ten

5.7K 241 43
                                    

Kafenin içindeki masanın altına kurulmuş, beni bekleyen, Jungkook'u seyrediyordum.

Çok tatlı gözüküyordu. Yavaş yavaş ve sessizce masanın altından çıkıp, Jungkook'un üstüne fırladım.

Jungkook kız gibi çığlık atınca, kafedeki kişiler, kasiyerler bile dahil, gülmemek için ağızlarını kapatmış, ya da ağızlarına yemek tıkmışlardı.

Jungkook bana dönüp, "Aisshh!" diye bağırdığında güldüm.

"Çok mu korktun? Zuahauahauah!!!"

Gülerken ağzıma havuçlu kek tıkınca, öleceğimi sanmıştım. Art arda öksürürken Jungkook da bir yandan sırtıma vuruyor, bir yandan da kahkahalar atıyordu.

"Birisinin öleyazması çok mu komik? Hemde sevgilinin?!"

Jungkook alt dudağını bükerek, "Havuçlu keki sevmedin mi?" diye soruduğunda, kafasına vurup, "Ölüyordum diyorum!" diyince ciddileşti.

"Gerçekten iyi misin?" başımı sallayınca, "Pardon.." dedi. "Ben bi' an--"

Onu dudaklarımla susturduğumda, gözlerini kocaman açmıştı. Elime vurup vurup duruyordu.

En sonunda elim kızardığında, geri çekildim. "Yah... niye vuruyorsun?"

Dedikoducu teyzeler gibi, "Millet bize bakıyordu!" dedi.

"Ama oppa?" diyince, tuhaf tuhaf hallere girmeye başlamıştı.

Kendine gelmesi bu sefer uzun sürecekti...

Bu kitabı bir günde yazdığımı, ama size parça parça yolladığımı biliyor muydunuz? ;))

instagram | jjk + kyrWhere stories live. Discover now