[10]

3.8K 205 7
                                    

Benimle konuşmayan sevgili arkadaşlarım, tanıdıklarımla arama mesafe koymamı isteyen sevgilimle birlikte herkesin gerçeği öğrendiği ilk okul gününü bitirmiştim. Ezgi sırıtarak tepki vermişti, Cenk ve Gamze hala sessiz kalma haklarını kullanıyorlardı. Bunların yanında Burak yüzüme bakmıyordu.

Böyle davranması beni üzse de sonunda Kayra’yla birlikteydim!

Çantamı sağ koluma takarken sırasında hala yayılarak oturan Kayra’ya baktım.

‘‘Paşam bu gece burada sabahlayacaksınız herhalde. Okul bitti, farkında mısın?’’

Kayra beni sinirlendirmek için uyuşuk hareketlerle yayıldığı yerden doğruldu. Yanağımdan makas alırken ‘‘Farkındayım, bebek!’’ diye mırıldandı. Onun elini iterken iki adım arkamdaki Burak seslice boğazını temizledi.

‘‘Bizimle geleceksin eve değil mi?’’

Aniden gözlerimi Kayra’ya döndürdüm. Dudaklarımı araladım ama iki tarafında bakışları o kadar ciddiydi ki kelimeleri birleştiremedim. ‘‘Ben…Şey… Aslında…’’ kendi kendime mırıldanmaya devam edebilirdim, Kayra araya girmeseydi.

‘‘Benimle evine gidecek, problemin varsa halledelim.’’

Cenk sinirle bizim olduğumuz yere doğru bir adım attı fakat Gamze onu kolundan tutup durdurdu. Burak tepki vermeden kısaca omuz silkti.

Aramı düzeltmem birazcık(!) zaman alabilirdi, mükemmel!

Ben tam neden böyle davrandığı hakkında Kayra’ya uzun nutuklarımdan birini çekmek üzereyken kolumdan tutuldum. İki saniye sonra onun peşinde sürükleniyordum. ‘‘Ağırdır, çantanı ver.’’ diye mırıldandı ağzının içinden. Onun bu şapşal haline sırıttıktan sonra dediğini yaptım.

Sağ omzuma attığım ağır çantamı taşıması için ona verdim.

Ben Kayra için bir şeylere katlanıyorsam o da çantamı taşıyabilirdi!

‘‘Ne yapacağız?’’ dedim ellerimi çırpmamak için kendimi zor tutarken. O kadar mutluydum ki! ‘‘Aslında sana sürpriz hazırlardım ama şımarırsın şimdi.’’ dedi yumuşamış gözlerini bana dikerken. Kıkırdadığımda sırıttı.

Tam olay yerinden hızla uzaklaşmaktayken aniden durdu. Bana doğru eğildiğinde omuzlarımı kaldırdım.

Hayır, beklenti içinde değildim tamam mı?

Bütün okulun önünde aramızda santimler kalana kadar yaklaştı. Durup gözlerini şaşkınca kırpıştırdı. ‘‘A yoksa seni öpmemi mi istiyorsun? Çok ayıp!’’ diye fısıldadı dağılmış halimden faydalanıp.

‘‘Ne?!’’

Omzumdaki asla orada olmadığına emin olduğum bir şeyi alıyormuş gibi yaptıktan sonra birleştirdiği işaret ve başparmağına üfledi.

‘‘Omzunda iplik vardı.’’

Yüzündeki ifade gülmek istediğini belirtir türdendi. Onun bu hareketine sinirlenirken aramıza açtığı bir adımı kapattım. Benim kızarıp bozarmamı ve kaçmamı bekliyordu herhalde. Parmak uçlarımda kalkarken aramızdaki boy farkı yüzünden sinirlendim. Elimi omzuna koyduktan kulağına doğru yaklaştım.

‘‘Buna intikam derler.’’ diye fısıldadıktan sonra saçından bir tutamı tutup çekiştirdim. Ger çekilip çevredeki iki-üç insanın duyabileceği şekilde ‘‘Saçında iplik vardı.’’ dedim. 

‘‘Bazen sınırlarımı zorluyorsun.’’

Hızla arkamı dönüp yürümeye başladım ve ona kaçamak bakışlar atarken ‘‘Gelmeyi düşünmüyor musun?’’ diye homurdandım. ‘‘Unuttum!’’ deyip adımlarını durdurdu.

Ayrılığın RengiTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang