Real Or Dream. -Bölüm 8-

572 41 9
                                    

"Dediklerimi anladın mı Mir ? " 

bu kalın ve kendinden emin ses tonuyla konuşan Malik' ti.  Anlattıklarından sonra nasıl bir durumda olduğumu anlamamıştım. Bana bahsettiği o harika "planı" anlattı. Ve cevap vermeyince tekrarlardı.

"Tekrar anlatmalı mıyım seni man kafa ? "

"Şu konuyu tam olarak anlat Malik."

"Bak okulun amigo kızı. Cristina var ya herkes tanır Mir ! "

"Tanıyorum devam et ? "

"İşte balo için onu bana ayarla. O kızı is-ti-yo-rum. Onunla gidersem ben senden sen ise benden kurtulmuş olursun. Dediğim gibi o kızı istiyorum. Anladın mı ?"

Sabahın köründe evimin önünde yaptığımız bu konuşmadan Malik 'in kafa yapısını düşünmeye çalıştım. Beni sevdiğini söyleyip Cristina 'ya aşık olduğundan mı bahsediyordu ? Ya da her ne boksa.

"Neden ? Hani birlikte gidecektik Malik ? "

"Kendine bir bak Mir . Sence sevgili sanmaları bile zavallıca değil mi ? Kendimi kurtarıyım derken daha da batırıyorum. Konumuza dönersek dediğim gibi o kızı istiyorum. Anladın mı ?".
Laflar ile gelen şoku üstümden kısa süreli atmam ile cevabım netti.

"Anladım."

"Şaşırtıcı."

Neyin ne olduğunu cidden anlamıyordum cidden. Konuşmalardan anlaşılırsa sevgili Malik beni cidden sevmiyordu. Bu not meselesi nerden çıktı o zaman?. Düşüncelerimi onun konuşması böldü..

"Bunu giy." Elindeki siyah poşeti bana uzattı.

"Neden ? "

"Takım giyinmeni sevdiğini biliyorum. İkimizin üstü aynı olsun. Klasik sevgililer gibi. Gerçi sevgili olduğumuz düşüncesi ne kadar iğ-"

"Tamam Malik giyicem."

"Neyin var Mir ?"

Cevap vermeden odama çıkıp "takım" dan kasteddiği şeyin ne olduğunu düşünmüştüm. Hani diğer sevgilier "O erkek benim" & "O kız benim" şeklinde aynı tişörtü giyerler ya bizimki öyle değildi. Malik 'in üstünde Batman tişörtü vardı ve aynısını banada almıştı. Birbirini tamamlayan tişörtler yerine aynı tişörtü giymek onun "takım" anlayışını içerirdi. Gerçi tişört hoştu ama olsun.
Tişörtü geçirip dar bir pantolon giymiştim. Saçlarım gene her zamanki halindeydi özel bir şey yapmama gerek yoktu.

"Yakışmış." dedi hafif çarpık bir gülümseme ile.

"Bana iltifat mı ettin sen ? Ben yokken kafana bir şey düşmediğine emin misin ?"

"Moralin düzelsin diye söyledim Mir." dedi ve gülüşü hala yüzündeydi.

"Gidelim mi ? Geç kalabiliriz."

"Bugün şanslı günündesin , bebeğim - motoru- bakımda o yüzden arabaya atla."

Arka koltuğa oturmak , bugün onun arkasına oturmamak kadar iyiydi. En azından kırgındım , ya da kızgındım. Ama neden kırgın ya da kızgın olduğumun bir cevabı yoktu.

"Bak bugün çok huysuzsun." 

Dikiz aynasından bakarak söylemişti ve önemsiyor bir tavrı vardı fakat önemsemediğini alttan laf soktuğunu o soğuk sesinden hissedebiliyordum.
"Her zamanki halim Malik." 

Sessiz ve sıkıcı geçen konuşmadan sonra nihayet cehennem kapanı - okul- karşısındaydık. Üstümüzde olan aynı tişörtler sayesinde "Ah ne kadar tatlıllaaar " düşüncesi geçiren tek bir kız bile yoktu. Giderken bir anda elimi tutan Malik ile irkildim. Beni sınıfa değil spor salonuna doğru sürükledi. Ne yapacağımız hakkında hiçbir bilgim yoktu.
"Bak Mir." arkama geçip ellerini belimde birleşti ve göz ucuyla antreman yapan o amigo kızlarına doğru dik bir şekilde baktı.

"En enfes olanı Cristina." 

"Onun kim olduğunu biliyorum , ve onunla konuşacağım. " derken ellerini belimden çektim.

"Yanlışlık olmasın diye gösterdim güzelim sakin ol."

"Tamam olmaz yanlışlık şey derse geç kalıyoruz hadi."

Kendimin bile kabul edemediği ve sinir bozucu bir şey vardı. Malikten feci derecede hoş la nı yo rum. Harika değil mi? Değil. 
Hiç konuşulmadan geçen 4 dersin ardından değişen program ile dolabıma doğru yol almaya başladım peşimden gelip çenesini kapatmayan Malik ise susmamakta ısrarlıydı.

"Mir bak ayarlarsan memnun olurum ve benden kurtulursun gerçi kim benden kurtulmak ister ki?"
Kendini öven sözleri ile dolabıma kadar gelmiştik. Tam açacakken bir anda kükredi.

"Ne yapıyorsun sen Mirlanda !! " 

"Dolabımı açıyorum Malik ? "

"Bu dolap ah tanrım ! Senin mi ?"

"Evet sorun ne ? "

 "Bu dolabın Cristina 'ya ait olduğunu sanıyordum ! "

Eğer Malik bu dolabın Cristinaya ait olduğunu sanıyorsa ...

"Burada bir not olacaktı Mirlanda nerede ! "

"Not mu ? Şey bilmiyorum."

"Kahretsin ! Bende neden Cristinanın kucağıma atlamadığını düşünüyordum. Notu yanlış dolaba atmışım ha ?  Tamam ufaklık senin bir şeyler halletmene gerek kalmadan olayı çözdüm sanırım."
Demek ki not bana değilmiş. Demek ki benden hiç hoşlanmamış. Demek ki. Demek ki işte. Ne bekliyordum ki?..

"Mirlanda yoksa?" Malik kahkahası neredeyse tüm koridorda yankılanmaya başlamıştı.

"Notu sana attığımı falan mı düşündün ? Bunu cidden düşündün mü ?"

"Nottan haberim olsa anlatırdım değil mi ? Not falan görmedim Malik."

"Dediğin gibi olsun ufaklık." dedi güldü ve spor salonuna doğru yöneldi. Sanırım Cristina 'yı bulma amacıyla. 

Sınıfta yerimi aldığımda ders başladıktan 10 dakika sonra gelen Malik sınıfa girmişti. Sanırım amacına da fazlasıyla ulaşmıştı. Yanıma oturduğunda konuşmaya başladı.

"Dediğim gibi, sana gerek kalmadı Mir."

"Bu sevindirici Malik."

"Baloya kiminle gideceksin ?" Umrundaymış gibi sorması daha bir ironik.

"Gitmeyi düşünmüyorum aslında baloları pek sevmem."

"Sen ona gidecek kimsem yok desene ufaklık."

"Gidecek kişilerim var Malik. Etrafımda yalaka olarak dolaşan pek bir insan yok evet. yada küçük olmam beni ufaklık sıfatında sokabilir. Ya da beni beğenmeyebilirsin. Cristina daha güzel olabilir ki aksini iddia bile etmiyorum. Sosyal bir insan değilim. İnsanları sevmeyen sadece sen değilsin. Sadece egon vücuduna zor sığıyor ve sen bunun farkında değilsin. Bu yüzden o baloya gidip gitmemek benim tercihim. Gidicek birinin olması ya da olmaması umrumda değil cevabım net: canım öyle istedi. Anlatabildim mi?". 

İlk defa içimdeki şeyleri bu şekilde dışarıya atmıştım. 

"Bu konuşmayı daha önceden yazdın mı sen ? " dedi ve güldü.

Ben ise dersten çıkıp gitmiştim. Eve doğru aldığım yolun sonunda gözüken en huzurlu yerin yatağım olduğunu anlamam pek zaman almamıştı..
Kendimi tam uykuya teslim edecekken telefonumun çalmasına savurduğum küfür dışında elime alıp uykulu bir sesle açtım.

"Evet ? "

"Bak Mir. İstersen baloya birlikte gidebiliriz. Ben sadece senin açından.." Arayan Malik 'ti. 

"Cristinayı ayarttın , o yüzden birlikte gitmemize gerek yok ve hala durumun birisi ile gitmemek olduğunu anlayamadın mı? "

"Bulmaca gibi konuşmayı kes güzelim. Ayrıca Cristinaya balo için bir şey sormadım. Sadece biraz konuştuk ve sadece bir kız arkadaşı ile gidecekmiş.Yani davet edersem gelecek ama ben seni düşünüp - övünüyor - onu davet etmeyeceğim."

"Baloya gitmek istemiyorum Malik ve uykum var."

"Dertsten çıkıp gittin. Beni tek bıraktın ve ayrıldığımızı düşünen insanlar var bu yüzden cezalısın Mirlanda Ruben. Baloya benimle geliyorsun." 

Telefon kapanmıştı. Bende uyumuştum zaten. Bir kaç gün içinde balo kıyafeti alma saçmalığını Em ile ayarlamalıydım ama şu an istediğim tek şey vardı. Malik mi ? Hayır. Uyku. Ha Malik ile uyku olsa? Fena olmazdı. Neyse..

Kapının kapanması ile kahkaha sesi ile gelen beni uykumdan bölen o harika dostlarımın eve gelmesi ile yatağımdan kalktım. Em ile Stef sarhoştu ve saçma sapan gülüşüyorlardı. Gerçi Em değil de Stef yere düşüp uyumaya başlamıştı bile.

"Ne yaptınız siz ? " 

"İçtik annecik ve şey baloya Stef ile gidiyorum , sen- malik & Stef -ben  çok uyumlu olacağız ha ?" diyerek kahkaha atmaya başladı. 

"Ah sorma ben ve malik ne kadar hoş değil mi? "

"Onu Christina ile görmüşler? Kıskanmadın mı hiç ? "

"Git ve uyu Em sabah konuşuruz." diyerek olayı kapatmaya çalıştım ama kıskandım mı ? Hayııır. Şey Eveeet. Ve sanırım Malik haklıydı konumuz tam da gidilecek kişinin olup olmamasıydı.

Stef 'in zombie gibi yavaş yavaş kalkmasından dolayı bastığım çığlık ile bütünleşen kahkahadan sonra zor yürüyen bir Stef 'i odaya zorla taşıdım.

"Biliyor musun Mirlanda Emma 'ya aşığım. Cidden."

"Biliyorum Steeff."

"Malik ile takılınca onun gibi olmuşsun."

"Bu bir hakaret mi yoksa iyi bir şey mi?"

"Nasıl anlarsan. "

"Sanırım bir hakaret."

"Aynenn.."

Bunları derken yatağına giren Stef tekrar uykuya dalmıştı.. Ben ise bilgisayarımdan balo için güzel olabilecek şeylere bakıyordum. Çok çeşit vardı ve hepsi çok güzeldi. Sabah ayık Em ile bunları tek tek seçebilirdik eğer şimdi seçsek kartını verip hepsini aldırırdı. Aslında pek fena sayılmazdı ama onu sarhoşken kullanamazdım - :p - . Acaba Malik ne giyecekti ? Gerçi gene siyah pantolon falan giyerdi sanırım ama o pek resmi giyinmezdi. Malik tarzı adında güzel bir defile açabilirdik. Bu saçma düşünceleri kenara atarken uyku gene bastırmıştı. Sanırım bunu adı depresyondu. Neyin depresyonu ? Malik mi ? Belki de. 

Uzuun bir bölüm yazmaya çalıştım. Yaptığınız güzel yorumlar için nasıl teşekkür edeceğimi cidden bilmiyorum. Umarım beğenirsin biraz sıkıldım yazarken vote ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar <3 :) 

Real Or Dream.Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora