Beni Sever Misin? (Çevikçi Serisi-2)🇹🇷

25. Bölüm~Karmakarışık❤

Fatoş anneannesinin sesini duyduğu anda Serkan'ı omuzlarından itmiş ve kendinden uzaklaştırmaya çalışmıştı. Ancak çokta başarılı olduğu söylenemezdi. Serkan onu tutmuş bırakmıyordu. Etrafında olup bitenden ise bir haberdi. Fatoş bir deli kuvvetiyle Serkan'ı ittiğinde hızla bacağından kalkmış ve anneannesine açıklama yapmaya çalışıyordu.

-"Anneanne valla göründüğü gibi değil. Ayy yani göründüğü gibi ama gördüğün gibi de değil. Şey işte. Biz oturuyorduk. Şey Serkan'ın gözüne toz kaçmış. Evet, evet toz kaçmış ben bakmak için şey ettim. Ama sonra hop dengemi kaybettim. Serkan tuttu beni-" derken geri geri gittiği için arkasında duran sehpayı göremedi. Bacağının kenarını çarptığında dengesini kaybedip halının üzerine popo üstü düştü. Serkan hızla yerinden kalkıp Fatoş'un yanına geldi ve onu ayağa kaldırdı.

-"İyi misin?" Başını sallayıp sonra tekrar anneannesine döndü. Ama bu defa tek değildi yanına annesi de vardı. Olan biteni izliyor anlamaya çalışıyordu. Tabi Nebahat anneanne durur mu hemen ispiyonladı her şeyi.

-"Gelmeseydim kız elden gidiyordu. İçeri bir girdim aman yarabbi bir de ne göreyim oturmuş şey ediyorlar." Kübra Hanım anlamayarak sordu.

-"Ney ediyorlardı? Anne ne diyorsun Allah aşkına. Zaten poşetleri eve getirene kadar canım çıktı. Merdivenlerde de sesini duydum yetiş kız elden gidiyor diye bağırıyordun." Serkan'a döndü bu defa.

-"Hoş geldin oğlum." Serkan yüzü hafiften kızarmış başını önüne eğmiş bir vaziyette cevap verdi.

-"Hoş buldum Kübra Anne." Fatoş hayranlıkla bakakaldı sevdiği adama. Kendi annesine anne demişti. Üstelik utançtan yüzüne bile bakamıyordu. Ellerini onun yanaklarına götürüp sıkmamak için zor tuttu kendini. Âşık âşık ona bakarken yine anneannesi konuştu.

-"Öpüyordu kızı işte." Sonra beklenmedik bir şey yaptı Nebahat anneanne. Bastonu ile gençlerin yanına doğru yürümeye başladı. Üstelik o bastonu havaya kaldırmış dövmeye hazırlanır gibiydi.

-"Sizi gidi yaramaz terbiyesizler sizi. Evlenmeyi bekleyemiyor musunuz siz?" Fatoş ve Serkan bastonun ve yaşlı kadının gazabından korunmak için hemen sehpanın etrafından dolandılar. Serkan'ı salona yollayıp kendisi de anneannesinin önüne geçip yaşlı kadının beline sarıldı.

-"Kaç aşkım kaç. Canını kurtar." Serkan ayakkabılarını giyerken Fatoş'un aşkım diye seslenmesi ile hipnoz olmuşçasına bakakaldı.

"Ne dedin sen?" Fatoş tombik anneannesinin önünde durmakta zorlanırken sinirle bağırdı.

-"Kaç diyorum kaç. Senin için kendimi feda ediyorum. Kaç kurtar kendini. Çabuk. Yoksa o bastonla var ya..." Gerisini tamamlayamadı. Zira anneannesi onu itmiş hızla Serkan'a ilerlerken genç adam sırıttı.

-"Görüşürüz anneanne." Diyerek merdivenleri üçer beşer inerek gözden kayboldu. Fatoş annesine ve anneannesine bakıyordu.

-"Ne var neden öyle bakıyorsunuz?" Anneannesinin çatık kaşları çok korkutucu görünüyordu.

-"Sen ne diye elin herifiyle evde yalnız kalıyorsun. Seni öpmesine izin veriyorsun." Fatoş arkasındaki boş koltuğa attı kendini.

-"Elin herifi dediğin benim nişanlım yakında da eşim olacak."

-"Kızım. Yavrum. Bu saatte evde tek başınıza olmanıza el âlem ne der hiç düşünmüyor musun?" Sinirle yerinden kalktı.

-"El âlem ne der diye düşünmekten mutsuz mu olalım. Niye etrafı düşünüyoruz ki biz. Onlara ne?"

-"Olmuyor kızım. Millet arkandan demedik laf bırakmaz."

-"Anneanne umurumda değil. Yıllar sonra mutluluğu bulmuşum ve etrafımdaki insanların ne dediğini duymak istemiyorum. Sadece bir parça huzur istiyorum o kadar..."