu yansıtan görkemli "Aürş" Tapınağıydı. Bu tapınak, onun hüzünlendiği zamanlarda sığınmayı tercih ettiği kutsal bir mekan olarak biliniyordu. Aqus, tapınakta meditasyon yaparak, denizlerin derinliklerindeki sırlarla bağlantı kurardı.
Evrensel dengeyi koruyan ve Limeon Krallığı'nın ticaret filosunu güvende tutan Aqus, denizlerin hükümdarı olarak krallığına kılavuzluk ederdi. Bir zamanlar korsanlar, Limeon'un deniz ticaret yollarını zapt etmeye ve kârlarını artırmaya kararlıydı. Ticaret filolarını pusuya düşürüp yağma yaparak, suları kana buluyorlardı. Bu durum, krallığın ekonomisine büyük bir darbe indiriyordu.
Aqus, bu kötü niyetli korsanlara karşı doğrudan müdahalede bulunmak için hazırlıklara başladı. Denizlerin hükümdarı, F'Rezk'i çağırarak, Limeon'un sularını korumak için harekete geçti. F'Rezk, denizin derinliklerinden yükselerek, korsanların gemilerini alabora eden dev dalgalar yarattı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bu olay, korsanlara karşı bir uyarı niteliğindeydi. Ancak, Limeon sularında hüküm süren bir deniz tanrısının öfkesini göze alan korsanlar, hala kara planlarını sürdürmeye kararlıydılar. Limeon Krallığı, Aqus'un güçlü kolları altında korunurken, sularında huzur tekrar tesis edilmeye çalışılıyordu.
Aqus'un kalbinde, denizlerin ta derinliklerine uzanan bir aşk vardı. Suların Hanımı "Arivz" ile olan bu kutsal birliktelikleri, rüzgar tanrıçası "Diür" adında bir kızla taçlanmıştı. Bu aile birlikteliği, elementlerin kudretini bir araya getirerek denizleri ve rüzgarları kontrol etmişlerdi.
