3

2.1K 54 13
                                    

Saat 23.00 o gösteriyordu. Eray bana ne olduğunu anlatmamıştı ama Kutsaldan uzak durmamı söylemişti. Kutsal iyi birine benziyordu ama belkide yanılıyordum. Biraz gözlemlemeliydim . Ayağa kalktım ve Eray'a sarıldım."Teşekkürler her şey için." Güldü yada resmen kahkaha attı. "Lafı mı olur ya her zaman gel." El saldım ve dışarı çıktım. Yürürken arabanın çarpmasıyla sarsılıp yere düştüm. Öyle ağır değildi sadece dokunmuştu. Sürücü , sürücü adayı desek daha doğru olur çünkü araba kullanmayı bilmiyor. İnsana çarptı ya şu düz yolda. Kafamı kaldırıp yüzümü çevirdiğimde Atlas'la göz göze geldik. Erim yoktu . Neden gelmişti. Bunu öğrenmem için sanırım içeri girmem gerekti. Ayağım açıyordu. Bunu bahane ederek içeri girmeye çalışacaktım. "Atlas,ayağım acıyor.Daha fazla yürüyemeyeceğim." Yüzünü buruşturdu. Üzgün bir ifadeyle "Özür dilerim Masal. Bu aralar kafam çok yoğun." Kesinlikle Erim'e bir şey olmuştu. "Beni içeri götürür müsün?" Kafasını salladı ve beni kucağına aldı.

***
"Anlayacağın başımız dertte." "Erimi esir tuttuğuna emin misin?" Olanları sessizce dinlerken Atlas ve Eray ciddiyetle konuşuyorlardı. Sanırım önemli bir meseleydi. Erim neden yoktu ? Neden gizliyorlardı ? Kutsalla ne alakası vardı? Bunların hepsini öğrenmek için ayağa kalktım ve Eray'ın yanına geçtim. "Erim,bana her şeyde her zaman destek oldu. Ne zaman istesem yanımda oldu. Zor durumdaydım, geldi. Bu yüzden bende size yardım etmek istiyorum." Eray başını olumsuzda sallarken Atlas ," Tehlikeli bir iş." "Tehlikeli?" bunu derken o kadar güçsüzce söylemiştim ki sesim titremişti. Korkuyordum ama bu onun yanında olmayacağım anlamına gelmiyordu.Kimseye aldırış etmeden, kapıya ilerledim. "Masal nereye?" " Erim'i bulucam ve onu kurtarıcam." Bunun kadar cesaretli söylemiştim ki iç sesim yürek mi yedin diye bağırıyordu. Umursamadan devam ettim. Tam arabanın önüne geldiğim zaman anahtarın olmadığını fark ettim. Arkamı dönüp yürürken Eray'ın bana gülümseyerek anahtarı salladığını gördüm. Gidip tam anahtarı almak için zıpladığımda geri çekti. Oyun oynuyordu sanki. Burda ciddi bir iş yapıyoruz. "Eğer gelmiyorsanız taksiyle gidicem." Eray yine gülerek "Nereye?" dedi. Gerçekten nereye gideceğimi bilmiyordum. Umutsuzca içeri adım atarken Eray arabayı açtı. Koşarak ilerledim. Atlas'a bir şeyler söyledikten sonra arabaya bindi.
***
Gözlerimi açtığımda kendimi arabanın içinde buldum. Aslında daha uyurdum ama seslere uyanmıştım. Kafamı kaldırıp baktığımda buraya neden  geldiğim fark ettim. Yardım etmeyip arabada uyuyordum. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Eray , Atlas ve kaslı çeteleri tanımadığım bir grupla kavga ediyorlardı. Sanırım Erim içerdeydi. Yavaşça ve gözükmeden içeri girmek için kapıya ilerledim. Kapı şansıma aralıktı ve içeri girdim. Karanlıktı. Korkuyordum. Telefonumun fenerini yakıp odaları gezmeye başladım. Erim yoktu. Bulamıyordum. Panik olmuştum. Bulamayacağımı anlayınca koşarak dışarıya ilerledim. Kapıyı açıp dışarı çıkıyordum ki biri kapıyı kilitledi. Kilitli kalmıştım. Korkuyordum . Karanlıktı. Kapının önüne oturup beklemeye başladım. Şarjım çok azalmıştı. Kimseye ulaşamıyordum. Anneme ne diyecektim. Gözyaşlarım yavaşça akarken  sadece sessizce oturup beklemeye başladım. Hala kavga ediyorlardı. Bir anda bir ses geldi. Önce ne olduğunu anlayamasamda bu bir silah sesiydi. İyice korkmaya başladım . Kapıya vurdum. Duyan olmadı. Ambulans sesleri geldi . İçerideydim. Kimse yokluğumu fark etmemişti. Benim yüzümden olmuştu . Tehlikeliydi. Ne olmuştu ? Kime ne olmuştu ?

SERSERİ Where stories live. Discover now